Diyalog Gazetesi
2015-06-14 09:22:56

Türkiye’de hükümet krizi ve Kıbrıs sorunu

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 14 Haziran 2015, 09:22

Türkiye’de tek parti iktidarı sona erdi...
Öyleyse koalisyona gitmek gerekiyor...
Benzeri bir durum, ekonomik açıdan iflas etmiş olan Yunanistan’da da yaşandı...
Yunanistan’da aşırı sol ile aşırı sağ 24 saat içinde birleşerek koalisyon hükümetini ilan etti...
Türkiye’de, seçimlerden bu yana bir hafta geçtiği halde, çelişkili ve tutarsız açıklamalar devam ediyor...
Hemen herkesin, bir başka partiye karşı ‘olmazı’ var...
Olmazlar devam ettiği sürece, koalisyon hükümetinin kurulması da mümkün olmayacak...
Peki yeni bir seçime ülke hazır mı?..
Ekonomik çevreler hazır olmadığını ve zararın daha da büyüyeceğini söylüyor...
Ayrıca, gözden kaçırılan başka önemli dış sorunlar da var...
Bir tanesi, sınırda devam eden kanlı olaylar ve Suriye’den, Türkiye’ye yönelik göç dalgası...
Bir günde 25 bin kişi sınırı aşarak, Türkiye’ye giriş yapıyor...
Bu kadar çok insanı barındırmak, karınlarını doyurmak ve sağlık sorunlarını gidermek çok büyük harcamaları gerektiriyor...
Üstelik sözde ‘insan hakları şampiyonu’ olan ülkeler Türkiye’ye bu konuda yardım eli uzatmıyorlar...




Kıbrıs’ta neler olacak?
İkinci önemli sorun Kıbrıs’tır...
Türk kamuoyu koalisyon tartışmalarına odaklanırken, Kıbrıs’ta müzakere süreci, bugüne kadar görülmemiş bir hızla ilerliyor...
Rum ve Yunan tarafının ne düşündüğünü, ne yapmak istediğini yapılan açıklamalar sayesinde öğrenebiliyoruz... 
Fakat Türk tarafının pozisyonundan hiç kimsenin haberi olmuyor...
Rum tarafı “müzakereler iyi gidiyor” dedikçe, bizler ürküyoruz...
Neden?..
Garantiler konusunda ‘kırmızı çizgi’ koyan tarafın ‘gidişattan memnun olması’ yüzünden...
Daha iki gün önce Atina’yı ziyaret eden Rum Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis ile Yunanistan Dışişleriş Bakanı Nikos Kocas tarafından yapılan ortak açıklamada, garantiler konusu yeniden gündeme getirildi...
Kasulidis; garantilerin devamını öngören yeni bir çözüm planının, ikinci referandumda ‘Kıbrıslılar’ tarafından onay görmeyeceğini açık açık söyledi...
‘Kıbrıslılar’ sözünün anlamı ise Kıbrıslı Rumlardır...
Peki Kıbrıslı Türklerle ilgili düşünceler nedir?..
Onu da Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas, geçtiğimiz Çarşamba günü Oxford Üniversitesi’ndeki konferansta ortaya koydu...
Kıbrıs’taki azınlıkların, yani Kıbrıslı Türkler, Ermeni’ler, Maronit’ler ve Latin’lerin haklarını, Rumların da güvenliğini önemsediklerini söyledi...
Mesaj açık ve net...
Kıbrıslı Türklere, 1960’lı yıllarda olduğu gibi ‘azınlık’ gözüyle bakıyorlar...
Tıpkı, Maronit’ler, Ermeni’ler ve Latin’ler gibi...
Ve ‘Kıbrıslılar’ diye niteledikleri Rumların da adanın sahibi olduğunu iddia ediyorlar...
 
Mide bulandırıcı sözler
Bunları duydukça, çözüm konusunda umutlanmak yerine, korkuya kapılıyoruz...
Ve bu korkunun en önemli nedenlerinden biri de Türk tarafının sessiz duruşudur...
Önümüze ne konursa konsun kabul edilecekmiş gibi bir izlenim yaratılıyor...
Sınır kapılarının 29 yıl sonra 23 Nisan 2003 tarihinde açılmasını anımsayalım...
Sabah uyandığımızda bizlere kapıların açıldığını müjdelediler...
Bir sabah uyandığımızda, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda referanduma sunulacak planın hazır olduğunu söyleyecekler...
Garantiler konusunda önümüze Avrupa Birliği’ni koyacaklar...
Avrupa’nın üyesi olmayan Türkiye’nin, AB üyesi bir devletin garantörleri arasında yer alamayacağını, bunun hukuken mümkün olmadığını söyleyecekler...
İnşallah böylesi bir tuzağa düşürülmeyiz...
Aksi halde bu kez bizim taraftan ‘hayır’ oyu çıkar ve o zaman da ekonomik açıdan daha ciddi sorunlarla yüzleşiriz...
Tersi olursa?..
Yani bizden de “evet” oyu çıkarılırsa (!), o zaman da Kıbrıs tamamen kaybedilmiş olur...
Buna sebep olanları da şehitler affetmez... 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.