Diyalog Gazetesi
2015-06-18 08:36:41

Yeni süreç, yeni hükümet

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 18 Haziran 2015, 08:36

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, siyasi yaşamında en üst makama ulaşmış bir kişidir...
Buna karşın, tüm protokol kurallarını bir kenara bırakıp, CTP’nin başına döndü...
Çok kez açıkladığı gibi; ülkenin sadece ekonomik ve siyasi yönden değil, sosyal yönden de iflas noktasına geldiğini görüyordu...
CTP liderliği ve Başbakanlık yaptığı dönemde ülkenin ne halde olduğunu tam olarak görememişti...
Ancak; olanı, biteni uzaktan seyredince durumun ne kadar kötüleştiğini kendisi de anladı...
Ve partisiyle birlikte, ülkeyi toparlayabileceği inancıyla elini taşın altına koydu...
Gerçekten büyük bir sorumluluk üstlendi...
Başarılı olursa, hem kendisi, hem de halk mutlu olacak...
Başarısız olması durumunda, halktan önce kendisi “Keşke geri dönmeseydim, değmiyormuş” demek zorunda kalacak...
Dileğimiz başarılı olmasıdır...
Özellikle, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzekerelerin hızlandırıldığı ve herkesin “bu kez olacak” dediği bir dönemde Kıbrıs Türk toplumunun toparlanması gerekiyor...
Her tarafı dökülmüş, tutarlı hiçbir yanı kalmayan bir KKTC’nin, Rum tarafı ile yapacağı anlaşmanın sağlam olamayacağını hepimiz kabul etmek zorundayız...
Rumların şu an itibarıyla, Kıbrıslı Türkler hakkındaki düşünceleri özetle şöyledir:
  “Kıbrıs’ın yarısını onlara bıraktık, olanı, biteni tükettiler, hiçbir şey beceremediler...”




Etkin kararlar alınmalıdır
Talat’ın elinde sihirli değnek yoktur...
Ama iktidar gücü vardır...
CTP ile DP ortaklığı devam edecekse, bazı konularda ‘ortak karar’ üretilmeli ve halka vadedilenler, yerine getirilmelidir...
Peki ne yapılmalı?..
Sayın Talat’ı da rahatsız eden seçim sistemi değiştirilmeli, tek bölge sistemine geçilmeli...
Milletvekillerine bakanlık yolu kapatılmalı, kabine teknokratlardan oluşmalı...
Parti liderleri ve başbakanların görev süreleri sınırlandırılmalıdır...
Üçlü kararname uygulaması ve devlet kadrolarına istihdamlar sonlandırılmalıdır...
Terfiler; parti rozetine göre değil, başarıya göre yapılmalıdır...
Burada bir nokta koyalım...
Kıbrıs gibi küçük bir ülkede, üstelik vatandaşların 40 yıldan beri alıştırıldıkları ‘torpil ve partizanlık’ uygulaması bir anda sonlandırılabilir mi?..
Niyeti ‘ülkeye hizmet ise’ sonlandırılabilir...
Aksi halde, hiçbir şey düzelmez...
Ağızlardan düşürmedikleri gençlerin göçü ve ailelerin bu devlete olan güvensizliği devam eder...




Kanalizasyon meselesi
Sayın Talat ile geçmişte birçok televizyon programı yapmıştık...
En fazla şikayet ettiği konulardan biri, konutların kanalizasyon şebekesine bağlanmasıydı...
Belediyeler bu konuda konut sahiplerine herhangi bir yaptırım uygulayamıyor...
Konut sahibi ise cebinde para olsa dahi, kanalizasyon şebekesine bağlanmak için harcama yapmıyor...
Ve insan dışkıları evlerin bahçelerinde veya apartman önlerinde toplanmaya devam ediyor...
Hem insan, hem doğa açısından bundan daha büyük bir felaket olamaz...
Kanser hastalıklarının patladığı bir ülkede bu uygulamaya daha fazla izin verilemez...
Parlamento bu konuda belediyeleri de vatandaşları da önlem almaya zorlamalıdır...
Önlem almayanlara ceza kuralları getirilmelidir...
Yine belediyelerin üzerine gidemediği dere yatakları meselesi var...
Adanın birçok bölgesinde dere yatakları üzerine yapılan binalar yerinde duruyor...
Bunları ortadan kaldırmaktan başka çare yoktur...
Devlet bir yolunu bulmalı ve dere yataklarını temizlemelidir...
Bu konuda suç işleyenler cezalandırılmalıdır...

Uyuşturucu-Trafik ve yargı
Kuzey Kıbrıs’ın en önemli iki sorununa geçelim...
Uyuşturucu ve ölümlü trafik kazaları...
Bunları önlemek zor mudur?..
Kesinlikle değildir...
Sınır kapılarının, gümrüklerin, eğlence yerlerinin daha sık denetlenmesi ve cezaların daha da caydırıcı hale gelmesiyle uyuşturucu konusunda başarı sağlanabilir...
Trafik kazaları konusunda ise, küçük ülkelerde polisiye tedbirlerin önemi büyüktür...
Bu amaçla sürekli devriye ekipleri oluşturulmalı, yargıya havale edilen durumlarda cezalar ağırlaştırılmalıdır...
Yargıçlar ‘ne kadar etki altında kalırlarsa kalsınlar’, ölümlü trafik kazasından yargılanan bir sanığa bir yıl hapislik cezası vermemelidir...
Benzeri bir davanın İngiltere’deki cezası 20 yılın üzerindedir...
Her fırsatta Avrupa’ya sarılan siyasilerimizin, ülkemizdeki bu yanlışları görerek, ciddi önlemler almaları kaçınılmazdır...
Sayın Talat’ın, yeni koalisyon döneminde bu konularda yapacaklarını hep birlikte izleyecek ve doğru adımları yine hep birlikte destekleyeceğiz...
İhmaller konusunda ise uyarılarımız devam edecek...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.