“Ne günlere kaldık, böyle hal görmedik” demek, hayıflanmak için uygun ifadedir. Fakat siyaset alanında kullanılması yararlı değildir. Ne acıdır iktidar ve muhalefet sözcüleri bunu kullanıyor. Başbakan Sayın Saner, Kıb-Tek yakıt meselesi ile ilgili ortaya çıkan sorunun uyduruk bazı önlemlerle anlık giderilmesi ile ilgili faturayı, “İhale Yasasına” kesti. Üstelik kendini sağlama almak ve esası gizlemek için olaya birde “fare meselesi” ekledi. Fare için çıktıkları ihale de yasa nedeni ile sakatlanmış ve alamıyorlar, Bakanlar Kurulu Kararı ile bunu hallediyorlarmış dedi. Acil durumlar için, İhale Yasası ele alınmalı dedi. Sanki acil durumlar için İhale Yasasında hüküm yokmuş gibi.
Peki, Kıb-Tek’in yakıt sorunu acil mi? Evet, bugün için öyle. Ama bu hal; savaş, doğal afet gibi nedenlerle oluşmuş bir durum değil. Bu, 10 ayı aşkındır resmen “laga luga” ile geçirilin ve sonuçlandırılmayan olayın sonucu. İşe bakın. Sayın Saner aylar sonra, iş kapıya dayanınca, eski Maliye Bakanı şimdiki Eğitim Bakanı Başkanlığında, Kıb-Tek Genel Müdürü ve iki Kurum müdürünün dahil olduğu ve “güveneceğim” dediği bir çalışma grubu kurduğunu ilan etti. Ama bu ekipte, Ekonomi Bakanlığını Müsteşarı ve Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı veya bir üyesi yok. Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı yok sayılmasına da destek beyan ediyor, ilgili Bakan Sayın Arıklı ise gık demiyor.
Bu ne kadar ilkesiz ve tutarsız olunabildiğini gösteriyor. Bu durumu ise LTB Başkanı Sayın Harmancı sosyal medya üzerinden “böyle hal görmedik” sözü ile eleştiriyor. Bu tepki yeterli ve doğru mu? Bu ifade aylardır laga luga ile geçirilen ve zamanın hovardaca tüketildiği gerçeğini ve bakış açısındaki yanlışı, yönetim krizini ve bunun sorumlularını gizler.
Nitekim Sayın Arıklı, “Siz konuşun biz iş yapacağız” diyen savunmasına, hamaset de katarak, “sağ olasın Türkiye” diyerek sorumluluğunu gizlenmeye kalktı. Yani, “böyle hal görmedik” muhalefeti, bunun sorumlularına kaçış kapısı açtı. Sayın Saner ise sorumluluğu İhale Yasasına kesti.
Peki Sayın Saner; KTTO, Esnaf Odası, Taşeronlar Birliği ve diğer ekonomik örgütlerin, Sosyal Sigorta Primlerini ödememek eylem kararı üretmesi veya Müteahhitleri Birliği ile Esnaf Örgütlerinin eylem kararlarına konu teşkil eden gelişmeler de mi İhale Yasası ile ilgilidir? Artık ağır sorunlar ve bunlarla ilgili tedbir konusunda bakış acısı ve yönetememe sorunu olduğu gerçeği gizlenemez.
Muhalefet edenlerin de sonuçlar üzerinden, “böyle hal görmedik” deme kolaycılığı ile siyaset yapma zamanı da yoktur. Sayın Harmancı ve bu konulara haklı tepki gösterenlerin, “hayıflanmanın” ötesine geçmesi gerekir. Yani erkte veya muhalefette olanların, popülizm yerine, esasa, yani sorunların nasıl aşılacağına yönelik fikir, program ve eylem planlamasına kafayı takması gerekir.
Yoksa “böyle hal görmedik” demek veya “biz iş yaparız” ya da “kusur İhale Yasasında” deyip üzerine de hamaset sosu dökmekle siyaset geliştirmek mümkün olmaz. Zaman akar gider ve arkadan bakarız.
Sahi bunca hay huy içinde Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ı gören var mı? Memleketin enerji meselesi ve tüm alanlarında felaketler yaşanırken, bir ses veriyor mu? Arazi. O da Sayın Akıncı’yı izliyor. Bakış açısı temelinde Silahtar Burcundan meşrebine göre yalnız Kıbrıs sorunu odaklı, “yüksek siyaset” icra ediyor. Erkte olanların sosyal medya hesapları üzerinden, hamaset soslu içi boş savunma mesajları ile zamanı harcaması. Muhalefet adına ise sosyal medya üzerinden erkte olanlara, sonuçlar üzerinden “kroşe çakmak”; o değerli şeyin, yani zamanın harcanmasını getiriyor. Bunu harcayamayız.
Saner, Harmancı, Arıklı
Paylaş