Diyalog Gazetesi
2017-07-02 12:26:10

Kuzeyi çözüme hazırlamak

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 02 Temmuz 2017, 12:26

 “Bitti, bitiyor... Koptu, kopuyor...” derken, Crans Montana’daki konferansın bir anda olumlu havanın etkisine girdiği belirtiliyor...
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in, elindeki sihirli değneği sallaması sonrasında tarafların uzlaşı eğilimine girmesi, kopma beklentisi içinde olanları üzecek...
Uzlaşı olmasını isteyenleri de hop hop oynatacak...
Büyük bir olasılıkla ‘ilgili taraflar’ garantilerle ilgili sorulara yarın yazılı olarak yanıt verecek...
Ve Genel Sekreter bir sonraki adımı belirleyecek...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 7 Temmuz’da Berlin’de gerçekleşecek olan G 20 toplantısına katılmama kararı aldığına göre; İsviçre’deki Kıbrıs konferansının ‘sonuç alıcı’ bir şekilde uzayacağını anlamak zor değildir...
Bu kez gerçekten ya bitecek, ya bitecek...
Bazı kesimler “Eğer bitmezse Kıbrıs’ta çok şeyler olacak” diyerek her iki topluma da ‘öcü korkusu’ veriyorsa, bir şeyler olacak demektir...
 Falcı Şüküfe’ye göre bu korku şöyle yorumlanabilir:
“Anlaşma olmazsa o zaman savaşa hazırlanın...”
Güney ve Kuzey Kıbrıs’taki tüm otellerin turistlerle dolup taştığı bir dönemde savaşın sözünü etmek dahi delirmekle eş anlamlıdır...
Üstelik bu kadar acı yaşamış toplumların yeni bir savaşı göze alacağını düşünmek, kafayı yemek demektir...
Öyleyse ‘öcü korkusunu’ uzlaşmaz olanları uzlaşıya teşvik etme anlamında alabiliriz...
Crans Montana’daki hava bir anda olumluya dönüşürken, KKTC hükümetinin Güzelyurt’un verilemeyeceği veya diğer bölgelerden KKTC bayrağının inmeyeceğine ilişkin nutuklarını bir yana bırakalım...
Son derece kritik bir süreçten geçiyoruz...
Böylesi bir dönemde yapılması gereken nutuk atmaktan daha çok, aciliyet gerektiren sorunlara odaklanmak ve çözmektir...
Halkı stres altında yaşatmak yerine, rahatlatmaktır...
Ne var ki; tam tersi icraatlar yapılıyor...
Altyapı olmayan yerlerde kırsal kesim arazisi veriliyor, bazı kesimlere olmayan paralar dağıtılıyor, sonra da maaş ödemeleri için borçlanma yapılıyor...

Hızlı bir şekilde küçülmek şart

Crans Montana’da uzlaşı olması ve 2-3 ay içinde referanduma gidilmesi halinde, KKTC’yi AB standartlarına yükseltebilmek için gerekli adımlar atılmalıdır...
Devlet hızla küçülmelidir...
Güney Kıbrıs’ta Resmi Hizmet Aracı yoktur...
Bizde sayıları 5 bin dolayında hizmet aracı vardır...
Ruhsat, yakıt, sigorta, bakım-onarım masraflarını Karpaz’ın tüm eşeklerine yükleseniz kaldıramaz...
Peki neden satılmıyor bu araçlar?..
Burası Brunei Sultanlığı mıdır?..
Makam sahiplerine özel hizmet aracı tahsis edilecek diye, kendi ayakları üzerinde duramayan bir devletin 5 bin tane resmi hizmet aracı bulundurması hangi aklın ve mantığın bir sonucudur?..
 Bırakacaksınız, tümü satılacak...
 Hem gelir elde edecek, hem de bu kadar aracın akaryakıt ve bakım giderleri son bulacak...
 Güney Kıbrıs’ta Başsavcı’nın altındaki makam arabasını da aldılar...
 Mevduatların yüzde 40’ını tıraşladılar...
 Dış gezileri sınırladılar...
 KDV’leri artırdılar...
 Limanları sattılar...
 Beş milyon dolarlık yatırım yapanlara vatandaşlık vermeye başladılar...
 KKTC’yi çökertmek için güneyde 4 şubeli casino işletmesi için sözleşme imzaladılar...
 Bunları görelim ve kendi evimizi temizlemeye başlayalım...
 Önlem almak ve sorunları asgariye indirmek yerine, belirli kesimlere kızarak, öfke ile hatalı kararlar
alma alışkanlığından vazgeçelim...
 Meşhur bir atasözü vardır:
 “Keskin sirke kendi küpüne zarar verir...”
Bilinçli bir şekilde yapılan savurganlıkların hesabı belki sorulamaz ama...
 Bir başka şekilde cezalandırılır...
 Gününü beklemek lazım...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.