Model arayışı ta eskiden beri var. Geçmişte Türkiye’de Güney Kore modeli veya İtalya’nın gelişimini baz alma vardı. Bizde ise Tayvan, Singapur, Monaco modelleri hep konuşuldu. Fakat bu model arayışları bir sıçrama getirmedi. Ancak, 1999 AB Helsinki Zirvesinden sonra Türkiye’nin AB üyeliğine aday olması ile Türkiye ve Kıbrıs’ta demokratik ve ekonomik hedeflerle ilgili bir başka esaslı zemin oluştu. O güne kadar Türkiye’de; “Onlar Ortak, Biz Pazar”, Kuzey Kıbrıs’ta ise AB’yi “kıyma makinesi” olarak takdim eden siyasi anlayışın yerine, farklı bir eğilim gelişmeye başladı. Liberal, demokrat muhafazakar kesimlerle, sol, demokrat kesimler, AB sürecine ilgi geliştirdi. Bizde ise kimi liberal kesimlerle demokratlar ve sol, AB sürecine Kıbrıs sorunun çözümü ve Kıbrıs Türk halkının ekonomik demokratik gelişimi için yoğun destek geliştirdi. Pek çok engellemelere karşın bu süreç ilerledi.
Türkiye’de AKP’nin iş başına geldiği 2002 sonrası hızlanan bu süreç, Türkiye’yi yalnız ekonomik olarak olumlu etkilemedi. Aynı zamanda Orta Doğu, Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika kıtalarında yaşayan halkların ve toplumların da Türkiye’ye bakışını olumlu etkiledi. Nitekim Türkiye o dönemde, BM Genel Kurulunda büyük bir destekle Güvenlik Konseyi üyeliğine seçildi. AKPA ve İslam Konferansı Başkanlıklarına da seçildi. Ekonomi ve Demokratik Hukuk devleti ilkelerinde ciddi gelişmeler yaşandı.
Bu süreç, Kıbrıs’ta da çok olumlu etki yaptı. Ekonomi gelişti. 2003’te 4 bin dolar dolayında olan Kişi Başına Düşen Milli Gelir, 2008’e kadar 15 bin dolara çıktı. Kamu, Özel iç ve dış yatırımcılar önemli yatırımlar yaptı, 2004- 2008 arası Gayri Safi Milli Hasılanın % 20 kadar kamu kaynağı, altyapı yatırımı oldu. Kuzey Kıbrıs deyim yerinde ise bir şantiye oldu. Aynı zamanda Dış dünyada itibarımız arttı. Yeşil Hat, AB Mali Yardım Tüzükleri, TMK ve bunun AİHM tarafından kabulü ile birlikte Yargı organımız kabul gördü. Almanya’nın eski Başbakanı Sayın Schröder, BM Genel Sekreteri, AB’nin Genişlemeden sorumlu Komiseri Sayın Olli Rehn, ABD Senatörleri, Rusya Büyükelçilik ve siyasi yetkilileri, İslam Konferansı Başkan ve üyeleri, AKPA Başkan ve yetkilileri. AP üyeleri ve pek çok devletin Büyükelçileri Kuzey Kıbrıs’a gelip Cumhurbaşkanı, Başbakan ve siyasi güçlerle görüştü. Daha sonra bu gelişmenin mirasını, üzerine bir şey ilave etmeden her alanda kullandık... Ama artık bu miras da bitti, tükendi.
Bu süreç, iç ve dış siyasi niyetlerin bir birini karşılıklı etkilemesi ile kesintiye uğradı. Türkiye’nin AB süreci durdu ve geriledi. Kıbrıs sorunun çözüm süreci darbelendi. Yumuşak ilişkiler yerini Orta Doğu ve Doğu Akdeniz ile bölgede gerilim ve sıcak çatışma ortamına terk etti. Kıbrıs Türk Toplumu ve Türkiye, uluslararası ilişkilerde yalnızlığa girdi. Ekonomik olarak krizler arka arkaya derinleşerek geldi. Milli Gelir, dolar bazında geriledi. Demokratik hukuk devleti ilkelerinde ciddi gerileme yaşandı.
