Diyalog Gazetesi
2016-02-15 08:30:18

Su iradesi, lokma ve şamişi

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 15 Şubat 2016, 08:30

Rum lideri Nikos Anastasiadis’in Meclis’teki konuşması tam 4 saat devam etti...
Ne var ki; Rum halkına açık olan bu konuşmanın tam metni, KKTC’nin ilgili kuruluşları tarafından tercüme edilerek Kıbrıs Türk halkının bilgisine getirilmedi...
Ancak konuşmanın en can alıcı bölümlerini Cyprus Mail gazetesinde okuma fırsatımız oldu...
Özetlemek gerekirse, Anastasiadis şunları söylüyor:
*Türk askeri ilk günden çekilmeye başlayacak...
*Maraş ve sınır boyları da ilk günden iade edilecek...
* Diğer bölgelerin iadesi mümkün olduğunca hızlı bir şekilde gerçekleşecek...
* Oluşacak Mülkiyet Komisyonu’na ilk başvuru hakkı mal sahibinde olacak. Mal sahibi, mülkün iadesini veya kısmı iadesini isteyebileceği gibi, tazminat ve takas tekliflerini de kabul edebilecek.
*Uzlaşı olsa bile mal sahibinin ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hakkı engellenmeyecek...
 Aklı başında olan herkes, bunların ne demek olduğunu anlayabilir...
O nedenle kişisel yorum yapmaya veya profesör kesilmeye gerek yok...
Anastasiadis; AB üyesi bir ülkenin üye olmayan bir devletin garantörlüğünü kabul edemeyeceğini söylüyor...
Özetle, hem asker çekilecek, hem de garantörlük kalkacak diyor...
Peki Rum Milli Muhafız Ordusu ne olacak?..
Onu da dağıtıyor musunuz?..
O konuda hiçbir şey söylemiyor...
Büyük bir olasılıkla 10 Rum askerine karşı 2 veya 3 tane de Türk’ün katılacağı ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Ordusunun’ yeniden hayata geçmesini arzuluyordur...
O nedenle de silahlanmaya devam ediyor...
Ekonominin çok kötü olduğu bir dönemde, Rum ordusuna 5 tane gemi alınması ve donanma gücünün de oluşturulması yetkisi veriliyor...
Çözüme ‘haftalar kaldığı’ söylenirken, bu ordu neden güçlendiriliyor?..
 
Suyun içinde boğulacağız?
Anastasiadis; önemli kazanımlardan söz ederken, güneydeki küçük partilerden tepki görmeye devam ediyor...
Onlar, bu kadarını da yeterli bulmuyor...
Onlar; adanın her köşesindeki toprağa el konulmasını, tüm TC kökenlilerin adayı terk etmesini istiyor...
İşin üzücü yanı bizdeki siyasilerin, güneydeki gelişmeleri ve müzakere sürecindeki kırmızı çizgilerini görmezden gelmeleri, bu hayati konuyla ilgilennmemeleridir...
Bizimkiler, Allah’ın bizlere sunabileceği en büyük hediyeyi reddetmekle uğraşıyor...
İrademiz elden gidecekmiş diye, ayağımıza kadar gelen suyun ‘Yap-İşlet-Devret’ modeli dağıtım ve yönetimine karşı çıkıyor...
İrademiz mi?..
Kıbrıs sorunu bittiği gün, ne tür irademizin olacağını hep birlikte göreceğiz?..
Hasta mı oldunuz?..
Yolunuz yine en fazla Dr.Burhan Nalbantoğlu Hastanesi...
Euro’ların içinde yüzme hayali mi kuruyorsunuz bunca zaman?..
Şimdiki Sosyal Sigorta Kurumu tek çareniz olacak...
Ödeyebilirse alacaksınız bir miktar Euro!!!
Ama bu kurum çoktan batmış vaziyette...
Nasıl ödeyecek?..
Avrupalı olunca, niye ‘tek sosyal güvenlik’ ve ‘tek sağlık sistemi’ olmuyor?..
Bunu niçin sorgulamıyorsunuz?..
Suyun yönetimi başkalarında olunca irademiz yok oluyor değil mi?..
Mesela; İngiltere’de suyu özel şirketler yönettiği için, İngiliz halkında irade, falan kalmamış!..
Elektriği de çok sayıda şirket yöçnettiği için, İngilizler bitmiş, yok olmuş, tükenmiş!..
 Öyle mi?..
 
Çok yazık olacak
Bakınız sizlere çok taze bir haber vereceğim...
Kısa bir sömestr tatili oldu ya...
Bu ülkede okuyan Türk çocukları memleketlerine gidince; bakkallar, Cafe’ler, eğlence yerleri, 
14 Şubat hariç diğer günlerde sineklerle uğraşmaya başladı...
Selam verdiğiniz insanlar dert yanar oldu...
Bir de bu öğrencilerin adaya gelemediklerini, Türkiye’nin tamamen çekildiğini düşünelim...
AB üyesi olduğumuzda, buraya yılda bir milyar dolarlık yardım da akıtılamayacak...
Memur ve emekli maaşlarını ödeyebilmek için gerekli 300 milyonluk katkı da kesilecek...
Bu gece başımızı yastığımıza koyduğumuzda iyice düşünelim...
Çözüm olduğu zaman ne tür kazançlarımız ve kayıplarımız olacak?..
Çözümün iyi taraflarını sakın yabana atmayalım!..
Olumlu yönleri de olacak mutlaka...
Zaten çözüme karşı çıkmıyoruz...
Annan Planı’nda elimizde neler kalıyordu, şimdi nelerin kalacağını hep birlikte göreceğiz...
Güzel şeylerin olabilmesi için Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın elini güçlendirecek girişimler yapmalı, birşeyler söylemeli ve yazmalıyız...
“Türkler ne yapsak tepki göstermiyor” düşüncesine kapıldıkları için, bırakın su iradesini, hellim tescilini, bir zamanlar bizlere sundukları ‘lokma ve şamişi’ irademiz de olamayacak bu sefer...
Herkese iyi haftalar...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.