ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden adaya ayak basar basmaz, bir konuya açıklık getirmek istediğini söyledi ve aynen şöyle dedi:
“ABD Kıbrıs’ta tek bir meşru hükümet tanıyor, o da Kıbrıs Cumhuriyeti’dir...”
Bu mesaj; Anastasiadis’ten başlayarak en alt kademeye kadar tüm Rumları mutlu etti...
Bizlere de önemli bir mesaj verdi...
Hem de açık bir mesaj:
“Tanıma beklemeyin”
Tanınan taraf Kıbrıs Cumhuriyeti ise, tanınmayan taraf ‘azınlık muamelesi’ görür!..
Nitekim dün sabah bunun en somut örneği yaşandı...
Kıbrıslı Türklerin ‘Müftüsü’, yani Din İşleri Başkanı Atalay, Rum kesimine geçerek Başpiskoposluk binasındaki toplantıda hazır bulundu...
Baş köşede, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi’nin dini lideri Hrisostomos, yanında Biden...
Etrafta ise ‘azınlıkların’ dini temsilcileri...
Türk Cemaatının Müftüsü, Ermeni ve Maronit cemaatlarının Başpiskoposları ve Latin temsilcisi papaz...
Devlet ve Cemaat
Biden adaya geldiği ilk gün akşam yemeğini Anastasiadis’in evinde yedi...
Dün dini liderlerden sonra Anastasiadis ile görüştü...
Başkanlık sarayına girişinde askeri törenle karşılandı...
Törenin ardından Makarios’un anıtına çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu...
O Makarios ki; ABD Başkan Yardımcısının ‘tanıdığımız meşru hükümet’ dediği Kıbrıs Cumhuriyetini silahlı saldırılarla parçalayan bir din adamı ve Cumhurbaşkanı...
Biden, Makarios’un önünde eğildikten sonra öğle yemeğini yine Rum liderle birlikte yedi...
Öğleden sonra ise kuzeye geçerek, ‘Kıbrıs Türk Toplumu Lideri’ sıfatıyla Eroğlu ile ‘Sembollerden arınmış’ binada görüşme yaptı...
Eroğlu’nun uyarısına karşın sarayın bahçesinde bekleyen gazetecilere dönüp, el sıkışırken bir poz vermedi ve herhangi bir açıklama da yapmadı...
Değerlendirme zamanı
ABD’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni öne çıkarması yeni bir şey değildir...
Bunu herkes biliyor...
Fakat; 40 yıldan beri Kıbrıs’ı takip ettiğini söyleyen Başkan Yardımcısı Biden’ın, 50 yıl öncesine de dönüp bakmasını istiyoruz...
Birleşmiş Milletler Barış Gücü 50 yıl önce neden adaya geldi?..
Neden hala adada bulunuyor?..
EOKA neden kuruldu, neler yaptı?..
Ve amaç Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm ise; geçmişteki olayların bir daha yaşanmayacağı koşulların da yaratılması gerekiyor...
Rum tarafı buna hazır mı?..
Kıbrıslı Türkler azınlık olmayı kabul ederlerse´evet’ hazırdır...
Bunun dışında bir çözümü ezici bir çoğunluğun reddettiğini hepimiz biliyoruz...
İki toplumlu Kültürel Miras Komitesi’nin, Kıbrıslı Türk üyelerine ödül verilmesini dahi kabul etmeyen bir zihniyet var karşımızda...
Bunları görmezden gelirsek, büyük bir hata ve büyük bir günah işlemiş oluruz...
Evet, erken bir zamanda çözüm istiyoruz...
Kıbrıslı Rumlarla iyi ilişkiler içinde, dost olarak yaşamaya varız...
Ama, bunca yıl sonra ‘ikinci sınıf vatandaş’ statüsüne “evet” diyemeyiz...