AKEL GS Sayın Andros Kibrianu TEPAV'ın düzenlediği “ Doğu Akdeniz’de Jeo-politik Durum ve Kıbrıs Sorunu” konulu Konferansta Ankara’da, 23 Kasım 2018 tarihinde bir konuşma yaptı.
Sayın Andros Kibrianu Ankara’ da bu konferansla ilgili bulunurken, ayni zamanda Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlut Çavuşoğlu ile de konutunda bir görüşme gerçekleştirdi.
Bu çok önemli ve olumlu bir olaydır. Her iki siyaset insanını da tüm ön yargıları bir yere koyarak, bu adımı atmaları nedeni ile kutlamak gerekir.
Görüşme Kuzeyde “sessizlikle” karşılandı. Kanımca sessizlik, olumlunun gelişmesine katkı sağlamaz.
Üstelik bundan kısa süre önce Kuzeyde, Sayın Çavuşoğlu'nun, Sayın Anastasiadis ile gerçekleştirdiği görüşmeye yönelik olarak gerçekten şık olmayan hassasiyetler ifade edilmişti. Çok abartılı şekilde “devre dışı bırakılıyoruz “ endişeleri, iç siyasi tüketim servisli sözlerle dillendirilmişti.
Bunun arkasından Sayın Çavuşoğlu'nun, Sayın Andros Kibrianu ile Ankara’da görüşmesi, gerçekten iç siyasi riskleri bir yere koyarak, bu adımı atması önemlidir.
Sayın Çavuşoğlu ile Sayın Andros Kibrianu görüşmesine yönelik olarak ise şimdi , “Derin Sessizlik “ var.
Görüşmeden sonra, içerik ile ilgili olarak açıklama yapması istenen Sayın Andros Kibrianu şöyle dedi.
“Cumhurbaşkanı Sayın Anastasiadis'i ve Yunanistan Başbakanı Sayın Jipras'ı bilgilendirmeden açıklama yapmam”. Bu sorumlu bir siyaset insanının ifadesidir.
CTP milletvekillerinden oluşan bir heyet, Sayın Anastasiadis’le makamında görüşmüştü… Görüşlerini anlattılar, onun dediklerini dinlediler. Toplum ile de bunu kısmen paylaştılar. Buda tıpkı Sayın Andros Kibrianu – Sayın Çavuşoğlu görüşmesi gibi gerekli ve son derece önemli bir görüşmedir.
Ayni şekilde Güneyde iktidardaki Sayın Anastasiadis'in partisi DİSİ Genel Başkanı Sayın Averof ile Kuzeyin Muhafazakâr partisi olan UBP, Kuzeyde görüştüler.
Buda olumlu ve olması gereken bir olaydır. Ancak bununla ilgili olarak basın önünde pek bir görüntü oluşmadı. Oldukça “utangaç” bir tutum sergilendi. Buna da “Derin Utangaçlık “ tanımı yapayım.
Ama ister “derin sessizlik, isterse derin utangaçlık” içinde olsun, bu temasların faydası var.
Yeter ki bunlar, “derin göz bağcılığı“ ile gizlemesin,
Hatta, Türkiye’deki sosyal demokrat CHP, Yunanistan'a dönük olarak tüm siyasi güçlerle, AK Parti kadar görüşme geliştirmesi gerekir. Yani AK Partili Sayın Çavuşoğlu’nun AKEL GS ile görüşmesi gibi CHP de DİSİ ve AKEL ile görüşürse ne olur? Yunanistan’daki siyasi partiler, Kıbrıs Türk Siyasi partileri ile görüşürse kıyamet mi kopar? Aksine bunlar, olumlu olarak yumuşamaya katkı sağlar.
Önümüzdeki günlerde Yunanistan Başbakanı Sayın Jipras'ın Ankara ziyareti söz konusudur. Bu zor günler içinde bu önemli bir adımdır.
Stratejik Düşmanlıktan, Stratejik Dostluğa Ortaklığa...
Bir kere Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ın devlet ve hükümet yetkilileri ayrı ayrı, ABD'nin Stratejik Ortağı olmakla övünürler. Ancak ABD ile Stratejik Ortaklıkla övünen bu üç ülkenin devlet, hükümet ve muhalefet sözcüleri maalesef, bu üç ülkenin bir biri ile STRATEJIK DÜŞMAN olmasına dönük olarak bir karşı hassasiyet koymazlar. Aksine muhalefet olan, dar milliyetçilik üzerinden iktidar olanı eleştirmekle puan toplayacağına inanır. Bu ise hiç kimseye ve halklarına demokratik bir değer katmaz.
Ancak coğrafyanın ve tarihin, ekonomik ve bölgesel Jeo Politiğin gereği olarak eğer bu üç ülke, birbiri ile “stratejik düşmanlıktan” , “ STRATEJİK DOSTLUĞA, ORTAKLIĞA “ geçse; bunun, üç ülkenin halkları için getireceği çok yönlü değerlerin büyüklüğü ölçülemez.
İşte yurtseverliğin kritik eşiği burasıdır.
Ana dili Türkçe veya Yunanca olan farklı görüşteki siyaset insanları, bu stratejik ortaklık ve dostluk için adım atarlarsa, yurtseverliğin eşiğini, dar milliyetçilik engellerini aşarak geçerler.
Sözün özü şu... Andros Kibrianu – Çavuşoğlu görüşmesi önemlidir. Bu temasları üç ülkenin tüm siyasi güçleri arasında geliştirmek ise yurtseverlik görevidir.
Sayın Andros Kibrianu'nun TEPAV Konferansında ifade ettiği görüşlerde çok değerlidir. Tam metnini herkesin okumasında fayda var. Hele, egemenlik haklarından söz eder ve hali ile bunu savunurken, bunu öne sürerek; Güneyde, Türkiye karşıtı İsrail ve başka ülkelerle askeri ortaklıklar ve cepheler kurmak adımlarına da karşı olduğunu ayni zamanda ifade etmesi de çok değerlidir.
Böyle cesaretli adımları, ortak buluşma noktaları yaratarak çoğaltmak ve desteklemek gerekir.
AKEL GS Kibrianu ve Çavuşoğlu görüşmesi
Paylaş