Diyalog Gazetesi
2016-11-09 06:18:34

O zaman ne diyeceksiniz?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 09 Kasım 2016, 06:18

Kıbrıs’ın geleceğine ilişkin hayati kararların alınmakta olduğu günlerden geçiyoruz...
Rum lideri Cenevre’ye ‘çok deneyimli’ bir heyetle birikte gitti...
Heyette en kilit isimlerden biri de Dışişleri eski bakanlarından Erato Kozaku Markulli...
Şeytanın bacağını kırabilecek cinsten bir kadın...
KKTC heyetini küçümsemiyoruz elbette...
Ama bu heyette bırakın şimdiki Dışişleri Bakanı’nı, neden eskilerden biri yok?..
Uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı yapan, Amerika’da eğitim görmüş, çok deneyimli bir Kenan Atakol olamaz mıydı?..
Bunu geçelim...
Toprak kriterleri ve haritaların İsviçre’de görüşüldüğü sıralarda, Rum Maliye Bakanı Haris Yeorgiadis, Euro bölgesinin Maliye Bakanları ile bir araya geldi...
 ‘Çözüm sonrasında’ Kıbrıs’ın durumu, özellikle de Kıbrıs Türk ekonomisi ve kuzeyin finans sistemi üzerinde duruldu...
Rum basınına yansıyan haberlere göre önemli kararlar da alındı...
Rum Maliye Bakanı, Kıbrıslı Türklerin ‘hangi sistem altında yönetileceğini’ açıkladı...
Bu ne demek?..
İpler tamamen Rumların elinde demek...
Daha şimdiden...
Çözümden önce ekonominin ipleri de onların elinde...
KKTC’dekiler ise hala devlet kurumlarına 3-5 partilinin daha istihdam edilmesini, hastanenin pis su borularının değiştirilmesini, Mormenekşe’deki hademe eksikliğini konuşuyor...
Maaşlar nasıl ödenecek?
Rum Maliye Bakanı, KKTC’nin kamu sektörüyle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı...
Ancak; bu konu Kıbrıslı Türkler için çok önemli...
Halen 18 bin kamu çalışanı var...
Buna yakın miktarda emekli...
Binlerce kişiye ‘Dul, Yetim, Gazilik ve Şehit Ailesi’ maaşı ödeniyor...
Ve KKTC devleti, şimdiki haliyle bile bu maaşları ödeyebilmek için Türkiye’den her ay 100 milyon TL’ye yakın katkı alıyor...
Türkiye, her defasında “Artık kendi ayaklarınızın üzerinde durmalısınız” diyor ve onlar da söz verdikleri halde, Ankara uçağına binip, Lefkoşa’ya geldikten sonra bu sözleri unutuyorlar...
En ufak bir önlem karşısında sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleri ayağa kalkıyor “Ankara ne seni, ne de paranı” diyor...
Şimdi can alıcı soruya geçelim...
Olası bir çözüm sonrasında bizdeki bu örgütler Troyka’dan gelecek ‘kemer sıkma önlemlerine’ “Avrupa ne seni, ne de paranı” diyebilecekler mi?..
Bunun yanıtını genç siyasilerimizden Birikim Özgür dün Diyalog TV’deki program sırasında Mert Özdeş’e verdi:
“Yapamayacaklar...”
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.