Siyasette olduğu gibi gazetecilikte de bilinmeyenleri ortaya çıkarmak ve tartışma zemini yaratmak önemlidir...
Diyalog; bu konuda üzerine düşeni yapıyor...
Ajans haberleri arasında sıkışıp kalmak yerine, ilgilileri sorguluyor, ortaya birçok ilginç haber çıkarıyor...
Bunda amaç nedir?..
Halkı doğru bilgilendirmek...
Düşündürmek ve sorgulama yapmasını teşvik etmek...
Siyasileri ‘doğru yolda’ harekete geçirmek...
Eksikliklerin giderilmesine yardımcı olmak...
Teşvik etmek, cesaretlendirmek...
Nitekim; Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ve sonrasında ‘bu yıl içinde çözümden’ söz edildiği zaman, gündeme getirdiğimiz iki önemli konu vardı...
Birincisi garantiler...
Diğeri yerinden oynayacak Kıbrıslı Türklerin iskanı...
Yeni narenciye bahçeleri mi kurulacak?
Güzelyurt’ta yaşayan insanlardan örnekler vermiştik...
Burada oturan insanların ‘taviz korkusuyla’ evlerine bir çivi dahi çakamadıklarına dikkat çekmiştik...
Annan Planı’nın referanduma sunulduğu 2004 yılında, Güzelyurt sakinlerinin yüzde 65’i “evet” oyu kullanmıştı...
Yeniden göç edeceğini bilen bu insanların, çözüm olması halinde nerelerde yaşayacakları bilinmiyordu...
Ve şimdi ‘bu yıl içinde çözüm olacak” diyenlerin ortaya koydukları herhangi bir plan ve projenin olmadığını görüyoruz...
Annan referandumundan bugüne 11 yıl geçtiği halde, hiçbir hazırlık yapılmadığına göre; bu yıl içinde çözümden bahsedebilmek mümkün mü?..
Çözümün olduğunu düşünelim...
Rumlar evlerine dönmek isteyecek...
Dönüşü hızlandırmak için, eylemler yapılacak...
Hatta gece vakti dinamitler patlatılacak...
Peki şimdiki evini eski sahibine bırakacak olan bu insanlar nereye gidecek?..
Nerede yaşayacak?..
Narenciye bahçelerini terk edip, gidecekleri yerde ne iş yapacak, nasıl geçinecekler?:.
Düşünülen yeni adres Mesarya Ovası ise, burada narenciye üretimi yapamazlar...
Kurak bölgede narenciye olmaz...
Faturasını kim ödeyecek?
Bizim sürekli gündemde tuttuğumuz bu konuyu KKTC’deki yetkililer pek ciddiye almadılar...
Ne var ki; Rumlar konuyu etraflıca tartışıyor...
Politis gazetesinin, Rum yetkililerden elde ettiği bilgilere dayanarak yayınladığı habere göre; çözüm sonrasında adanın yeniden imarı için 10 yıl gerekecek...
Neden 10 yıl?..
Çünkü eski evlerine dönecek olan Rumlar tamirat yapacak...
Bazı binalar yıkılıp, eski haline getirilecek...
Yollar, kaldırımlar elden geçirilecek...
Elektrik ve su şebekeleri yenilenecek...
Ve tüm bunların olabilmesi için 25 milyar Euro’luk bir kaynak gerekecek...
Diyalog gazetesi dünkü manşetinde “faturayı kim ödeyecek?” diye sordu...
Bu kadar büyük para hangi kaynaktan sağlanacak?..
Politis gazetesi de Kıbrıslı Türkler için yeni siteleri kimin inşa edeceğini ve parasını kimin vereceğini soruyor...
Ayrıca, ‘sahte devlet’ olarak tanımladığı KKTC’nin bir milyar Euro bütçe açığı verdiğine dikkat çekilerek, bunu kimin karşıyacağının bilinmediğini belirtiyor...
Sorular gerçekten önemli...
Bu sorulara yanıt verebilecek birileri varsa, projeleriyle ortaya çıkmalıdır...
Yıl sonuna sadece 6 ay kaldı...
Eğer bu süre içinde çözüm olacağına inanan varsa; KKTC’nin bütçe açıkları, şişkin devlet kadrosu ve yeniden göç edecek olanların nerelerde ikamet edeceklerini de açıklamalıdır...
Aksi halde, yaşanacak sıkıntılar hepimizi üzüntüye boğar...