Diyalog Gazetesi
2017-08-02 01:53:41

Sizin eseriniz

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 02 Ağustos 2017, 01:53

 Kıbrıs tarihinde önemli bir yer tutan 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı nedeniyle dün resmi kurum ve kuruluşlar tatildeydi...
 İşçiler, özel sektör memurları da, diğer milli bayramlar gibi 1 Ağustos’u çalışarak geçirdi...
 Konumuz aslında tatil meselesi değildir...
Yılın yarıdan fazlasını tatilde geçiren bir kamu yapımız olduğuna göre; bir gün fazla, bir gün eksik onu artık dert etmiyoruz...
 KKTC’yi ‘değiştireceği’ iddiasında olanlar bol tatil meselesini de düşünürler elbette...
 Peki konumuz nedir?..
 Kıbrıs Türk gençliği...
 Milliyetçi kesimden bir grup insan yollara dökülür ve 100 tane gence “1 Ağustos’un anlamı nedir?” diye sorar...
 Yüzde 80’i şöyle cevap verir:
 -En sıcak gün...
 -Tatil...
 -Deniz...
 Cevaplar gerçekten mükemmel...
 Ey Kıbrıs Türk Gençliği...
 Birinci vazifen tatil...
 İkincisi deniz...
 Peki üçüncüsü?..
 İşte en kritik noktaya geliyoruz...
 Anketi yapanlar bu 100 gence Ayia Napa’yı soruyor...
 Doksan tanesi tam isabet bir eğlence merkezi olduğunu söyler...
Doğrusu; hem eğlence, hem seks merkezi...
 Hem de beyazların cenneti...
 Genç adam Ayia Napa’yı bilmeyecek de neyi bilecek?..
Tümüne madalya verilmeli
 Ayia Napa’yı bilmeleri yadırganacak bir durum değil...
 Ancak 1 Ağustos’u da bilmeli...
 Türk Mükavemet Teşkilatı’nın ve daha sonra Güvenlik Kuvvetleri’nin kuruluşunu, Kıbrıs’ın bir zamanlar Osmanlı yönetiminde olduğunubirileri onlara öğretmeli...
 Ama bizde ne yazık ki bunlar öğretilmiyor...
 Tarihini bilmeyen bir gençlik yetiştiriliyor...
 Rumların kurduğu EOKA terör örgütünün Türklere yönelik saldırıları başlatması nedeniyle TMT’nin zorunlu olarak kurulduğunu; babalarımızın, dedelerimizin, amcalarımızın, abilerimizin, dayılarımızın bu teşkilatın bünyesinde yıllarca mücadele verdiklerini; çok zor koşullar altında bir yaşam sürdüklerini ve bugünlere onların direnişi sayesinde geldiğimizi öğrenmelidirler...
 Sağlam bir gelecek kurabilmek için, geçmişi öğrenmek zorunda olduklarını birileri onlara anlatmalıdır...
 İşte en can alıcı soru burada:
 Bunu kim yapacak?..
 Dağıtım ve çıkarcıkların peşinde koşan siyasiler mi?..
 Daha çok tatil, daha az ders, sürekli eylem ve Rum egemenliği altında bir çözüm peşinde koşanlar mı?..
 Kim öğretecek bunları?..
İşte büyük fark burada
 Rum kesimindeki siyasi partilerin ezici bir çoğunluğu, müzakerelerin en kiritik döneminde dahi ELAM terör örgütü tarafından meclise sunulan Enosis kutlamalarına destek verdi...
 Rum okullarında Türk düşmanlığına dayalı tarih dersleri okutulduğu halde Enosis’in bir hak olduğunu anlatan dersler yıllardan beri devam ediyor...
 EOKA adlı terör örgütünün kuruluşunda kutlamalar yapılıyor...
 Onlarda ‘ulusal davaya bağlılık’ işte böyledir...
 Onlarda eğitim Yunan ulusal çıkarlarına göre yönlendirilir...
 Ama bizler, yaşadığımız gerçekleri dahi çocuklarımıza anlatamıyoruz....
 Ve onları, Rum propagandasının ağına düşürüyoruz...
 Bunun sorumlusu kimlerdir?..
 Bazıları “Hem eğitim bakanlığı, hem de aileler” diyor...
 Doğrudur...
 Fakat işin temelinde eğitim ve eğitimciler vardır...
 Onların tümüne, özellikle de gelmiş geçmiş tüm Eğitim Bakanları’na birer madalya verilmelidir...
 Büyük bir iş başardılar...
 Tarihini bilmeyen bir gençlik yetiştirdiler...
 Üzücü bir noktaya geldik...
Peki bunu kim düzeltecek?..
 Veya düzeltmeyi deneyebilecek bir siyasi yapı var mıdır?..
 Bu soruya kimlerin yanıt vereceğini sizler gibi, ben de merak ediyorum...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.