Kıbrıs sorunu çözümsüzlüğünde; iki toplumun ilişkilerine ve Kıbrıs Türk Toplumunun Avrupa, dünya ile ilişkilerinde nisbi bir açılım getiren Yeşil Hat Tüzüğü oldu. Ama Pandemiyi fırsat sayıp, Güneyin bağnazları şark kurnazlığı ile hesap ödemeden, Yeşil Hat Tüzüğünü darbeleme yoluna başvuruyor. Kuzeyin bağnazları ise şark kurnazı Güneyi, iki devletli tezleri için görmezden gelmeyi tercih ediyor.
Güneyin bağnazları içlerine sindirmedikleri Yeşil Hat Tüzüğünü iğdiş etmek için, ilk etapta Baf ve Larnaka Havaalanından gelip Kuzeye geçmek isteyen AB üyesi ülkeler dışından gelen insanların Kuzeye geçişini yasaklama kararı aldı. Bu yasağa Brexit nedeni ile İngiltere’yi de dahil ettiler. Yani AB ile İngiltere arasında oluşan gerginlikten de yararlanma şark kurnazlığını marifet saydılar.
Bu, Brexit nedeni ile İngiltere ile iki devletli çözüm tezleri için, yeni tür ilişki kurma söylemini, Sarayönü’ne doğru, “Türk’ün Türk’e pragandası” ile yapmayı marifet sayanların toplumu; “Dimyata pirince” götürmek adına, “evdeki bulgurdan” etme haline getirmelerine dönük acı bir yeni örnektir.
Demokratik ve ilerici bir düzenleme olan Yeşil Hat Tüzüğünü darbelemek isteyen Güneyin bağnazlarının bu gerici adımı; Kuzeyin yetkili makamları olan, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı tarafından hiçbir tepki görmedi. Bir tek CTP Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman ve HP Genel Başkanı Sayın Kudret Özersay bu haksız tutuma eleştiri getirdi.
Ancak ne hikmetse “Ekonomik Örgütler Platformu”; KTTO, KTSO, KTMB, İŞAD, Turizm ve Otelciler Birlikleri hiç tepki vermedi. Hayret. Kuzeyin bağnazları açısından, siyasi eşitlik içinde, iki kurucu devlet temelinde Federal bir sentezde buluşmaya katkı için gelen Yeşil Hat Tüzüğünü iğdiş etmeye dönük, Güneyin adımlarını sessizce karşılamak doğal olabilir. Ama bu “grak grak” eden Lefkoşa, Arasta, Mağusa, Girne, İskele, Karpaz, Güzelyurt ve Lefke çarşısı, esnafı ve turizmciler, sanayiciler, tedarikçi ticaret erbabı için bir darbedir. Hele turizmciler için bu adıma sesiz kalmak anlaşılır değildir.
Peki Yeşil Hat Tüzüğü ile ilgili bu kararı alan Güneyin Bağnazları ve sessiz kalan AB için durum nedir? Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi olurken gündeme gelen 10. Protokol çözümsüzlük nedeni ile AB müktesebatının Kuzeyde askıda olduğunu ifade ediyordu. Buna karşın Kıbrıs Türk Toplumunun Federal Çözüm isteğini açıkça ifade ettiği 24 Nisan 2004 Referandumundaki iradesine saygı. Aynı zamanda Kuzeyde yaşayan insanların adanın diğer yarısında yaşayanlarla insani, ticari ilişki geliştirmeleri. Ayrıca Türk Toplumunun Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve bunun dışında kalan ülkeler ve onların vatandaşları ile Kıbrıs sorunu nedeni ile oluşan, temas yokluğunu ortadan kaldırmak için hava ulaşımı ile seyahata kapı açmayı amaçlıyordu. Biz; bunu içimizdeki kimi bağnazların itirazlarına karşı istekli olarak kabul ettik. Güneyin bunu zorunluluktan kabul ettiği açıktı. Yeşil Hat Tüzüğü, Pandemiye kadar yararlı oldu. Güneyin bağnazları; İsrail, Rusya başta olmak üzere 3. ülke vatandaşlarının Kuzeye geçmeleri konusunda engeller çıkarttılar. Ama engelleyemediler.
Şimdi ise, Pandemiyi fırsat sayıp Yeşil Hat Tüzüğünü, tek taraflı iğdiş etmeye kalktılar. Buna Brexit nedeni ile İngiliz Yurttaşlarını da dahil etme tutumunu haksızca ilan ettiler. AB’nin buna sesiz kalması bağnazlığa yenilmesi demektir. Buna karşı çıkmak gerekir. Üstelik buna yalnız bizim değil, aynı zamanda AB’nin ve Güneyin sağduyulu insanlarının da karşı çıkması gerekir. Kuzeyde, Cumhurbaşkanlığında ve Hükümette olanların ideolojik tutumları bunu içten içe sevinerek sessizlikle karşılamak üzerine olabilir. Ama “grak grak” eden Lefkoşa, Arasta, Mağusa, Girne, İskele, Güzelyurt, Lefke çarşısı ile turizm, inşaat sanayi, ticaret erbabı, bu körlüğün esiri olmamalıdır.
Yeşil Hat Tüzüğü sararıyor mu?
Paylaş