Halil Falyalı
Maraş konusu ile ilgili yazı yazmak hedefimdi. Ancak bu hedefi bir sonraki yazıya aktardım. Çünkü Halil Falyalı ve Murat Demirtaş’ın hayatlarını kaybetmeleri ile sonuçlanan suikast öne çıktı.
Bu olay toplumun güvenlik duygusunu derinden sarstı. Öncesinde Akacan ailesine yönelik tehdit ve silahlı saldırıyı yaşadık. Bu iki olay, gerçekten her açıdan güvenlik duygusunu ciddi ölçüde yaraladı. Bunlar; darp, saldırı, uyuşturucu, hırsızlık ve benzeri olaylarla güvenlik duygusu zedelenen toplumda ciddi bir travma yarattı. Bu çok ciddi bir meseledir. Turizm, üniversiteler ve inşaat sektörleri ile güvenlikli ve huzurlu yer diyerek rekabet üstü bir durum yaratan Kuzey Kıbrıs’ta bu değerlere zarar verir. Ancak esaslı nokta, demokratik hukuk devleti temeline verdiği zarardır.
Bu dar ve küçük coğrafyaya, nasıl olurda bu silahlar girebiliyor ve silahlı organize gruplar iş yapabiliyor? Bu soru güvenlik duygusunu ilk etapta zedeleyen noktadır. Nasıl olurda bu ülkenin muhaceret uygulamalarında sorunlar azalacağına, aksine memleket kevgire dönüyor. Giren, çıkan belli olmuyor. Kayıt altına alma noktasında bin bir eziyetle gelişen olumluluk, bu kadar kısa zamanda eskinin de gerisine neden ve nasıl gidiyor? Bu soruları uzatmak mümkün. Kıbrıs sorunun çözümsüzlük şartlarında, bu topraklarda yaşayan insanların güvenlik duyguları korkunç bir vurdumduymazlıkla neden bu denli ayaklar altına alınır? Bütün bu sorulara herkes kendi meşrebi doğrultusunda cevaplar verebilir. Ama esas olan, farklı bakış açılarına sahip olsak bile, böyle hayati bir konuda ortak tespit ve önlemlere bağlı sonuçlar üretmek yeteneğidir. Bu zaten uzun zamandır zedelendi…
Eğer bu zemin gelişmezse, bundan sonra da pek çok olayın ardından üzülecek ve bunların konuşmasından başka bir şey üretmeyeceğiz. Güvenlik yalnızca “dış düşmana, teröre” karşı olan hassasiyet ile sınırlanamaz. Aynı zamanda iç ve dışa sarkan organize suç örgütlerine; memleketin her kentinin her sokağı ile her köyünde; evinde, işyerinde yaşayan, çalışan her insanının güvenlik ile huzurunu bozacak her olguya dönük alınacak tedbirlerle de bağlantılıdır. Bu aynı zamanda ister bombalama, kurşunlama; isterse öldürme ile sonuçlansın, geçmişte yaşanan tüm cürümlerin faili meçhul olarak kalmaması ile de bağlantılıdır.
Bu bakımdan Kutlu Adalı cinayeti ve diğer bombalama, kurşunlama olaylarının faili meçhul olarak kalması, insanlarımızda bu yaşanan yeni olaylarla birlikte güvenlik olgusunu daha bir sarsar.
Bu bakımdan Halil Falyalı ve Murat Demirtaş’ı öldüren bu vahşi suikast, faili meçhul olarak kalmamalıdır. Evet hayatlarını kaybedenleri bu geri getirmez. Ama acılı ailelerle, güvenlik duygusu ciddi yara alan toplumun vicdanındaki yaranın devamlı kanamasını durdurur. Ayrıca bu olayların faillerinin bulunması, bu ve benzeri işleri yapma eğiliminde olan odakları caydırır.
Tekrardan bu menfur suikastte hayatlarını kaybeden Halil Falyalı ile Murat Demirtaş’ın yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı, hayatlarını kaybedenlere rahmet dilerim.
Esas olan demokratik hukuk devleti ilkeleri temelinde kurumlaşma ve kurallarla var olma temelini güçlendirmektir. Güvenlik; hukuk devleti ilkeleri, sosyal adalet ve üretken toplum yapısı ile gelişir.
Suikast…
Paylaş
Turkish power 3 Yıl Önce
Bırakın palavrayi su testisi su yolunda kırılır akacanlar neler yaptı falyalinin ilgi alanları neydi bet uyuşturucu vs vs kimlerden söylüyordu işiniz gücünüz saptırma demogoji
Usa Power O_o 3 Yıl Önce
///\oo/\\\ ///\oo/\\\ ///\oo/\\\
Vatandaş 3 Yıl Önce
Senin işin gücün ne ya be guzzum..Vay canına beeee, "turkish power" koymuşsun adını sağa sola çamur atıyorsun başka da bişey yaptığın yok garibim...Alkış toplamıyorsun,bari biryerlerden ödeneğin varmı,ha canım benim...
Vatandaş 3 Yıl Önce
Senin işin ne ya be guzzzum..Boş teneke mi çalıyorsun sen...Vay canına beeee ne turkish powermişsin sen beeee :-)