Diyalog Gazetesi
2017-11-08 09:39:28

Yeter çektirdikleriniz

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 08 Kasım 2017, 09:39

Ülkesini ve insanını sevenler; önemli bir göreve geldikleri zaman en iyi hizmeti verirler...
Daha çok üretmek, daha çok satmak ve daha mutlu olmak isterler...
Ülkesini ve insanını sevenler; çevreyi gözü gibi koruyarak, yeşillendirmeye öncelik verirler...
Ne kadar çok ağaç, o kadar temiz hava...
Ne kadar az kirlilik, o kadar az kanser...
Ne kadar çok yeşil park, o kadar çok mutluluk...
Ne kadar düzen, disiplin ve denetim; o kadar güven...
Ne kadar temizlik ve güler yüzlü hizmet; o kadar çok turist...
Turist demek; ekonomik açıdan kalkınmak, refah içinde yaşamak demektir...
Turist sayısı arttıkça, bu ülkede daha çok üretim, daha çok satış olur...
Ticaret daha da gelişir...
Ne var ki; turizmi geliştirebilmemiz için önümüzde birçok engel vardır...
Bunları aşmak ve başarmak kolay değildir...
Engellerden bir tanesi doğrudan uçuşlardır...
Rum tarafının insanlık dışı girişimleri sonucunda yabancı bir ülkeden kalkan uçaklar Ercan’a gelemiyor...
Turistler ise aktarmalı uçuş yapmayı sevmiyor...
Aktarmalı uçuş, daha çok zaman harcamak, hatta eziyet çekmektir...
Bir başka sorun, tanıtım faaliyetlerimizin yetersizliğidir...
Bu iki önemli başlığa ilaveten bir de kendi kendimize uyguladığımız ambargolar vardır...
Yatırımcı gelmediğinde kızıyoruz; yatırımcı geldiği zaman da onlara ‘hırsız’ gözüyle bakıyoruz...
Sanki bu ülkede yükselen otelleri, turistik tesisleri yüklenip götüreceklermiş gibi temelsiz görüşler üzerine politikalar üretiyoruz...
Zaman zaman KKTC’nin kalkınmasına karşı çıkan ve bir düşmandan daha kötü fikirler taşıyanları yetkili görevlere getiriyoruz...
“Yapmam arkadaş” dediği zaman, ona “yapma” deyip, aferin çeken siyasilerden icraat bekleyerek kendi kendimizi avutuyoruz...

Hani her şey daha güzel olacaktı?
 
Belediye sayısını 28’e çıkarırken, bizlere ‘Binbir Çevre Masalı’ anlatmışlardı...
Sonrasında anlatılanların tam tersi oldu...
Tarladaki adamı da belediye memuru yapmak suretiyle, su, kanalizasyon, kaldırım, park, yeşillendirme, aydınlatma ve çevre düzenlemesi gibi ana sorumluluklarını ve insanlara hizmet etmesini unutuverdiler...
Tarladan söküp, memur yaptıkları insanlara gün gele maaş ödeyemediler...
Uzun yıllar sosyal yatırım yapmayan belediyeler vardır...
Yol, kaldırım, yağmur drenaj kanalları, oyun parkları gibi gerekli yatırımlar ise ancak Türkiye’nin finansmanıyla yapılıyor...
Kısacası, bu kadar çok belediye ile halka yeterli hizmet verilemiyor...
Şimdiki hükümet, belediyelerin sayısını yarı yarıya azaltılmasını öngören protokole imza koymuştu...
Fakat bunu yapmadı...
Üstelik erken seçim kararı alarak, gelecek yıl içinde yerel seçimlerin yine 28 belediyede yapılmasını garantiye bağladı...
Peki bunun zararını kim çekecek?..
Protokol konusunda aldatılan Türkiye mi, yerel halk mı?..
Sorunun cevabını hepimiz biliyoruz...
Ve Kıbrıs Türk halkının bu şekilde yönetilmesinin kabul edilemez olduğunu söylüyoruz...
Halkın siyasete olan güvensizliğin temelinde bunlar vardır...
Seçim döneminde “yaparız, ederiz” diyenler, seçim sonrasında başka işlerle uğraşmaya başlarlar...
Bir sonraki seçime kadar da verdikleri sözleri hatırlamazlar...
Ama artık “yeter” diyoruz...
Yeter bu ülkeye yapılan kötülükler...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.