Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomi iyi değil…
Ganimet olanakları büyük ölçüde tükendi…
Elde kalanlar da artık yabancılara satılamıyor…
Emlakçılara göre; mülk satışlarında yüzde 60’ın üzerinde azalma var…
Peki bu gidişatın sonu nereye varacak?..
Esas tartışmamız gereken konu ekonomik sorunlar ve Kıbrıs sorununun çözümü konusunda atılabilecek adımlardır…
Barış Harekatı’nın 51’inci yılında, suni gündemlerin ön plana çıkması nedeniyle hemen herkes ana sorunları unutur vaziyete geldi…
Bir an önce bundan kurtulmak gerekiyor…
Asgari ücretle çalışanlar ve düşük maaşlı emekliler, aylık maaşla ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi…
Hemen her şeyin dövize endeksli olduğu ülkemizde, tüketim maddelerinin fiyatları sık sık değişiyor; hızlı artışa karşı direnmek zorlaşıyor…
İthalatının yüzde 70’ini Türkiye’den yapan KKTC, Türk lirası faizlerinin yüzde 45’in üzerinde seyretmesi nedeniyle çok daha pahalı bir ülke haline geldi…
Kuşkusuz; ekonomik durum kadar, suçlardaki patlama da halkın moralini bozuyor, gelecek açısından endişelendiriyor…
Ülkenin her yanından suç haberleri geliyor…
Hırsızlık, soygun, tecavüz, şiddet olaylarında patlama yaşanıyor…
Uyuşturucu tam bir bela oldu…
Eskisi gibi 3-5 gram değil, valizler dolusu uyuşturucu sokuluyor bu ülkeye…
Dünya çapında uzman çeteler uzaktan kumanda ile yönetiyor satışları…
Uyuşturucuyla birlikte silahlar geliyor…
Kimin için, ne için?..
Ülkeyi yönetenler bunları görmezden gelemez…
Yeni bir düzene ihtiyaç vardır
Birçok konuda hükümetlerin ürettiği kararlar daha sonra yürürlüğe girmiyor veya iptal ediliyor…
‘Yüce Meclis’ haftanın bir veya iki gününü boş salona konuşmalarla geçiriyor…
Muhalefet eleştirirse, iktidar ‘teşekkür ederek’ savunmaya geçiyor…
Dünyaya örnek olacak (!) bir demokrasi şovu var…
Kutlamak lazım…
İyi güzel de; 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın üzerinden 51 yıl geçtiği halde hala Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasını savunanlar, acaba ileriki günlerde ne tür sıkıntılarla yüzleşeceğimizi hesap edebiliyorlar mı?..
Ne yani teslim mi olalım?..
Elbette teslim olmayacağız…
Ancak; Avrupa Birliği’nin gerçek üyesi olmak ve olanlardan yararlanmak için kalıcı bir çözüme ihtiyacımız vardır…
Bunun için de, önemli aktörleri ikna edici bir siyaset anlayışını öne çıkarmalıyız…
Kapıları tamamen kapatmadan, haklarımızı masa başında koruma azmiyle ilerleyebilmeliyiz…
Mevcut düzen, gelecek açısından güven veriyorsa devam…
Vermiyorsa, düşünmek lazım…
Çözümsüzlüğün devamı sadece Kıbrıslı Türkler açısından değil, Kıbrıslı Rumlar açısından da iyi değildir…
Çözüm olması halinde ortaya çıkacak ekonomik fırsatların getirilerini iyi hesaplamak lazım…
Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların geleceğini tehlikeye sokmayacak bir düzenleme herkesin yararınadır…
İyi Pazarlar…
Hasan Nuri 2 Gün Önce
200bin Rum’un Zenginliklerinden Mülklerinden Paralarından Hazır bulup El koyduğumuz Her Şeylerinden Yaralanamayan KKTC’de ‘ Gerçekten AB’nin olanaklarından Yararlanabilecek Düzen mi var acaba ? Yıllardır KKTCde gayrı yasal yaptıklarımızı onaylamayan ABD ‘ BM ve AB’ye Öcü gözüyle bakmıyormuyuz yani ! Kurduğumuz KKTC düzeni ile Yiyip bitirdiğimiz Türkiye’nin Milyarları gibi ABnin KKTCye vereceği Milyarları da yiyip bitirmeyecekmiyiz yani ? Kurduğumuz düzen ile KKTCye Para Yatırımcı veya Özel Şirketler mi dayanır ! Bugüne kadar KKCye gelen Dev Yatırımcıların Şirketlerin akıbetini Bilmeyen mi kaldı ‘ Yıllardır bir arpa boyu gidemeyen ve Fakirleşip Yoksullaşan KKTCde ne mevcut Düzenimiz ve Huyumuz ile ne gibi bir gelecek bekletebiliriz ki ! Dikili taş önünde Dünyaya meydan okuyan Liderlerimiz ile elbet sonumuz hiç de iyi olmayacaktır ‘ Bugün Pahalılıktan Çevre Kirliliğinden Yatırımsızlık ve Bakımsızlıktan girilemeyen KKTCde Gideceğimiz Köyün Minaresi Şimdiden Görünmüyor mu Yani !
Mehmet Davutoğlu 2 Gün Önce
Kıbrıslılar şehid olan ecdatlarına layık olamadıklarından sürünmeye müstehaktırlar