Diyalog Gazetesi
2016-08-05 09:40:43

Vasiyeti hala geçerli

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 05 Ağustos 2016, 09:40

Kuzey Kıbrıs; Rum tarafının yalan ve yanlışlara dayalı propaganda faaliyetleri yüzünden yıllardan beri izolasyon altındadır...
Sadece Avrupa ülkeleri değil; Araplar da Rum propagandasına aldanarak, bu insanlık dışı izolasyonlara boyun eğiyor...
Bu durumda, Kuzey Kıbrıs’ın dayanabileceği tek güç kalıyor...
O da Türkiye...
Anavatanı...
Türkiye olmasaydı, Kıbrıs’ta bugün Türklükten eser kalmazdı...
Başpiskopos Makarios’un stratejisi ‘uzun vadede’ ENOSİS hedefine ulaşmaktı...
Ve Cunta acele etmeseydi, Makarios yıllar öncesinden ENOSİS’i gerçekleştirmiş olurdu...
Türkiye’nin dibindeki bir adanın Yunanistan’a geçmesi stratejik açıdan büyük bir kayıptır...
Doğu Akdeniz’in tehdit altına girmesi demektir...
İşte o nedenle; 20 Temmuz 1974 Kıbrıslı Türklere güvenlik ve özgürlük, Türkiye’ye de stratejik açıdan büyük bir güç kazandırmış oldu...
Herkes bunun kıymetini bilmeli ve çıkarlarını korumalıdır...
Özgürlüğün ve can güvenliğinin olmadığı bir yerde yaşayamazsınız...
Başpiskopos Makarios bir din adamı olmasına karşın, iki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu...
Fakat bu çifte güç; gizli emellerin bastırılmasını sağlamadı...
Tam tersi, ENOSİS hayallerini daha da güçlendirdi...
Bunun sonucunda ada 1974’te ikiye bölündü...
Makarios’un ölümünden bu yana tam 39 yıl geçti...
Ölüm yıldönümü nedeniyle Rum siyasi partileri mesajlar yayınladı...
Bu mesajları sayfalarımızda aktarıyoruz...
Tümü, Makarios’un vasiyetinin hala gündemde olduğunu ve geçerliliğini koruduğunu söylüyor...
Burada herkesin derin bir nefes alıp hangi noktada olduğumuzu bir kez daha düşünmesinde fayda vardır...
Yaşam kalitesi artırılmalı

Gelinen aşamada Kıbrıslı Türklerin önceliği kendi evleri olmalıdır...
Özgürlük ortamında yaşam kalitesini artırmak ve daha mutlu bir toplum yaratmak için çalışmalıyız...
Artık dağıtacak ganimet kalmadı...
Devlet kadroları patladığı için, istihdam rüşveti de sona erdi...
Devletin işlettiği kuruluşların büyük bir çoğunluğu iflas etti...
Ne Sanayi Holding kaldı, ne de KTHY...
Bundan sonra yapılması gereken, çalışmayı ve çalışarak kazanmayı teşvik etmektir...
Tarımı, ticareti ve turizmi geliştirmek, devletin her alanda etkin olmasını başarmak, eksik yasaları çıkarmak, yargının adaletli bir hızlı bir şekilde çalışmasını sağlamak zorundayız...
Ama hepsinden önemlisi Türkiye’den başka bir güvencemizin olmadığını bilerek hareket etmeli, ilişkileri bozmak veya yaralamak isteyenlere fırsat vermemeliyiz...
Bu düşüncelerle Türkiye’nin yaşamakta olduğu sıkıntıları kısa sürede aşmasını diliyoruz...
Bizler et ve tırnak gibiyiz...
Kim ne yaparsa yapsın ayrılamayız...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.