Diyalog Gazetesi
2016-02-19 08:31:28

Yaz tahtaya iki daha

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 19 Şubat 2016, 08:31

Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan Annan Planı’na ‘hayır’ diyen Rum siyasilerin, özellikle de AKEL’in o günlerde iki gerekçesi vardı...
Bir tanesi, anlaşmanın Güvenlik Konseyi tarafından garanti edilmesi...
İkincisi ise; Rumlara iade edilecek bölgeler için sürenin uzun tutulması...
Aradan 12 yıl geçti...
Rumlar bu kez “evet” diyebilmek için yeni şartlar ortaya koydu...
Bir tanesi, Kıbrıslı Türklerin en hassas olduğu güvenlik ve garantiler konusu...
Kıbrıslı Türkler; Türkiye’nin garantörlüğünün devamını isterken, Rum tarafı bunu kabul etmeyeceğini açıklıyor...
Hatta ‘kırmızı çizgi’ olarak masaya koyuyor...
Bir başka kırmızı çizgi ise, mülkiyet konusunda ilk başvuru hakkının mal sahibinde olmasıdır...
Bu ikinci şartın müzakere sürecinde Türk tarafınca kabul edilmesi, başlı başına büyük bir olaydır...
Geriye ne kaldı?..
Çözümün ilk gününde yapılması gerekenler...
Maraş derhal iade edilecek...
Türk askerinin büyük bir kısmı çekilecek...
Sınır bölgeleri boşaltılacak...
Kuşkusuz bunları Rumların açıklamalarından öğreniyoruz...
Kıbrıs Türk tarafı, tek yanlı açıklamaların sürece zarar verdiğini söylerken, Rum tarafı ‘kırmızı çizgilere’ hergün bir yenisini ekleyerek, açıklama yapmaya devam ediyor...
Anastasiadis; geçtiğimiz hafta içinde Rum Meclisi’nde yapmış olduğu konuşmada, ‘tatmin olmayan’ mülk sahiplerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabileceklerini açıklamıştı...
Bu kez Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis konuştu...
“Mülkiyette yüzde 90 uzlaşı sağlandı” diyen Eide’yi “saçmaladı” sözüyle eleştiren Mavroyannis, çözüm sonrasında Mülkiyet Komisyonu tarafından tazminatla sonuçlandırılan davaların Kıbrıs mahkemelerine götürülebileceğini, oradan da tatmin olmayanların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabileceğini söyledi...
Bu ne demek oluyor?..
Mülkiyet sorunu çok daha uzun yıllar devam edecek...
Girne’deki evi için komisyona başvuran Rum mal sahibine tazminat verildiğini düşünelim...
Her ne pahasına olursa olsun mülkünü geri isteyen Rum bir süre sonra mahkemeye başvuracak...
Rum’un evinde oturan Kıbrıslı Türk; mahkeme sonuçlanıncaya kadar sancı çekmeye devam edecek...
Diyelim ki; Kıbrıs’taki mahkeme, Girne’deki mülkün Rum mal sahibine iadesi yönünde karar aldı...
Bu kez mülk sahibi, geçmiş 42 yılın tazminatını da istemeyecek mi?..
Elbette isteyecek...
Mahkemenin vereceği kararı tatmin edici bulmadığı takdirde yolu uzatarak AİHM’e başvuracak...
Rum’un mülkünde oturan Kıbrıslı Türk ise ‘ömrünün yetmesi halinde’ kurufasulyeye ihtiyaç duymadan sancı çekmeye devam edecek...
Elindeki KKTC tapusunu da turşu olarak kullanacak...

Paralar da bağışlansın
Rum tarafının, iç ve dış borçlarının toplam miktarı tam olarak bilinmiyor...
Kimi çevrelere göre 2012 yılı itibarıyla Rum tarafının toplam borç yükü 82,5 milyar Euro dolayındadır...
Kıbrıs sorununun çözümlenmesi durumunda bu borçların kimin üzerinde kalacağı net olarak bilinmiyor...
Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis bu konuda bir şey söylemiyor...
Ne var ki; KKTC’nin 2014 yılı itibarıyla Türkiye’ye olan yaklaşık 8,5 milyar dolarlık borcunun tamamen silinmesini istiyor...
“Eğer bu borçlar silinmezse, Kıbrıs sorunu da çözümlenemez” diyor...
Diğer yandan Güney Kıbrıs’taki Vatandaşlar İttifakı, İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin vatandaşlığını da kabul etmiyor...
“Orada 300 bin Kıbrıslı Türk vardır... Bunların tümünü vatandaş yaparsak, Kıbrıs’taki Türklerin sayısı 520 bin olur” diyor ve bunun kabul edilemeyeceğini belirtiyor...
Öyleyse bir ‘kırmızı çizgi’ daha...
Müzakere süreci uzadıkça istekleri hiç bitmeyecek...
Çünkü amaçları üzüm yemek değil...
Bağcıyı kovmaktır...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.