Diyalog Gazetesi
2017-06-12 10:11:42

Müşavirlerden ortak mesaj

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 12 Haziran 2017, 10:11

Geçtiğimiz Cuma akşamı, müşavirler ordusunun 11 üyesi ile saatlerce süren bir toplantı gerçekleştirdik...
Kimisi UBP ve DP, kimisi CTP döneminde görevden alınmış olan bu insanların anlattıklarıyla ilgili olarak değil bir köşe yazısı birkaç kitap yazılabilir...
Toplantı sırasında müşavirlerin tümünün KKTC’deki bu sistemin tamamıyla iflas etmiş olduğu noktasında birleşmesi siyasilere yönelik önemli bir mesajdır...
İflas eden bu sistemi inatla sürdürmeye çalışmak, hem devletin kaynaklarını kötüye kullanmaktır, hem de insanların kişilikleriyle oynamaktır...
İleride bu iki nokta üzerinden hareketle, tüm sorumluların yargıya taşınmaları da söz konusudur...
Sistemin çok kısa bir süre içinde değiştirilmemesi ve müşavirlik uygulamasının kaldırılmaması halinde; duyarlı sivil toplum örgütleri harekete geçmeli ve konu yargıya taşınmalıdır...
Maaş ödemekte zorlanan ve hemen her ay Türkiye’den ek 100 milyonluk katkı alan KKTC hükümetlerinin, diğer yandan müdür ve müşavirlik görevine getirilen insnları bir dakika içinde kapı dışarı etme hakkı olmamalıdır...
Yolsuzluk ve suistimal varsa elbette anında gereği yapılmalıdır...
Ancak herhangi bir yüz kızartıcı suç işlenmemişse, insanları kapı önüne koyma hakkı olmamalıdır...
Ayrıca müdür ve müsteşarlık görevine atanacak kişilerin alanında uzman olması şarttır...
Böylesi hassas bir konuda bakanların partisel ve kişisel yakınlık derecsine göre karar alma yetkisi de olmamalıdır...

Hizmet kalitesi düşüyor

Sahasında uzman olmayan insanları, devletin en üst kademesin getirmek demek, kamu hizmetlerinin daha da kötüye gitmesi, vatandaşların mağdur edilmesi demektir...
Bunca yıl böylesi saçma bir uygulamayı sürdürmekte ısrar edenler sayesinde bugün ülkemizin gelmiş olduğu noktayı görebiliyoruz...
Deneyimli yöneticilerin hemen hepsi ya erken zamanda emekli çıkmış, ya da görevden alınarak müşavirler orusuna gönderilmiş...
Hala asbestli borulardan akan suları kullanmak zorunda kalan köylerimiz için 800 bin lirayı bulamadığını söyleyen hükümetlerin, diğer yandan müşavirler ordusu için yılda 20 milyon lira harcaması dikkat çekicidir...
Üzerine basarak ve altını çizerek tekrarlayacak olursak, bu uygulama kamu kaynaklarının bilinçli bir şekilde kötüye kullanılmasıdır...
Yani suçtur...
Güney Kıbrs’ın ‘kamu suçları’ karşısında almış olduğu önlemlere bakarak, KKTC’nin de gerekli adımları atması kaçınılmazdır...
Hiç kimsenin “Ben yaparım, kimse ses çıkaramaz” deme hakkı yoktur...
Devlet yönetiminde bulunmak; kişisel menfaatler için kaynakları yok etmek ve kamu hizmetlerini verimsiz hale getirmek değildir...
Diktatörükle yönetilen bir ülke olmadığımıza göre; siyasileri kontrol altında tutacak yeni bir sisteme acilen ihtiyaç vardır...
Bunun takipçisi olacağız...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.