Bir zamanlar her yeri ağaçlarla kaplı gerçek bir yeşil ada olan ülkemiz, bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu bugün sarı ada durumuna getirilmiştir.
Bitki örtümüzün yok edilmesi sonucu; doğal denge bozuldu, yaban hayvanların yaşamı zorlaştı, çevremiz çirkinleşti, yeraltı suları azaldı ve toprak erozyonu, toz kirliliği, kuraklık, kavurucu sıcaklar gibi sorunlar ortaya çıktı.
Kısaca ağaçların katledilmesi nedeniyle, doğasal yapımız ve çevre koşullarımız önemli derecede bozulmuş ve yaşam kalitemiz düşmüştür.
Doğaya karşı yapılan en küçük bir zarara karşılık, insanların çok ağır bedel ödemek zorunda kaldığı, yaşanan dönemde tüm dünyada karşılaşılan çeşitli felaketler ve sorunlar ile açıkça anlaşılmıştır.
Bu nedenle artık bütün dünyada, doğanın korunmasına büyük duyarlılık gösterilmekte ve bozulan doğanın yeniden onarılması için çok köklü ve ciddi önlemler alınmaktadır.
Kuşkusuz diğer önlemler yanında, doğaya yapılan zararın düzeltilmesi için yapılabilecek en etkin ve öncelikli uygulama, ağaç varlığının artırılarak yeterli düzeye çıkarılmasıdır.
Ülkemizin bitki örtüsünü yeterli düzeye çıkarmak ve böylece daha sağlıklı, daha güvenli, daha güzel ve sürdürülebilir bir doğaya sahip olabilmemiz için ‘Bozuk durumda bulunan 40,000 hektar orman alanının yeni ve hızlandırılmış dikim programları ile verimli hale getirilmeli. Mevcut orman alanımızın, bilimsel kriterlerde öngörüldüğü gibi ülke yüz ölçümünün % 30 oranına çıkarılması için yaklaşık 30,000 hektarlık bir ek alanın da ormanlaştırılması ile 100,000 hektara yükseltilmesi gerekir.’
Bunun yanında, şehirlerimizde insan sağlığını tehdit eden kavurucu yaz sıcaklarından yayaların korunması için, tüm kaldırımlara bol gölge veren boylu ağaçlar dikilmeli; yaz aylarında kavurucu sıcaklar nedeniyle klimasız araçlarla seyahat edilmesi çok rahatsız edici olan şehirler arasındaki yollar ve Beşparmaklar üzerinde çıban yarası gibi görünen taş ocakları, bu ağaçlandırma sezonu da geçmeden ağaçlandırılmalıdır.
Ayrıca, öğrencilerimizin daha sağlıklı ortamda eğitim görmesi için, okullarımızın ağaçlandırılmasına önem verilmeli.
Köylerimizdeki halkın yakacak, dinlenme ve eğlenme gereksinimlerinin karşılanması için de, tüm köylerimizde bulunan hali, mera ve benzeri kamu arazilerinin ağaçlandırılması için Kaymakamlarımızın gerekli hareketi başlatmaları yararlı olacaktır.
Geçmiş uygulamalardan anlaşıldığı gibi, ülkemizde kurak koşullarda yapılan ağaçlandırma uygulamalarının başarılı olabilmesi için, fidan dikiminin çok erken yapılması ve yaz sıcakları başlamadan, bitkilerin yeterince güçlenerek yeni dikildikleri ortama alışmalarına olanak sağlanması gerekir. Aksi halde geç yapılacak dikimlerde, kurak sezonun gelmesi ile fidanlar ölecek ve harcanan emekler ile paralar boşuna gidecektir.
Tehlike sinyali vermekte olan doğamızı yeniden tamir edebilmek için, 1995 yangınından sonra yapıldığı gibi, yeniden bir genel ağaçlandırma seferberliği başlatılmalı.
Aynı doğa içinde yaşayan KKTC vatandaşları olarak, hepimizin yaşam ortamımızı korumamız, daha sağlıklı duruma getirmemiz için el birliği ile hareket etmemiz ve içinde bulunduğumuz ağaçlandırma sezonunu çok iyi değerlendirmemiz gerekir.
Ağaçlandırma kampanyası için ihtiyaç duyulacak olan ek finansmanın sağlanması için, ‘Ağaçlandırma Fonu’ oluşturulmalı.
Bu amaçla başta taş ocakları, eğlence sektörü ve uygun görülecek kesimlerden bir miktar maddi katkıda bulunmalarının sağlanması yararlı olacaktır.