Türkiye ve KKTC’de yeni Yasama yılı törensel etkinlikle açıldı. Benzerlik, yalnız Meclis açılışının aynı zamana denk gelmesiyle ilgili değildir. Her iki tarafta da Meclisin açılışında, onun etkinlik ve fonksiyonunun sorunlu olduğu tartışıldı. Üstelik bir başka benzer sorunu da gündeme getirdi. Meclis etkinliğinin azalması, Türkiye’de CB Kararnameleri ve KKTC’de ise Hükümetin Yasa Gücünde Kararnamelerle yürütmenin etkinliğinin artması. Yani halk iradesine dayalı Meclis etkinliğinin azalması sorunu da aynı. Bu ise Güçler ayrımının sakatlanmasını ve Yasama, Yargı ve Yürütme dengesinin, Yürütme lehine bozulmasını getirdi. Bu değerlerden uzaklaşma, pahalılığın derinleşmesini, halkın geçim derdinin büyümesini ve gelir adaletsizliğinin artması ile döviz krizi ile TL faiz sarmalının derinleşmesini getirdi.
Kuşkusuz bu benzerliğin nedenleri farklı. Ama ulaşılan sonuç aynıdır. Türkiye’de Meclisin etkinliğinin azalıp, yürütmenin ağırlığının artmasının nedeni, Cumhurbaşkanlığı sistemi sonucudur. Bunun için Türkiye muhalefeti, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önermektedir. Ancak Türkiye’deki iktidar bloku da bu sorunu reddetmiyor. Onlarda CB sisteminin revize edilmesi için “İyileştirilmiş Cumhurbaşkanlığını” gündeme getiriyor. Yani ortada sorun var. Dolayısı ile Yürütmenin elini güçlendirmek için çıkılan yolda elin ağırlığı, “vücutta” ciddi bir dengesizliğe yol açtı.
Bizde ise Meclisin etkinliğinin azalmasının nedeni Başkanlık modeli veya Anayasada yapılan değişiklik değildir… Biz, “kınalı kuzuyuz ya, Anamız nereden atlarsa bizde oradan atlayacağız ya” işte bu nedenle hiçbir yasal ve Anayasal değişikliğe gitmeden, fiili olarak Anayasaya, demokratik geleneklerimize ve halkın iradesini hiçe sayan uygulamalarla “yürütme” ağırlığı fiilen oldu.
UBP ağırlıklı Azınlık hükümeti döneminde Meclisten, Bütçe ve Türkiye ile yapılan Protokollerin yasalaşmasından ayrı; yalnızca 6 yasa geçti. Fakat ayni dönemde bu Azınlık Hükümeti, 74 tane Yasa Gücünde Kararname çıkarttı. Yani ülkeyi, Meclisi tamamen devre dışı bırakan, despotik bir anlayışla yönetti. Bunun ekonomiye ve insan yaşamına etkisi, ağırlaşan ekonomik kriz olarak doğrudan yansıdı.
Her şeyi bir yere bıraktım iki noktaya değineceğim. Biri KKTC Merkez Bankası dönem raporu, diğeri Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanının ifade ettiği nokta...
KKTC Merkez Bankası dönem raporuna göre Resmi Para Birimi TL olan ülkemizde, Bankalarımızda bulunan Toplam Mevduatların para cinsinden oranı önemli. TL cinsi mevduatların toplam mevduat içindeki payı, Haziran 2020’de %38,8 iken; Haziran 2021’de bu oran % 33, 31’e düştü. Yabancı para cinsinden mevduatlar ise Haziran 2020 de % 61’92 den Haziran 2021’de % 67,42’ye çıktı. Ama aynı dönemde; toplam Kredilerde, TL- Yabancı Para Toplam oranı, TL’de % 46,60 iken; Haziran 2021’de bu oran % 44,41’e düştü. Yabancı Para ile alınan kredilerdeki oran ise Haziran 2020’de %53,40 iken Haziran 2021’de bu oran %55,59 oldu. Yani Bankacılık sisteminde TL’den kaçış, mevduatta ve kredide arttı. Türkiye ile ilişkilerde hep ifade edilir ya; “et ve tırnak gibiyiz” bu parada; etin lehine, “tırnağın” makasla kesilmesini getirdi. Üstelik bu fiili durum döviz krizi içinde oldu, Mevduatta anlarım, ama kredide Yabancı Para cinsinden oranın artışı TL’deki yüksek faizi gösterir. KTTO Başkanı Sayın Turgay Deniz verdiği demeçte, ülkede her sektörün işçi bulmakta zorlandığını söyledi. Bir kere Güneye geçme imkanı bulan KKTC vatandaşı işçilerin kur farkı nedeni ile Güneyde çalışmayı haklı olarak tercih etti. Ayrıca yabancı işgücü de tercih etmemeye başladı. Allah’ın domatesinin kilosunun 15 TL’yi geçtiği, artık emekçilerin 20’TL’lik, 50 TL’lik kıyma aldığı yerin yabancı iş gücü için cazibesi olmaz.
Meclisin etkinliğinin darbelendiği ve yalnızca yürütmede bulunan dar bir ekibin ülkenin yaşamında katılım ile hukuk düzenini alt üst ettiği bir noktada, ortak akıl gelişmez. Yani demokrasi, hukuk düzeni ve Meclis etkinliği ile halk iradesinin ekonomi, toplum ve insan yaşamı ile var olan doğrudan pozitif bağı bu yaşadıklarımızla net olarak ortadadır.
Meclis, Para ve KTTO Başkanı
Paylaş
Turkish power 3 Yıl Önce
Dünyanın hali kendi adina din mezhep adına demokrasi adına batı doğu medeniyeti adına ırk adına ulusal çıkarlar adına iç dış düşman adına dikte diktatörlük nerede özgürlük