Kıbrıs’ta İki Taraf arasında siyasal alan buz gibi. Ama iki tarafın insanları arasında bir ilk bahar havası var. Yeşil Hat Tüzüğü ile on binlerce Kıbrıslı Türk ve Rum karşılıklı geçiş yapıyor. Bu ilişki, bazı bağnaz siyasi elitlerin her gün verdiği kan damlayan demeçlerden farklı, bir gerçek olarak yaşanıyor. Ama bundan memnun olmayanlar da var. Güneyde konfeksiyon, akaryakıt, ilaç, gıda satıcıları kızgın. En son sağcı sendika federasyonu SEK’in, Mali İşler Araştırma Daire Müdürü Sayın Hristos Karidis’in Diyalog’taki demecini okudum. Bu sendikacı hükümete, AB’nin onayladığı, Yeşil Hat Tüzüğüne rağmen tedbir alma çağırısı yapıyor. Vahamete bakın.
Bir sendika; yasal, Anayasal ve demokratik hukuk devleti zemininde olan bir Tüzüğe dönük, hükümetine, bunu takmadan ” tedbir al” diye çağrı yapıyor. Peki iki toplum arasındaki ilişkide bu mantık geçerli olursa; enflasyon ve ekonomik kriz ortamında, emekçiler için hükümete, “ yasa, Anayasa, toplu sözleşme takmadan, ekonomik tedbir al” diye çağrı yapacak olanlara karşı sen ne yapacaksın? Bu sendikacı, kendi ana dili dışındaki bir başka topluma veya gruba karşı; şovenizmin esiri olarak; insani, demokratik ve AB normlarını dikkate almadan, tedbir alma çağrısı yaptığında, kendi toplumu içindeki faşizmi beslediğini bilmelidir. Yani, Emeğin düşmanlarını kendi eli ile besler.
Yeşil Hat Tüzüğünün gündeme girmesi ile bu gün Güneyde gelişen bu gerici ve dar milliyetçi tepkiyi biz, Kuzeyde yaşamıştık. Özellikle Lokmacı Barikatının bin bir zorlukla geçişlere açılması sürecinde, kopartılan vaveylayı hatırlayın.. Ama büyük bir çoğunluk buna fırsat vermemişti.
Bugün söz konusu açıklamayı yapan bu sağcı sendika SEK; bundan bir müddet evvel, Kuzeyde bulunan değerli bir sendikamız olan Türk- Sen ile bir protokol imzalamıştı. Bu çerçevede Güneyde çalışmak isteyen Kıbrıslı Türk emekçilerin kendilerine ve Türk – Sen’e müracaat etmesi çağrısı yapmıştı. Bu nedenle, yüzlerce Kıbrıslı Türk emekçi, Yeşil Hat Tüzüğüne dayalı olan serbest geçiş normlarından yararlanıp, Güneye çalışmak için geçti. Güneyde, EURO temelinde ödenip, çoluk çocuğunu Kuzeyde kur farkı avantajı ile geçindirmenin getirdiği imkanı yakalamak için emekçiler, bunu değerlendirdi. Bu, yetişmiş insan ve emek gücü temelinde Kuzeyde sorun yaratmış olsa dahi; Kuzeyde iş, esnaf, kobi veya sendika temelinde hiç bir kuruluş, SEK gibi buna karşı ses vermedi. Bu yaşananlar, Kuzey ve Güneyin anlı şanlı sağcılarının, hayata ve gerçeğe ters düşmelerinin yaman bir göstergesidir. Yani dün, kendi dar, ekonomik avantajı için kur farkı nedeni ile, Kuzeyden nitelikli emek çekmek için o adım atacaksın. Ama bu gün Kuzeyden ayni kur farkı nedeni ile artan alış veriş için ise yasakla çağrısı yapacaksın. Kaldı ki bu ticaretin boyutu, Güneydeki toplam iç ticaretinin, dar bir kısmını kapsıyor. Bunun için hükümetine, yasal olan “ AB Tüzüğünü da dikkate alma” çağrısı yapacaksın. SEK Temsilcisi şunu unutmasın. Güneye çalışmaya giden Kıbrıslı Türk emekçileri, kur farkından ötürü çocuklarına, ailelerine biraz daha iyi bir şey sunmak için bunu yapıyor. Kuzeye, alış veriş için gelen Güneyin orta gelir gurubuna mensup insanları ve emekçileri de kur farkından yararlanıp, bu enflasyon ortamında ailelerine bir az fazla imkan sunmak için bu olanağı değerlendiriyor. Çünkü İki tarafın insanını yakan ortak bela; enflasyon ve pahalılıktır, Hadi gel; toplumsal kaynaklarımız; silaha, topa değil, insana yatırıma dönsün diyelim.. Ne oldu SEK? Annan Planına Hayır kampanyanızın bir temeli de Güney ekonomisinin batacağı idi. Kuzeydeki benzerlerinizle onu öldürdünüz. Başınız göğe mi erdi? Şimdi de Yeşil Hat Tüzüğü kalksın diyorsunuz. Hadi oradan.
SEK sendikası ve hadi oradan
Paylaş
Hasan Nuri 2 Yıl Önce
BM ve Güvenlik Konseyi kararı ile de hayata geçirilen Yeşil Hat tüzüğünün kalkabilmesi ne Kuzeydeki milliyetçi veya egemen ayrı devletçilerin veya ne de Güneydeki SEK veya milliyetçi tarafların isteğiyle olabilecek bir iştir! Yeşil Hat tüzüğünün değişebilmesi veya Güneyle sınır kapılarının kapatılması BMGK onayı olmadan gerçekleşebilmesi mümkün değildir ! Aynen BMGK kararı olan Maraş’ın BM’ye ve Rum mal sahiplerine devri kararı durdukça BM’nin onayı olmadan Maraş’ın açılamayacak olması gibi, Sayın Soyer şimdiye kadar Yeşil Hat tüzüğünü değiştirebilselerdi Güneydeki SEK ve milliyetçi bağnazlar çoktan değiştireceklerdi ! Aynen Kuzeydeki milliyetçi ve egemen ayrı devletçiler de Sınır kapılarını kapatamayıp Maraş’ı açamadiklari gibi ! BMGK kararı bizleri bağlamaz diyenler için ise Hade buyurun ve tek taraflı Yeşil Hat tüzüğünü değiştirin veya Sınır kapılarını kapatıp Maraş’ı açın “ HODRİ MEYDAN !!