Rumlarda seçimler var...
Ama seçim var diye, hayati konuları aksatmıyorlar...
Kıbrıs sorununa ilişkin yoğun hazırlıklar ve uluslararası organizasyonlar devam ediyor...
Rum Maliye Bakanı, Dünya Bankası Başkanı ile ‘çözümden sonrasını’ görüşüyor...
IMF heyeti Rum Merkez Bankası ile çalışmalar yapıyor...
Rum Hükümet Sözcüsüne göre, çözümün ilk gününde nelerin yapılacağını bizim haricimizde herkes biliyor...
Bu konuda hazırlanan bir raporun, iki tarafın müzakerecisi tarafından Avrupa Birliği’ne sunulduğu belirtiliyor...
Kısacası Rumlar boş durmuyor...
Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru, Mısır’dan yeni döndü...
Rum Enerji Bakanı Lakkotripis İsrail’de önemli görüşmeler yaptı...
Rum Tarım ve Çevre Bakanı Kuyalis, Telaviv’de, İsrail ve Yunanistan’ın yetkili bakanlarıyla birlikte ‘Deniz Anlaşması’ imzaladı...
Seçim var diye, Kıbrıs sorunuyla ilgili girişimler durmuyor...
Uluslararası temaslar ve Rum tezlerini ileri götürecek projeler aksatılmıyor...
Bizde makam kavgası
Peki biz ne yapıyoruz?..
Bizim tarafta 9 ay içinde ikinci hükümet kuruldu...
Daha ilk günden 2 bakanın teknokrat mı, yoksa milletvekili mi olacağı tartışmaları işi kriz noktasına getirdi...
Önümüzdeki günlerde önemli yasaların Meclis’ten geçirilmesi aşamasında daha ciddi krizlerin yaşanabileceğini görmezden gelemeyiz...
Bizim tarafta, bakanların belli olmasıyla birlikte, sıra kimlerin müdür, müsteşar, danışman ve asistan olacağına geldi...
Bizim tarafta parlamentomuz, milletvekillerinin dahi anlamadığı yeni bir seçim yasası geçirdi...
Tek bölge olmayan, ama bir adaya tüm bölgelerden oy verilmesini öngören, karmaşık bir sistem...
Milletvekilleri bunun ne olduğunu anlamadan oy kullandı ve yasa kabul edildi...
Bir taraftan ‘çözüme aylar kaldı” diyenlerin, diğer yandan hala bölgesel adaylıkları öngören bir yasa geçirmeleri büyük bir tutarsızlık örneği değil midir?..
Yarın Güzelyurt verilince ne yapacaksınız?..
İskele’nin durumu ne olacak?..
Hatta ‘mülkiyette ilk söz mal sahibinin’ olursa Girne’de ne yapacaksınız?..
Günlük ve basit politikalar
Acınacak bir haldeyiz...
Dıştan bakanlar halimize gülüyor ama, ileride gözyaşı dökecek olan bizleriz...
Gazimağusa Belediyesi su krizine girdi...
Güzelyurt’tan 11 günden beri su alamadıklarını, denizden arıtma ile tüm ihtiyaçları karşılamakta zorlandıklarını belirterek, halka ‘tasarruf’ çağrısı yapıyor...
Diğer yandan Anamur’dan gelen su denize akmaya devam ediyor...
Su gibi yaşam kaynağının musluklarımızdan akmasını aylarca engelleyenler, günü geldiğinde bunu halka nasıl izah edecekler?..
Merak ediyorsunuz değil mi?..
Kuraklıktan inleyen bir ülkeye, kendi milleti yardım elini uzatıp, çok büyük paralar harcadıktan sonra içilebilir kalitede su getiriyor ve sizler burada ‘Vatan Kurtaran Şaban’ rolünde, ırkçı yaklaşımlarla bunun dağıtımını aylarca önleyeceksiniz...
Bu nasıl bir vicdan?..
Bu nasıl bir insanlık?..
Bir an önce birleşmek için çırpındığın karşı tarafın neler yaptığını dahi göremiyorsan, ne kadar zavallı durumda olduğunu sana kim anlatacak güzel kardeşim...
Güney Kıbrıs; çözüme aylar kala Yunanistan’ın içinde olduğu birçok Stratejik Anlaşma yaptı...
Doğal gaz konusunda Mısır ve İsrail’le birleşti...
Elektrik ve Denizde aynı şekilde birleşmeler oldu...
Kıbrıs sorununun çözülmesi halinde İsrail ve Yunanistan’ın ortak olduğu projeden yararlanmayı kabul edeceksin, ama Türkiye’den sana ucuza elektrik gelmesini engelleyeceksin...
Bu nasıl bir anlayış?..
Bu nasıl bir ülke yönetimi?..
Maaşlar ne olacak?
Ve şimdi herkesin dilinde dolaşanlara geçelim...
“Acaba bu ay maaşlar ödenebilecek mi?..”
Türkiye’den para gelmezse ödenmeyecek...
Türkiye’den paranın gelebilmesi için Ekonomik Protokolün imzalanması gerekiyor...
Su gibi bir nimete ‘hayır’ diyenler, acaba protokole ne diyecekler?..
Her zamankinden daha kritik bir noktada olduğumuzu görebilmeliyiz...
Yeni hükümet; olası tepkilere aldırmadan bu protokolü bir an önce imzalamalı ve Ankara’dan para akışı başlamalıdır...
Aksi halde ikinci kez yüzde 40 eksi ile maaş ödemesi yapılırsa, piyasa komaya girecek...
Herkes hazırlıklı olmalı...