Et meselesi ile ilgili hep birlikte, “ bir kaşık suda boğulduk”. En son, Başbakan Sayın Ünal Üstel, politikasını savunacak diye, “ Güneyden gelen ne üdüğü belirsiz etten halkımızı kurtaracağız” dedi. Bunu ise, Yeşil Hat Tüzüğü nedeni ile on binlerce Kıbrıslı Rum insanın Kuzeyi ziyaret ederek, alış veriş yaptığı zamanda ifade etti. Yani, Güneyin Bağnazlarının zamanında yaptığı söylemin aynını tekrarladı. Çünkü onlarda Yeşil Hat Tüzüğünü insanların değerlendirmemesi için, Kuzeydeki mal ve hizmetlerin “ ne üdüğü belirsiz” olduğu yönündeki söyleme sarılmışlardı. Ama bu söylem, bir yandan işletmelerimizin kalitesi ile ve insanların yaşadıkları pratik ile çöktü. Şimdi Sayın Başbakan, yanlış politikasını savunacak diye, Güneyin Bağnazlarının o eskimiş argümanına sarıldı. Bu ayağımıza kurşun sıkmaktır. Güneyde yaşayan insanların da bizim kadar onurları var.. Yani o insanlara siz, ’ ne üdüğü belirsiz et üretip, yersiniz’ dediğiniz de bunun olumsuz etkisinin farkına dahi varmıyorsunuz. Halbuki Türkçede esnafın güzel bir sözü var. “ Müşteri Velinimettir”. Eğer sizden alış veriş yapan insanlara hakaret ederseniz; Türk yada Rum olsun, o size niye yine alış veriş için gelsin?
Bunu ifade eden Başbakanın Başkanlığındaki Bakanlar Kurulu ise oturup bir gecede, apar topar Gıda Tüzüğünü hemen değiştirdi. Çünkü o Tüzüğe göre buzlu etin kesim süresi 8 ayı geçerse, ülkeye girişi yasaktı. Ama ithal edeceğiniz etlerin kesim tarihinin Mart 2023 olduğunu her şeyi bağladıktan sonra fark ettiler. Bu Tüzüğe göre bu et ithali olamazdı. Bu nedenle oturup, hemen Tüzüğü değiştirdiler ve bu kuralı kaldırdırdılar. Üstelik de bunu,” yoksula et yedireceğiz” diyerek attığınız bu yanlış adımı ilerletmek için yaptınız. Zira ithal edeceğiniz etin alış fiyatını, kesim tarihi belirler. Yani Sayın Başbakan, bu ülkenin dar gelirli insanı, kesim tarihi 15 ayı geçen et tüketmeye mi laik? Kendi insanına bunu reva görenin başkalarına, “ ne üdüğü belli belli olmayanın et “ demesinde samimiyet ne olur?
Üretimi desteklemek gerekir. Baksanıza Kıbrıs Türk Ticaret Odası dahi bunu ifade etti. Çare et ithali değil, üretimi desteklemektir dedi. Üstelik sıkça yazdığımızı ve söylediğimizi de ifade ettiler. Nüfusu bizden kat kat fazla olan ve 3 milyonu aşkın turistin geldiği Güneyde et bizden neden daha ucuz? Üstelik et de ithal ediyorlar, üretici de batmadı ve üretimdeki artış hızı da devam ediyor. Çünkü üretimi ve üreticiyi destekleyen ve destekleri, teşvikleri doğru noktalara veren politikalar uyguluyorlar. Yani, ne “ üdüğü” belli olmayan et değil, izlenen politikadır. Kısacası yanlış politikalarla buraya kadar.
Ne “üdüğü” belirsiz
Paylaş