Ambargolarla cezalandırılmamızın hiçbir haklı dayanağı olmaması bir yana, en temel insan hakları ilkelerine aykırı, art niyetli ve düşmanca bir uygulamadır.
Cezalandırılmamızı gerektirecek herhangi bir suç işlemedik. Aksine ortak olduğumuz Kıbrıs cumhuriyetinden atıldık, silahlı saldırılarla can ve mal kayıplarına uğratıldık, göç etmek zorunda bırakıldık, 11 yıl en temel yaşam koşullarından mahrum edildik. Mağdur edildik.
Akridas ve İfestos katliam planları, Rum saldırılarını belgeleyen ve Birleşmiş Milletler temsilcisi Ortega’nın raporu Türk tarafının suçlu olmadığını kanıtlamaktadır.
Hak, hukuk ve insanlık bakımından, ortaklık yönetimi olan Kıbrıs cumhuriyetini yıkan, Türkleri can ve mal kayıplarına uğratan Rumların, cezalandırılmaması ve üstüne üstlük bir de yasal Kıbrıs cumhuriyeti kabul edilmesi, tarihe mal olacak utanç verici büyük bir haksızlıktır.
Dayanağı olmayan haksızca ambargoların amacı: Kıbrıs Türk halkını çökertmek, ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanılabilecek Guterres Çerçevesi benzeri bir ara çözümü kabul ettirmek ve ayni Girit senaryosu ile Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktır.
Kuşkusuz anavatanımızın olağanüstü fedakârlıkları ve bizi koruyup her zaman yanımızda olması nedeniyle, ambargoların etkisi oldukça azaltılmıştır.
Ancak, ambargolar nedeniyle, ulaşım pahalıya mal olmakta, anavatanın limanlarından aktarmalı olması nedeniyle, normalden daha uzun zamanda sağlanabilmektedir.
Deniz ve hava limanlarımıza yabancı gemi ve uçakların gelmesinin engellenmesi, turizm ve üretim sektöründe önemli ekonomik kayıplara sebep olmaktadır.
Ulaşımdaki ambargolar nedeniyle, ülkemize anavatan üzerinden transit ithal edilen girdilerin maliyeti normalden daha fazla olmaktadır.
Pahalıya mal olan girdiler nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksek olması, içte yaşam pahalılığına, dış pazarlarda da rekabet gücümüzün azalmasına sebep olmaktadır.
Öte yandan sportif etkinliklere katılmamızın engellenmesinin, kabul edilebilecek herhangi haklı bir gerekçesi olamaz.
56 yıldan beri haksız ambargolarla cezalandırılmamıza ve zarara uğratılmamıza ses çıkarmamamızın isabetli olmadığı görüşündeyim.
Kuşkusuz bizi ambargolarla cezalandıran Emperyalist ülkeler ile onların çıkarları doğrultusunda karar üreten BM ve AB’nin hakça davranmadığı her koşulda Rum-Yunan yanlısı hareket ettiği bilinmektedir.
Buna rağmen, onları zor durumda bırakmak bakımından, bizi cezalandırmalarının gerekçesinin, dayanağının ve amacının ne olduğunu yazılı olarak RESMEN sormalıyız.
Özellikle 2004 referandumundan sonra Genel Sekreter Annan’ın hazırladığı raporda ambargoların dayanaksız olduğunu ve kaldırılmasını gerektiğini açıklamasına rağmen, neden dikkate alınmadığının amacını ve sebebini açıklamalarını istemeliyiz
Hiç olmazsa bundan sonra ilgili devletler ile uluslararası kuruluşlar nezdinde etkin bir girişim başlatmamız ve ambargoların kaldırılmasını talep etmeliyiz.
Kıbrıs meselesinde karışan yabancı devletler, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği haksızca güneydeki yönetimi, Kıbrıs cumhuriyeti kabul etmektedir.
Ancak bu haksızlığı kabullenmememiz ve Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluş anlaşmasına aykırı olarak güneyde sadece Rum’u temsil eden yönetimin, BM ve AB’de Kıbrıs Cumhuriyeti kabul edilmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, sürekli olarak yüzlerine vurmalıyız.
Sözde çözüm yanlısı bazı siyasiler de, birleşme tutkusu ve Türkiye fobisi nedeniyle, haklarımızın talep edilmesini savunanları, çözüm istememekle suçlaması dayanaksızdır.
Çünkü ambargolar, Rumların bugüne dek makul bir anlaşmayı kabul etmemesini körüklemiştir. Çünkü ambargolarla ve 5. Kol faaliyetleri ile Kıbrıs Türk halkının çökertileceği umut ve beklentisi nedeni, makul bir çözüme yanaşmamaktadır.
56 yıl haksızca ambargolarla cezalandırılmamıza gereken şekilde yanıt vermememiz, tepki göstermememiz, hatta bize ambargo uygulayan BM ile AB temsilcileri ile hiç bir şey olmamış gibi, normal ilişki içinde olmamız, isabetli olmaması yanında ambargoları kabullendiğimiz algısına da sebep olmaktadır.
Hiç olmazsa bundan sonra, Kıbrıs davası ile ilgilenen tüm devlet ve uluslararası kuruluşlar nezdinde etkin girişim başlatmamız, ambargoların kaldırılmasını talep etmeliyiz.
Ayrıca hiçbir suçumuz olmamasına rağmen ambargolarla cezalandırılmamız sonucu ortaya çıkan ekonomik kayıplarımızın da BM ve AB tarafından tazmin edilmesini istemeliyiz.
Çözüm müzakerelerine katılmamız için de, Rumların makul bir anlaşmayı kabul etmemesine sebep olan art niyetli ambargoların kaldırılmasını ve düşmanca cezalandırılmamıza son verilmesini şart koşmalıyız.
Ambargo sorunu
Paylaş
Emrecan Palamut 4 Yıl Önce
"56 yıldan beri haksız ambargolarla cezalandırılmamıza ve zarara uğratılmamıza ses çıkarmamamızın isabetli olmadığı görüşündeyim." Kime ses çıkaracaksınız? Sizi kim dinleyecek? Senelerdir kavgalı olunan, laf dalaşı edilen AB ile, düşman haline getirilen sınır komşusu Yunanistan ile mi?