Diyalog Gazetesi
2015-06-28 09:17:51

Küçük ülkede yönetici olmak

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 28 Haziran 2015, 09:17

Kuzey Kıbrıs’ta ilginç olaylara tanık oluyoruz...
Uyuşturucu, cinayet, ırza tecavüz ve soygun davaları mahkemelerin gündeminde ilk sıralara yerleşti...
Bir de alacak-verecek davaları ve boşanmalar...
Gerçekten baş döndürücü olaylar yaşanıyor ülkemizde...
Peki bu tür adli olaylar neden artıyor?..
Elbette devletin yetersizliğinden...
Gerekli yasaların çıkarılmamasından...
Denetimsizlikten...
Cezaların caydırıcı olmamasından... 
Kuzey Kıbrıs’ta çarpık düzene son verilebilmesi için öncelikle siyasetin temizlenmesi gerekiyor...
Her hükümet değişiminde bir ülkenin kaderi ile oynanmamalı...
Her değişimde, deneyimli insanlar tekme, tokat görevden uzaklaştırılmamalı...
Bilgi, görgü ve deneyim sahibi insanlardan yararlanılmalı...
Her siyasetçi kendini ‘en bilgili, en yetenekli’ insan olarak görmemeli...
Makam koltuğuna oturunca karakter değişikliğine gitmemeli...
Hatta makam araçları ve koltuklar terk edilerek, halkın içine girilmeli...
Küçük bir ülkede çifte koruma aracı ile ‘makamı kabul ettirme’ anlayışı terk edilmeli...
Bunlara ihtiyacımız yok...
İhtiyacımız olan, insanları mutlu edebilecek, devleti sağlamlaştıracak ve kendi ayakları üzerinde durabilir hale getirecek önlemlerin alınması, icraatların denetlenmesidir...
Aksi halde, bu küçük ülkede daha birçok üzücü olaya tanık olacağız...
 
Apartman kanunu bile yok
Kuzey Kıbrıs öyle bir ülke ki; kamuda çalışanların maaşlarını dahi kendisi ödeyemiyor...
Borç içinde yüzen Elektrik Kurumu’nun milyonlarca Euro’luk ‘ihalesiz mal alımlarını’ önleyemiyor...
Kendi milli hava yolunu ‘partizanca atamalar yüzünden’ batırıyor...
Yolsuzluk ve suistimal dosyalarını ‘parti çıkarları gözetilerek’ kapatıyor...
Kuzey Kıbrıs’taki ana yolları, göletleri, altyapı için gerekli ne varsa hepsini Anavatanı yapıyor...
Öyleyse; KKTC’deki siyasiler ne yapıyor?..
Onlara düşen görevler nedir?..
Türkiye’den gelen maaşları dağıtmak mı?..
Yoksa ufak, tefek işleri olsun halletmek mi?..
Basit bir örnek verelim...
Apartmanda yaşıyorsunuz...
Bina önünde size ait çöp bidonu var...
Ama komşunuzda yok...
Sabah, akşam getirip çöplerini sizin bidona atıyor...
Bunu kim durduracak?..
Hiç kimse...
Yine apartmanda yaşıyorsunuz ve aşırı sıcak yaz akşamlarında pencerenizi açıyorsunuz...
Gece yarısında üst veya alt kattaki komşunun su motoru gümbür gümbür çalışıyor...
Uyku uyuyamaz hale gelir, yatakta dönmeye başlarsınız...
Uykusuzluk ve sinir hali o gün iş performansınızı da ‘özel yaşamınızı’ da etkiliyor...
Allah aşkına insan yatağa girerken, motorun elektriğini kapatmaz mı?..
Bu ülkede kapatmaz...
Yine konutların büyük bir kısmı kanalizasyon şebekesine bağlı olmadığı için, taşan kuyulardan pis kokular yayılıyor...
Sabah, akşam bunu soluyorsunuz...
İnsan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden bu olay karşısında şikâyet edebileceğiniz bir makam yok...
Bari bu kadar basit sorunlar karşısında olsun önlem alınsın...
Tüm konutların kanalizasyona bağlanması yasal zorunluluk haline getirilsin...
Bunu olsun başaramazsak, vay halimize...
Herkese hayırlı pazarlar...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.