Dolayısı ile Tayvan, Singapur, Monaco ve Çin Modeli arayışlarına yeniden girildiği günümüzde, bu ağır ekonomik ve siyasi şartlarda AB çıpasına dayalı yaşadığımız ekonomik, siyasi, demokratik gelişmeleri hatırlamak gerekir. Yani iç ile dış odakların yarım kalmasına yol açtıkları AB kriterlerine yeniden dönmemiz gerçeği; önümüzdeki esas seçenektir. Bunu da onlar için değil, kendimiz için yapmalıyız.
AB sürecinin kesintiye uğraması ile girilen ortamda, model ararken, döviz krizi ile TL’nin değer kaybetmesi ve artan enflasyonun yol açtığı pahalılığı yaşıyoruz. Ama bunun tersine ise pek çok değerin de ucuzladığını görmeliyiz… Evet, pahalılığın ortasında insanımızın emeği ucuzladı. Şahsi ve toplumsal birikimlerimiz ve değerler ucuzladı. Artan enflasyon, insani değerleri, iş ve toplum ahlakını ucuzlattı. Unutmayın, Kuzey Kıbrıs’ta emlak ile insan emeğini ve bireysel, toplumsal değerleri AB ve çözüm süreci artırdı. Bu artış ile paralel olarak manevi değer olan demokrasi, insan hakları, hukuk ve barışçı kültür ve değerler de yükseldi. Model aramak yerine bunları yükselten o alana dönmeliyiz.
Model, uzakta değil elimizde
Paylaş
Turkish power 3 Yıl Önce
Bırakınız demogojiyi 60 senedir TC niye kapıda bekletiliyor Annan planına ok denmesine rağmen crans montanadan kaçan kesim niye tam üye yapildi ab nin haritasi tüm Kıbrıs'a ve Ukrayna'ya çöküp TC ve Rusya'yı cevreleyip kusatmak değil mi beş para etmeyen Romanya Bulgaristan Baltık cumhuriyetleri buralardaki Rus etkisini bitirip kuşatma amacıyla peyderpey tam üye yapılmadı mı Belarus üzerindeki baskı burayı Rusya'dan kopartmak için değil mi klasik ezik kompleksli şark entel zihniyeti ve bakış açısı sizin TC deki herhangi bir siyasetçiyi sevip sevmemeniz veya din ve milliyet görüşleri açısından farklı düşünüp düşünmeniz ortadaki gerçekleri değiştirmiyor düşmanının düşmanı dostumdur diye düşünüp milliyetinizden veya dininizden uzaklaşmak da adamlık değil ancak aşağılık kompleksi nin dışa vurumudur ama siz de ne yazikki mücadele edip ülkenizi muasır medeniyet seviyesine çıkartmak yerine yancilik yalakalık kölelik aşağılık kompleksi hezeyanları da melankoli in sınırlarını zorlama bedbahtligina dusmeyiniz
Öz 3 Yıl Önce
Sterlin 20 TL ye dayandı.Giderek yaşamak zorlaştı. Ele geçen para pul oldu.AB vatandaşı K/Türkler ne yapacak? “8 bin Kıbrıslı Türk’e güneyde iş imkânı”Türk-Sen, Kıbrıslı Türklere adanın güneyinde “sendikalı istihdam sağlamak amacıyla SEK ile işbirliği yaptığını” duyurdu. Kaynak: “8 bin Kıbrıslı Türk’e güneyde iş imkânı” Çözüm ve AB olmazsa, ya güneyde işçi, ya da göç.
Türküsü power 3 Yıl Önce
Asrın lideri sayın reisimize guvenmemekle büyük hata yapıyorsunuz sayın Oz 2023 e ne kaldi