Sadece bir sınır çizgisi ile ayrılan Lefkoşa’nın güneyi temiz, bakımlı, kaldırımları ağaçlandırılmış ve yolları çağdaş durumdadır. Kuzeyi ise bakımsız, dağınık ve kirli adeta insan eli değmemiş bakımsız ve sahipsiz büyük bir köy görünümündedir.
Bu hoş olmayan görünüm, devletimizin imajına gölge düşürmesi bir yana, ülkemize gelen yabancıları da olumsuz yönde etkilemektedir.
Oysa kuzeydeki belediye, halktan toplanan insaf ölçülerinin üzerindeki fahiş vergiler yanında, emlak vergisi ve devletten de para yardımı alır. Son zamanlarda su faturaları ile ek hizmet adı altında 11,6 TL vergi alıyor.
Halen belediye, Anavatandan getirilen ve deposuna maliyeti 2.30 TL olan suyu, vatandaşa yaklaşık 5 ile 7,5 TL den satar.
Boş ve su bağlantısı bulunmayan konutlar için bile mal sahiplerinden iş yeri, temizlik ve benzeri hizmet vergisi alır.
Belediyenin su faturaları ile vatandaşlardan sırf kanalizasyon hizmeti için vergi almasına rağmen, mikrop saçan kanalizasyon suları sık sık dere yatağına boşaltılır.
Kuzeydeki belediyenin halktan aldığı vergiler, nüfus oranına göre güney ile kıyaslandığı takdirde, daha fazladır. Ayrıca KKTC’deki tüm belediyeler, özellikle alt yapı tesislerinin tamamlanması için, Anavatandan önemli mali yardım alır.
Bu durumda Lefkoşa’nın kuzey kesiminin hoş olmayan durumunun, parasal kaynak yetersizliğinden kaynaklandığı kabul edilemez.
Orta halli yağışlardan sonra bile yollarımızın sular altında kalması, evleri su basması; sırf kanalizasyon amacı ile vergi alınmasına karşın çeşitli bahanelerle, evlerin arasından akan dere yatağına mikrop saçan kanalizasyon sularının boşaltılması; eskiyen yolların yenilenmemesi bir yana, oluşan çukurların bile kapatılmaması; yol kenarları ve refüjlerdeki çöpler; bozulan kaldırımların onarılmaması, kırılan rögar kapaklarının yenilenmemesi, sivrisinek- küp düşen sorununun çözümlenmemesi en basit hizmetlerin bile beklenen düzeyde verilmediğinin kanıtıdır.
Kişisel görüşüme göre Lefkoşa’nın Türk kesimindeki durumunun hoş olmamasının en önemli nedeni: hükümetlerin aşırı istihdamları önleyici yasal düzenleme yapmaması, İçişleri bakanlığının belediye yönetimlerini denetlememesi, kamu yararını koruyucu önlemler almaması ve yetkilerini yanlış kullananlardan hesap sormamasından kaynaklanır.
Hükümet, su bağlantısı yapılırken sayacın bedelinin alınmasına rağmen, her ay abonelerden sayaç kirası alınmasına bile ses çıkarmıyor.
Lefkoşa’nın bakımsız bir köy durumunda bulunmasının diğer bir sebebi de, halkın ödediği fahiş vergiler karşısında beklenen düzeyde hizmet verilmemesine, yeterince tepki göstermemesi, haklarına sahip çıkmamasıdır.
Birçok sivil toplum kuruluşlarımız bulunmasına karşın, hiçbiri de Lefkoşa’nın olumsuz görünümünün düzeltilmesi için sesini çıkarmıyor.
Üstüne üstlük halkımız seçimlerde, başarısız olan ve belediye olanaklarını hatalı kullanan kişileri, çeşitli nedenlerle yeniden iş başına getiriyor.
Medya kuruluşlarının da maalesef başkentimizin üzücü görünümünü umursadığı ve yükümlülüklerini yerine getirmesi için, sorumlulara yeterince baskı yaptığı söylenemez.
Aslında belediyeler, vergileri hizmet gerekçesi ile toplar. Bu nedenle bütçe, öncelikle maaşlarda değil hizmetlerde kullanılmalı. Çeşitli nedenlerle geçmişte yapılan gereksiz istihdamların bedeli, halka ödettirilmemeli.
İçişleri bakanı toplanan vergilerin hizmetlerde kullanılmasını sağlamalı ve halkın fahiş vergilerle mağdur edilmesine göz yummamalı.
Başkentimizin acıklı durumu
Paylaş
İsmet Yavuz.Artvin 4 Yıl Önce
Güzel Kıbrısınızıda Türkiye'ye Benzetmişler Sizin Politikacılarınızda ,da Yurtseverlik yok,Ben Kıbrıs Halkını Demokrat bir toplum bilirdim Hep,hayal kırıklığı yaşadım.Diyalog Yazarlarını,inanın Çok Çok sevdim.Dr.İhsan Akdeniz Bey saygılarımı iletiyorum Efendim