Toplumsal enerjiyi sağlıklı noktalara yöneltmemek için elden geleni hep birlikte yapma konusunda müthiş bir yetenek geliştirdik. Gündemde turizmi ağır ağır başlatmak var. Turizm emekçileri ilgili Bakanlara “Baba” diye hitap ederek içinde oldukları zor durumu değiştirmek için Başbakanlık önünde eylemde. Süt üreticileri ürettikleri sütün ellerinde kaldığı gerekçesi ile eylem hazırlığında. Aynı şekilde patates ve yaş sebze meyve üreticileri de telaş içinde. Süt imalatçıları, sanayiciler, esnaf, inşaatçılar da dertli. Biten binaları yerli ve yabancılara satamadıkları için dert küpü. Yurttaş, iş dünyası yükselen döviz kurları ve faizlerden yandık kül olduk diyor.
Bu nedenle bu konuları sağlıklı tartışma devinimi içine girmemiz gerekiyor. Ama bunlar dışında Kurultay çekişmeleri ve diğer konular en sıcak mevzular. Açılıma ihtiyaç olduğu meydanda.
Olayın ilk adımı turizmde açılım üzerine olmak durumunda. Peki, bu nasıl olacak? Şimdi toplumda var olan sağlık endişesini gidermek için “kapalı devre” turizm gibi bir kavram ortaya atıldı. Bunu elbette değerli buluyorum. Yani bir şekli ile açılmamız gerekiyor. Ancak tam da bugünlerde, Pandemideki bulaş konusunda vaka sayılarında ciddi artış var. Bu bir ayağı ile açılıma doğru adım atmaya çalışırken, tekrar kapanma gibi bir olguyu da içinde tehlike olarak barındıran bir durum. Nitekim muhalif olsun olmasın herkesin ağızından dökülen diğer söz, “bir kapanmayı bir kez daha kaldıramayız” ifadesidir.
Peki öyle ise ne? Bu kısmi açılım adımları başka bazı düzenlemelerle sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Merkezi Yönetim, Yerel Yönetimlerle birlikte açılım konusunu tartışmasız denetim altına almalıdır. Her ilçede ilgili devlet dairleri ve yerel yönetim organları Kaymakamlıklar bazında denetimin merkezinde olmalıdır. İlgili memurlar, Belediyelerin Zabıta birimleri devamlı olarak maske, hijyen, mesafe kurallarına yönelik; yolda, işyerlerinde, dairelerde, insanların bir arada bulunmak zorunda oldukları yerlerde denetim, uyarı görevlerini yapmalı. Uymayanlara yasal cezai tedbirleri getirmelidir. Bunu tam anlamı ile yerine getirmek zorundayız. Çünkü son bulaş olaylarında ana ağırlık yerel vakalardadır.
Evet açılım gerekiyor. Turizm ve hizmet sektörü ekonominin itici gücüdür. Bu nedenle dikkatli adımlarla bu ele alınmalıdır. Ancak bunun daha etkin olması için aşılama işini de artırmak gerekir. Halka ilgili Bakanlar aşı geldi geliyor mesajları verdi. Ancak hala somut bir adım oluşmadı. Şimdi AstraZeneca aşısı da var. Ancak Sağlık Bakanlığı yetkililerinin insanların içindeki güvensizliği pekiştirircesine “isteyen bu aşıyı kullanabilir” demesini yadırgadım. İngiltere 32 milyon vatandaşını aşıladı. Avrupa’da aşılamada birinci sırada. Bunu da ağırlıkla Oxford AstraZeneca ile gerçekleştirdi. Evet Türkiye’den aşı bekliyoruz. Ama elde AB’nin verdiği bu aşılarda var. Bunları da kullanmak ve aşılanan insan sayısını artırmak gerekir. Baksanıza aşılama oranı artan İngiltere’de Pandemiden ölümlerde ciddi gerileme var. Evet, Türkiye’den Sinovac için girişimler yapalım. Ama belli bir miktarı da kendi kaynaklarımızla tedarik etmeyi de gündemde tutalım. Aşı olsun da markası ne isterse olsun. Rusya’dan da Sputnik V için de girişim yapalım. O da gelsin.
Kısacası turizmde, eğitimde açılıma ihtiyaç var. Ama buna dönük toplumsal duyarlılığa dikkate ve tedbire ihtiyaç var. Peki, biz neyi tartışıyoruz? Bunlar dışında her şeyle ilgili enerji tüketiyoruz. Kısacası o eski deyimi hatırlayalım. “Avaracı Papaz, sağları gömer” halinden çıkalım.
“Avaracı Papaz”
ataşehir escort - escort ataşehir - avcılar escort - escort avcılar
Paylaş