Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KKTC ziyareti, bölge ve dünyada ekonomik ve siyasi, askeri gerilimin yükseldiği ve memlekette ekonomik krizin zirvede olduğu zamana denk geldi. Ayrıca siyasi alanda da, sorunlu bir dönemi yaşıyoruz.
Hani derler ya, Kıbrıslı Türkler mangalları yanıyorsa keyifleri yerindedir. Artık bırakın mangal yakmayı insanlar ete, kıymaya ulaşmakta sorun yaşıyor. Pediatri Derneği çocuklarda kansızlık vakalarının arttığını ifade etti. Sayın Çavuşoğlu her halde biliyordur. Bugün Kuzey Kıbrıs’ta çarşı, Pazar kendi halkının alış verişi ile dönmüyor. Eğer bu çarklar kendi yurttaşlarının alış verişine kalsaydı, durur ve paslanırdı. Bu çarklar paslanmadan, ağır olarak dönüyorsa nedeni; Kıbrıs Türk Halkının büyük bir inançla 2002- 2004 arasında ve sonrasında verdiği barış, açılım ve demokrasi mücadelesi ile kazandığı Yeşil Hat Tüzüğü sayesindedir. . Bu Tüzüğün gerçekleşmesinde Sayın Çavuşoğlu’nun, dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül’ün; kısacası Ak Partinin de emeği ve katkısı var. Ancak buradaki garip duruma da değinmek gerekir. O günlerde barış ve yumuşamanın gelişmesi için kararlılık gösteren Kıbrıs Türk Halkına ve Türkiye’deki AKP Hükümetine, “adayı satacaklar” diye akla hayale gelmeyen saldırılar yapılıyordu. Ama Kıbrıs Türk Halkı yalnız kendisi için değil, ayni zamanda ideolojik ve siyasi farka bakmaksızın, AKP için yapılan bu saldırılara da göğüs geriyordu. Şimdi ise, kalıcı karşılıklı kabul edilecek bir antlaşma istemine hala bağlı olan Kıbrıs Türk Halkının çözüm güçlerine, o dönem Yeşil Hat ve Mali Yardım Tüzükleri, Taşınmaz Mal Komisyonu, Lokmacı ve diğer barikatların açılmaması için olmadık lakırdı söyleyen ve faşizan tavır takınan ve ayni sözleri AKP içinde ifade edenlerle, şimdi “içli dışlı sarımsak başlı “ oldular. Kendi politik tercihleri. Ama unutulmasın ki bu topraklarda kendilerini milliyetçi ilan eden bu kesimler, geçmişte rahmetli Adanan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu baç tacı etmişlerdi. Sonra 27 Mayıs darbecilerini baş tacı ettiler. Sayın Menderes’in, Sayın Celal Bayar’ın resimlerini indirdiler yerine Cemal Gürsel’in resimlerini astılar. Bu hiç bitmedi.12 Mart askeri darbesinden sonra da ayni iş yaşandı. Ama en çarpıcı olan 12 Eylül askeri darbesinden sonra oldu. Ne Sayın Ecevit kaldı ne Sayın Süleyman Demirel, Sayın Alparslan Türkeş ve Sayın Necmettin Erbakan. Onlar karalanmaya ve unutturulmaya ama Kenen Evren’e tapınmaya başladılar. Sayın Özal'la da benzeri yaşandı. Ama; şartsız, çıkarsız Türkiye’yi, halkını seven, demokrasi ve barış sevdalısı Kıbrıs Türk halkının desteği yine onların unutturmaya çalıştıklarının yanında oldu.
Şimdi bir gerçeğe de değinmek gerekir. Sayın Çavuşoğlu Pandemi içinde önemli bir adım attı. . Türk – Yunan siyasi ilişkilerinin Ege ve Doğu Akdeniz’de en gergin anında, iki ülkenin ekonomilerinde önemli bir yer tutan Turizm için, Ankara ziyaretinde gerginlik yaşadığı Yunanlı Mevkidaşı ile bir antlaşma sağladı. Böylece Turizm mevsiminde karşılıklı gerilimi düşürerek ülkeye ciddi destek sağladı.
Şimdi tarihimizin en derin ekonomik krizini yaşadığımız bu dönemde, Kıbrıs’ta ortamı yumuşatacak adımlara ihtiyaç var. İki taraf arasındaki ticareti sekteye uğratacak adımlar ve gerilimler yerine, iki tarafın ve insanlarının ekonomik ve ticari faaliyetlerinin gelişmesini besleyecek. Bunu, turizmin desteklenmesi için uçuş imkânlarının Ercan, Larnaka ve Baf Havaalanlarından yararlanmayı daha da artıracak açılımlarla bütünlemek gerekir. Unutmayalım ki tüm siyasi davalar, halkın demokratik mutluluğu ve ekonominin gücü ile ileri gider. Sayın Çavuşoğlu bunu da gündemine almalıdır.
Sayın Çavuşoğlu’nun ziyareti
Paylaş
Turkish power 2 Yıl Önce
Siz bunları Annan referandumunda red verenlere crans montanada masadan kalkanlara anlatın ya da kulağıma boş boş palavra sikmayin
Hakan 2 Yıl Önce
Arif Hoca'nın sana çoooook selamı var..