Güney Kıbrıs’ın iki köklü partisi DİKO ile EDEK’e mensup milletvekillerinin, Rum Temsilciler Meclisi’ne sunduğu yasa tasarısı; Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyan yaklaşık 100 bin kişiyi ciddi anlamda tehdit ediyor… DİKO Milletvekili Zaharias Kulias ve Pavlos Milonas ile EDEK Milletvekili Kostis Evstathiu tarafından hazırlanan bu yasa tasarısının kabul edilmesi halinde, Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyan Kıbrıslı Türklerin önüne yazılı bir belge konacak ve 3 konuda taahhüt altına girmeleri istenecek…
Kabul edilemez maddeleri birlikte okuyalım:
-‘İşgal bölgelerinde’ boyunduruk altındaki yönetimi tanımıyorum.
-Bu yönetimle ilgili herhangi bir makamda bulunmuyorum.
-Bir Kıbrıslı Rum göçmene ait olan mülkü kullanmıyorum.
Kabul etmek kolay mı?..
Sırf Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşımak adına bu şartları kabul edebilecek insanımız var mıdır?.. Varsa kaç kişidir?..
Bazıları “KKTC Yönetimi’ni tanımıyorum” dese bile, bir başka madde yüzünden kendi kendini mahkum edemez… Hemen herkesin kullanımında Rum mülkü vardır…
Kalıcı bir çözüme ulaşılmaması halinde bu mülkleri kullanmaya devam edeceğiz…
Türkler kuzeydeki Rum mülklerini kullanırken, Rumlar da güneydeki Türk mülklerini kullanmaya devam edecek…
Ne var ki; bizim elimizde Rumları tehdit edecek herhangi bir koz yoktur…
Ayrıca onlar Türk mülkleri için Rumlara tapu vermediler…
Devleti tek başlarına sahiplendikleri için pasaport dağıtımında yetki onlardadır…
Mal Tazmin Komisyonu’nun önemi
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararları değişmedikçe, KKTC’nin herhangi bir ülke tarafından tanınması çok zordur… Hele bugünkü ortamda, Türkiye’nin ‘eski Arap dostları’ da yanımızda değildir… O yüzden tanınmamış veya tanınması engellenen bir devletin vatandaşıyız diye; Kıbrıs Cumhuriyetindeki haklarımızı elimizden alamazlar…
Fakat mülkiyet meselesi önemlidir…
Rum mülkü kullananların ‘sadece pasaport meselesinden’ değil, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılan davalardan kurtulabilmesinin tek yolu bu mülklerin hızlı bir şekilde Türkleştirilmesidir… Yani parasının ödenmesi ve gerçek mal sahibinden satın alınmasıdır…
Bunun için de Taşınmaz Mal Komisyonu mutlaka çalıştırılmalıdır…
Yıllardan beri komisyonu çalıştıracak yasal önlemleri alamayan tüm partiler, tüm iktidarlar, Kıbrıs Türk halkına karşı ağır suç işlemiş oldular…
Elinde fazla sayıda Rum mülkü bulunanların baskısı altında kalarak, basit bir vergi yasasını Meclis’ten geçirmedikleri için Tazmin Komisyonu’na kaynak sağlayamadılar…
Türkiye’nin de bu durum karşısında parayı kesmesi nedeniyle 6 binden fazla dosya sonuçlandırılamadı…
Söz konusu dosyalarda, Kıbrıslı Rumların bizzat kendi başvuruları vardır…
Satış için yaptıkları başvuruların yarısını sonuçlandırmış olsaydık, binlerce başvuru daha gelecekti…
Böylece zaman içerisinde bu sorunu çözme şansımız olacaktı…
Ve hiç kimse bizlere ‘işgalci-istilacı’ diyemeyecekti…
Gelinen noktada; çok ciddi sorunlarla yüzleşeceğimiz gözle görülür haldedir…
2020 hiç de kolay bir yıl olmayacak…
İyi pazarlar…