Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 6 saatlik Kıbrıs ziyaretinde, sağcı, solcu, tüm partilerin liderlerini bir masa etrafında topladı...
Ve Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin düşünceleri öğrendi...
Parlamentoda temsil edilen tüm partilerin liderleri çözüme karşı olmadıklarını söyledi...
Sadece sağ çizgideki iki partinin çekinceleri vardı...
“Çözüm istiyoruz ama...” diyerek söze başladılar...
Ama’lar kuşkusuz bir değil...
En önemlisi ‘ayrı egemenlik’ hakkı...
Eğer ortaklık yürümezse, o zaman ayrılır, kendi devletimizi ilan eder ve AB içinde kalmaya devam ederiz...
Kuşkusuz, Rumlar buna asla izin vermezler...
Ayrıca AB de vermez...
Zaten ‘Ortak metinde’ tek vatandaşlık, tek devlet ve tek egemenliği kabul etmiş bulunuyoruz...
Öyleyse bu saatte ‘ayrı egermenlik’ tartışmalarının sonuç vereceğini düşünmek aşırı iyimserlik olur...
Kendi bölgemizde yaşayalım
Ama...’ların ikincisine geçelim...
Sağ partiler ‘iki bölgeliliğin’ sulandırılmamasını istiyor...
“Türklerin yaşadığı bölgelere çok sayıda Rum’un gelmesini istemiyoruz” diyorlar...
Böyle olunca halkın daha güvenli bir yaşam sürdürebileceğini düşünüyorlar...
Diyelim ki haklı bir talep...
Peki çoğunlukta olduğumuz zaman ne yapacağız?..
Kendi milletvekillerimizi ve belediye başkanlarımızı seçeceğiz...
İşte burada yanıt bekleyen birçok soru var:
“Beni Türk belediye başkanı yönetirse, şimdiki gibi lağım sularıyla yıkanmış bir kentte mi yaşayacağım?..”
Yine benim belediye başkanım televizyon programında kendisine telefon açanları işe alıp, bin kişilik bir ordu yaratıp, sonunda maaşımı ödeyemez duruma gelirse ona kim müdahale edecek?..
AB üyesi olduğum halde yine kaldırımsız, çukur yollarda mı yürüyeceğim?..
AB üyesi bir ülkenin kuzeyinde oturuyorum diye beni yine yeşil parkları olmayan bir beton kentinde mi yaşatacaksınız?..
Musluğumdan akan sular yine asbesli borulardan mı geçecek?..
“Amaaaaaa” diyerek, bazı ayrıcalıklar talep ederken, halkın görüşlerini de almak gerekmiyor mu?..
Halka sorun bakalım, Lefkoşa’nın kuzeyinde mi, güneyinde mi yaşamak istiyor?..
Hangi tarafta daha çok yeşil buluyor?..
Hangi tarafın musluğundan akan suya güveniyor...
Hangi tarafın parkında yürüyüş yapıyor?..
Doğruları konuşma zamanı
Eğri oturup, doğru konuşalım...
Kıbrıs’ın kuzeyinde güvenilir bir siyaset yok...
Güvenilir siyaset olmadığı gibi, güvenilir bir yönetim de yok...
Her alanda sınıfta kalan bir yapı içinde bugünlere gelmiş olabiliriz...
Ama bu şekilde devam edemez...
Freni patlamış bir araçla yolunuza devam edemezsiniz...
Bir yere toslar ve orada kalırsınız...
Kuzeyin siyaseti çoktan duvara toslamış vaziyettedir...
Güven sıfırın altındadır...
Güvenin olmadığı yerde huzur da yoktur...
O nedenle artık “Amaaaaaa’ları bırakıp, gerçeklere bakalım...
İnsanlar nerede mutlu olacaksa, orada yaşamalıdır...
Bunun riski varsa, o şahsın kendisine a