Hayvancı isyan noktasına geldi...
Bundan böyle her gün bir farklı eylem yapma kararı alındı...
Neden?..
Sorunlara çözüm bulunamıyor da ondan...
KKTC devletinin temel görevi kamu maaşlarını ödemek olduğu için, çiftçinin, hayvancının alacakları pek önem taşımıyor...
Eylem mi yapılacak?..
Varsın yapılsın...
Üç gün, beş gün, sonunda vazgeçerler...
Hatta üretici bu süre zarfında parçalanmış duruma gelir...
İngilizlerin meşhur politikası da öyledir:
Divide and Rule...
Böl ve yönet...
En güzeli bu değil mi?..
Birlik ve beraberlik halindeki hayvancıya, ya da çiftçiye para verirsen, daha da güçlenmiş olur...
Parasız bırakır, bir süreliğine de olsa yerlerde süründürürsen, çok ihtiyaçlı olanlar birlikteliği bozmaya başlar...
Eğitimde başarı mı?..
Geçelim bir başka güncel konuya...
Geleceğin teminatı kimlermiş?..
Elbette gençler...
Onları öyle bir yetiştireceksin ki; her türlü koşulda hizmet verebilecek durumda olsunlar...
Bu işler sadece Matematik, Türkçe, Fen ve Edebiyat öğretmekle olmuyor...
Okula geldiği günlerin yarısını bahçede geçirecekler...
Ya da evlerine erkenden dönüş yaparak, annelerin hazırlamış olduğu böreklerden yiyecekler...
Anneler çocukları ile gururlanacak:
“Ye avladım böreğini ki arslanlar gibi olasın...”
Öyle değil mi?..
Bu ülkenin ihtiyacı ne kedi, ne köpektir...
İnek de çok, kuzu da...
İhtiyacımız Arslan ve Kaplandır...
Fil’i barındıracak mekan yaratmak zor olduğu için onu istemiyoruz...
Arslanlar çok olmalı...
Olası bir saldırı karşısında, silahlı askerlere gerek kalmadan düşman olan tarafı parçalamalıdır...
Öyleyse Şehit Ertuğruloğlu İlkokulu’nde derslerin henüz başlayamamış olması karşısında sakın moralinizi bozmayın...
Sabır her şeyin ilacıdır...
Çocuğunuz okuldan 3-5 gün geri kalmakla hiçbir şey kaybetmez!..
Götürün eve, sıcacık böreğini servis edin...
Ne demiş atalarımız:
Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur...
Vücudun sağlam olması için börek yemeli...
Reform çorbası var mı?
Börek öncesinde sadece KKTC’ye özgü bir çorba hiç de fena olmaz...
Bunun adına ‘reform’ çorbası denir...
İçinde bir miktar sendika, bir miktar veli, bir miktar öğrenci, bir miktar bakan, müdür ve müsteşar olmalı...
Lezzeti artırmak için Ankara kaymağı, CTP salçası, UBP tuzu, DP tarçını hiç de fena olmaz...
Kısık ateşte pişirdikten sonra bunu çocuğunuza servis edebilirsiniz...
“Hadi çocuğum sana bol vitaminli bir çorba...”
Seni Avrupa’ya taşıyacak bir kafa için bunu afiyetle yiyecek, sonra da güçlü hayaller kuracaksın...
Bir bakmışsın Barclays Bankası’nda genel müdürsün...
Kız kardeşin Hollanda Merkez Bankası’nı yönetiyor...
Amcakızın Nestle şirketine pazarlama Müdürü atanmış...
Teyze oğlun CYTA’nın Genel Müdürü olmuş...
CYTA ne mi?..
Kıbrıs Telekomünikasyon İdaresi...
Olacaksa federasyon, dönüşümlü başkanlık da olacak!..
Birisi Cumhurbaşkanlığı, ötekisi Telekomünikasyon sarayında...
Haydi Arslanlar...
Yolunuz açık olsun...