Diyalog Gazetesi
2014-05-10 02:47:58

Lafla peynir gemisi yürümez

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 10 Mayıs 2014, 02:47

Trafik Haftası’na girdiğimiz ilk gün bir ölümlü kaza haberi geldi...

İkinci gün, birkaç değişik bölgede ciddi kazalar oldu...

Yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren yaralı sayısının 3 olduğu belirtiliyor...

Yani, Trafik Haftası olması nedeniyle kazalarda herhangi bir azalma yoktur...

Çünkü; bu hayati sorunu artık sloganlarla çözmek mümkün değildir...

İcraat gerekiyor...

Bunun için de ülkenin her yanında devriye polisler dolaşmalıdır...

Burası küçük bir ülke olduğu için devriyelerin ve özellikle de ana yollarda polis aracı görülmesinin etkisi büyüktür...

Lefkoşa-Girne veya Lefkoşa-Mağusa anayolunda seyreden bir adam, bir köşede ikaz ışıkları yanar vaziyette polis aracı gördüğü zaman “ne olur ne olmaz dikkatli süreyim de ceza yemeyim” der...

Süratini azaltır...

Kemeri açık ise bağlar...

Cep telefonunda konuşmaktan veya mesajlaşmaktan vazgeçer...

Belgelerine bakılmalı

 

Sadece sürat kontrolü ile kazaları önlemek mümkün değildir...

Polisin her fırsatta, başka ülkelerde olduğu gibi denetlemeler yapması gerekiyor...

Durdurulan aracın muayene belgesine, sigorta ve ruhsatına bakmalı...

Frenleri, farları ve ikaz işaretleri kontrol edilmeli...

İnanın bu yazdıklarım 30 yıl öncesinde bir avuç polisin görev yaptığı dönemde yapılıyordu...

Çünkü o dönemde bu ülkede hala İngiliz yönetiminden kalma, dünyanın gelişmiş ülkelerinde uygulanan bir sistem vardı...

Sonraki yıllarda eğitilmiş polisler gitti, yenileri geldi ve bugünkü düzene geçildi...

Bugünkü düzen nedir?..

Zaman zaman sürat kontrolü yapıp, ceza yazmak...

Başka?..

Trafik kazalarına yetişmek, rapor düzenlemek...

Bundan başka hiçbir şey yoktur...

 

Gelin Dr.Fazıl Küçük Bulvarı’na

Bu ülkede trafik kazalarının artmasının en önemli nedenlerinden biri denetimsizliktir...

Ayrıca devlet ciddiyetinin yok olmasıdır...

Hiç kimse “kazaların birinci nedeni sürattir” diyerek, sorumluluktan kaçmasın...

Adam sürat yapıyorsa birinden korkmuyor demektir...

Bugüne kadar onu hiç kimse durdurmamış, gerekli cezayı vermemiş ise, o da yakalanmayacağı ve kaza yapmayacağı umuduyla gaza basıyordur...

Öyleyse onun hızını kesecek önlemler alınmalıdır...

Yollarda sürekli kontrol yapılması bir önlemdir...

Devletin varlığı her alanda, herkese hissettirilmelidir...

Her ne halse bunu beceremiyoruz...

Bırakın ana yollarda denetimleri, polis devriyesi bulundurmayı...

Kent içlerinde yapılması gerekenler de yapılmıyor...

Bu noktada polisi yeniden Lefkoşa’nın en işlek caddesine, Dr.Fazıl Küçük Bulvarı’na davet ediyorum...

Orada bir çember var...

Yolun dört bir yanında sivil kıyafetli polisler bulunsun...

Bakın neler olur?..

Kırmızı ışık yandıktan sonra en az 6-7 araç daha yoluna devam ediyor...

Karşıdan gelenle çarpışacağını ve kazaya sebebiyet vereceğini düşünmüyor...

Kırmızının ‘durmak ve beklemek” anlamına geldiğini unutuyor...

Peki bunları kim durduracak?..

Trafik Haftası’nda yayınlanan bildirilerle durduramazsınız...

Öyleyse adam görevlendireceksiniz...

Sonra bu uygulamayı tüm kentlere yayacaksınız...

Hem ağır ceza verecek, hem de teşhir edeceksiniz...

İddia ediyorum bir ay içinde herkes kırmızı ışığın ne anlama geldiğini öğrenmiş olur...

Ama bunun için niyet olmalı...

BRT’de 800 veya daha fazla insan var...

Başbakanlık başta olmak üzere birçok bakanlık ve resmi dairede binlerce fazla personel ve maaş alıp, işe uğramayan müşavirler var...

Bunlardan da yararlanmak mümkün...

Hizmet içi eğitim ile, bu tür görevlerde kullanılabilecek dünyada benzeri olmayan bir ‘yedek ordu’ vardır...

Önemli olan bu orduyu eğitebilmek ve cepheye sürebilmektir...

Şimdiden hayırlısı olsun...

 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.