Türk halkı, demokratik bir ortamda gerçekleşen seçimlerde tek parti iktidarını sonlandırdı...
Anayasa değişikliği yapılarak, başkanlık sistemine geçişi de bu şekilde engellemiş oldu...
Demek ki; parlamenter sistemin devamı isteniyor...
Kamuoyu araştırmalarının yanıldığı bu seçimlerin sonucuna baktığımız zaman; ortaya çok fazla seçenek çıkmıyor...
CHP ve HDP’nin, AK parti ile koalisyona gitmeyeceği açıklamalarından sonra ya AK Parti MHP, ya da CHP-MHP-HDP koalisyonu kurulacak...
Veya CHP-MHP koalisyonuna HDP destek verecek...
Bir başka alternatif ise CHP-HDP koalisyonuna MHP’nin destek vermesidir...
Neticede; koalisyon hükümetinden başka bir çare yoktur...
Bazıları ‘erken seçim’ talebinde bulunsa da, Türkiye’nin böylesi kritik bir ortamda hemen yeni bir seçime gitmesi halinde yaşanabilecek olumsuzluklar dikkate alınmalıdır...
Seçimden bir gün sonra borsadaki düşüş, dövizdeki yükseliş karşısında piyasa gergindir...
Özellikle dövizle borçlanan halk panik halindedir...
Türk Lirası faizlerinde başlayan yüseliş, bir başka endişe kaynağıdır...
Öyleyse; hemen şimdi seçim yerine, hemen şimdi hükümetin kurulması fikri ön plana çıkmalıdır...
Bakın onlar nasıl yapmış?
Türkiye’de bazı siyasi partilerin koalisyona kapı kapatma yaklaşımları anlaşılır gibi değildir...
Halbuki Yunanistan’da daha 5 ay önce yaşananlara bakmak yeterlidir...
Radikal Sol İttifak SYRIZA ile faşist ANEL, seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra koalisyon görüşmelerini olumlu sonuçlandırmış ve yeni kabine Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulmuştu...
İşte bu anlayış, gelişmiş demokrasi kültürünün bir sonucudur...
Ülkeye ve insana karşı sorumluluk bilincidir...
Ekonomik kriz altında inleyen bir ülkede, siyasi partilerin olumsuz yaklaşımlar içine girmeleri kadar affedilmez bir hata olamazdı...
Nitekim Yunan partileri bu konuda alkışlanacak bir yaklaşım sergiledi...
Benzeri bir adım Türkiye’de atılmalıdır...
Türkiye’nin çok önemli iç ve dış sorunları vardır...
Orta Doğu’daki kanlı çatışmalar konusunda yeni bir strateji geliştirilmelidir...
İslam ülkelerinin birçoğu ile bozulan ilişkilerin düzeltilmesi yönünde adımlar atılmalıdır...
AB ve Kıbrıs
Yeni hükümetin AB ile ilişkiler ve Kıbrıs konusunda önemli kararlar alması da kaçınılmazdır...
Kıbrıs sorununun çözümü önemlidir...
Ancak; nasıl bir çözüm olacağı ve hangi konularda, nereye kadar tavizlerin verilebileceği ortaya konmalıdır...
Türkiye’nin garantörlüğünü sonlandıracak tuzaklara karşı uyanık olunmalıdır...
Kıbrıs sorununun ‘her ne pahasına olursa olsun’ çözümü durumunda, ileride yaşanabilecek sıkıntılar masaya yatırılmalı, ona göre adımlar atılmalıdır...
Ve Kıbrıs adasını hiç koşulsuz Rumlara ve Yunanistan’a hediye etmemiz halinde bile; Türkiye’nin AB üyeliğinin ‘çantada keklik olmadığı’ unutulmamalıdır...
Türkiye ne yaparsa yapsın, AB üyesi olmasına karşı çıkan büyük güçler vardır...
Onlara göre Türkiye’nin AB üyeliği ne bugün, ne de yarın söz konusu değildir...
Bizlere söylenenlerin, Ankara’daki yetkililerden gizlendiğini düşünmek saflık olur...
Yeni Türk hükümetinin işi kolay olmayacak...
Sancılı bir süreçten geçileceği bilinmeli ve adımlar ona göre atılmalıdır...
Yeni dönem hem Türkiye, hem de dış ülkelerde yaşayan Türkler için hayırlı olsun...
Demokrasi zarar görmesin...
Sıkıntıların erken sürede aşılabilmesi için koalisyon görüşmeleri kısa sürede sonuçlansın...
Halk geleceğine umutla baksın...
Dileğimiz budur...