Hükümetin PCR testlerinin ücretli yapılması kararı sonrası, kaos oldu. Çünkü kararın Başbakan tarafından açıklanması ile birlikte infial oldu. Bakanlar Kurulunun kimi üyeleri, Sağlık ve Eğitim Bakanları bu kararın doğru olmadığını açıkladılar. Maliye Bakanı ise itirazı olan Bakanların, kararın altında imzaları olduğunu söyledi. Bu garabet üzerine susan Sayın Başbakan, “günde 1 milyon TL ödüyoruz” deyip kararın nedenini güya açıkladı.
Zaten Maliye Bakanlığı, günlerdir Bütçenin bizim ölçülerimize göre dev gibi görünen Bütçe açığı ile ilgili haberlerin çıkmasının kaynaklığını yapıyordu. Sayın Başbakan iş yerlerini Yüksek Risk Grubu (YRG) ve Düşük Risk Grubu ( DRG) olarak tasnif ettiklerini ve YRG olanlarda çalışanların aşılı olanların 7 günde bir, aşısız olanların ise 72 saatte bir PCR testi yaptırmak zorunda olduklarını açıkladı.
Sonra Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu kararı açıklandı. Bu karara göre YRG ve DRG işyerlerine çalışanların aşılı olanların 21 günde; aşısız olanların ise 7 günde bir PCR testi yaptırmaları gerektiği ifade edildi. Başbakan ile Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulunun açıklamaları arasında dağlar kadar fark var. Bunun da ücretli PCR testlerinin uyandırdığı haklı tepkiyi gidermek için 7 günü 21 güne; 72 saati de 7 güne manevra ile çekerek kamuoyunu yatıştırma oyunu olarak değerlendirmek gerekir.
Ancak Başbakanın açıkladığı YRG ve DRG diye işyeri tasniflerinde de ciddi bir garabet var. Buna göre YRG olan işyerleri Otel, Gazino, kapalı spor salonları, sinema salonları vs. olarak ilan edildi. Ancak DRG olarak ilan edilen iş yerlerine baktığımda ise şunu gördüm. Bet Ofisi, internet cafe, meyhane, market, banka, kamu kurumu. Bu tasnif neye göre? Gazino, otel YRG ama Bet Ofisi, internet kafe ve meyhane DRG. Hangi bilimsel veri; bu tasnifte kullanıldı?
Peki YRG ve DRG olarak tanımlanan iş yerlerinde çalışanlardan istenen PCR testleri zamanlaması ile ilgili bir fark var mı? Yok. YRG ve DRG olan çalışanlar, PCR için aşılı olanlardan 21 gün, aşısız olanlardan 7 günde bir PCR istenecek. Madem önlemde bir fark yok bu tasnif neden?
Şimdi gelelim mali konuya. Diyorlar ki aylık 1 milyon TL’ye mal olur. Bu nedenle ücretli olacak. Peki be efendiler, bu kararın doğru dürüst uygulanamayacağı açık. Tam da vaka sayılarında patladığı bir dönemde, alınan bu uyduruk kararla vaka sayıları daha da artacak. O zaman hastalanan daha fazla insana sağlık servislerinin kapasitesi yetse bile harcanacak kamu kaynağının büyüklüğü? İnsanların ailelerinin, dostlarının moral yıkımı. İş yerlerinin panikten uğrayacağı zarar. Turizm, üniversite sektörü gibi toplumsal sağlık, güvenlik ve huzurun diğer şeyler yanında, çarkının dönmesinin itici gücü olan bunların darbelenmesi ile alacağı yaranın, genel toplum ekonomisine ve Bütçeye vuracağı darbeyi düşünmemek olur mu? Peki yükü azaltmak için yurt dışına tatile gidecek olanlardan makul bir ücret istesen. Pandemi döneminde açık olanlardan makul bir ücret talep etsen. Üç ay süre ile sendikalarla, muhalefetle görüşerek makul destek istesen? Ücretsiz PCR’a kaynak desteği olsun.
Bu olan biten, öngörüsüz, sorumsuz ve burnunun ucunu görmeyip, yalnızca kendi siyasi ikballeri için Kurultay hesapları ile hareket etmenin ne denli yıkım getirdiğini herkesin görmesini sağlasın. Ne olur artık temel ve esaslı sorunları konuşup tartışmak ve ortak akılla yol almak ateşini besleyelim.
PCR ve akıl kaybı
Paylaş