Diyalog Gazetesi
2015-11-26 08:25:54

Savaşmadan ölüyoruz

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 26 Kasım 2015, 08:25

Türk jetlerinin Rus savaş uçağını vurması, sadece Türkiye’nin değil; dünyanın gündemini değiştirdi...
Birçok ülke Türk-Rus savaşı üzerine senaryo üretmeye başladı...
Bunlar arasında Rumlar da var...
İki ülkede savaş alarmı olduğuna ilişkin yayın yaptılar...
Gerçekten savaş çıkar mı?..
İlk anda “çıkmaz” diyoruz...
Ama çıkabilir de...
Tarihin sayfalarını geriye çevirirsek; 1877-78 savaşı ve ardından Ayastafanos Anlaşması ile Osmanlı’nın içine düştüğü ekonomik felaketin karşılığında Kıbrıs adasının 92 bin altın karşılığında İngiltere’ye kiralandığını görürüz...
Bu filmin tekrarını görmek istemeyiz...
Ne var ki; Türkiye-Rusya gerginliği askeri açıdan bir savaşa yol açmasa bile, ekonomik açıdan çok ciddi kayıplarımızın olacağını görebilmeliyiz...
Yılda 4 milyon civarı turisti kaybediyorsunuz...
Rusya daha ilk günden tavuk alımını durduruyor, sektör bir yılda 250 milyon Euro’luk pazarı kaybediyor...
Dile kolay 250 milyon Euro...
Rusya 1990’lı yıllarda ‘Şap hastalığı’ yüzünden Türkiye’den tavuk alımını durdurmuştu...
Birkaç yıl önce yasağı kaldırınca, Türk tavukçuluk sektörü moral buldu...
İhracat 25 milyon Euro ile başlayıp, bu yıl içinde 250 milyon Eruro’ya yükseldi...
Şimdi bu büyük pazar kaybedildiği için, sektörün durumu herhalde çöküşe geçecek...
 Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin, Rusya’ya ekonomik ambargo uygulaması nedeniyle, Türkiye büyük bir fırsat yakalamış ve bu ülkeye çok büyük miktarlarda taze sebze ve meyve ihracatı başlatmıştı...
Tavuktan sonra sıra domatese, narenciyeye gelirse kayıplar daha da artacak...
Böylece; AB’nin, Rusya’ya yönelik ambargo uygulaması daha da güçlenmiş olacak...
Ne var ki; AB üyesi olmayan Türkiye’nin kayıplarını karşılamaya yanaşmayacak...
Rus ambargosundan etkilenen Rum narenciye üreticilerine milyonlarca Euro’luk yardım yapıldı...
Ama Türk üreticileri, üye olmadığı gerekçesiyle böylesi bir yardımdan faydalanmayacak...
KKTC’nin de kaybı var
Rusya ile ilişkilerin gerilmesi, sadece Türkiye’ye değil, KKTC’ye de turizm açısından ciddi zararlar verecek...
Son haftalarda Rusya’nın önde gelen tur operatörleri ile görüşmeler yapan Turizm bakanımız Faiz Sucuğlu çok umutlanmış, önemli girişimler başlatmıştı...
Mısır’dan kaçan 140 bin dolayında Rus turistin hiç olmazsa yarısını KKTC’ye çekme yönünde sevindirici gelişmelerin olduğunu belirten Turizm Bakanı, haftada 16 uçak seferi için de ön görüşmelerin tamamlandığını açıkladı...
Fakat, uçak düşürme olayı sonrasında tüm bağlantılar ve hayaller suya düştü...
Dün Turizm Bakanı ile görüşen Rusya’nın önde gelen bir tur operatörü, yüksek yerlerden gelen talimat üzerine KKTC’yi de boykot listesine aldıklarını söyledi...
Sucuoğlu, bu durum karşısında çok üzüldü ama elinden gelen birşey de yoktu...
Kuzey Kıbrıs’a açılan kapılar çok olsaydı, Sayın Bakan’a üzülmemesini tavsiye edebilirdik...
“Bir kapı kapanır, başka kapılar açılır” derdik...
Ne var ki; KKTC’ye açılan tek kapı kaldı, o da Türkiye...
Türk halkı fakirleştikçe, KKTC’ye düşen pay da azalacak...
Bunu kulağımızın bir köşesine yazalım ve hazırlıklarımızı ona göre yapalım...
Şimdi hizmet zamanı
Ayağımızı yorganımıza göre uzatmasını öğreneceğiz...
Ülkemize ve insanımıza hizmet etmeye çalışacağız...
Ambulans’ın direksiyonuna koyduğumuz insanları, aylarca eğitimden geçireceğiz...
Ölüm tehlikesi arz eden yollarımızı tamir edecek, trafik kontrollerini yoğunlaştıracağız...
Her 10 sürücüden 7 tanesi kırmızı ışıkta durmuyorsa...
Her 10 sürücüden en az 5’i araba kullanırken cep telefonunda konuşuyor veya mesajlaşıyorsa...
Bu ölümcül bir tehlike demektir...
Peki bunun önüne kim geçecek?..
Elbette devlet...
Devlet baba gücünü gösterecek, bizler de bu güç karşısında kurallara uymasını öğreneceğiz...
Ama yeterli trafik polisimiz yok!!!
Vay vay vay...
Hep birlikte ağlayalım mı?..
Yoksa çare mi üretelim?..
Toplamda 50 kişinin çalışması gereken bir kurumda 700 kişiye maaş ödüyorsunuz...
Krize giren belediyelerde yüzde 50 eleman fazlalığı olduğunu söylüyorsunuz...
Öyleyse; fazlalıkları özel eğitimden geçirerek, ihtiyaçlı birimlere aktarınız...
Sendikalar karşı mı çıkar?..
Yasaları değiştirirsiniz...
Meclise gider, 2 saatte bu ülkenin kaderini değiştirecek yasaları geçirirsiniz...
Bunları bugün yaparsak dahi geç kalmış oluruz...
Yarın daha da geç olacak...
Sonrasında açıkta kalacağımızı unutmayalım...
Açıkta kalanın başına gelebilecek felaketleri de unutmayalım...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.