Diyalog Gazetesi
2015-10-18 09:31:26

Konuşan fotoğraf

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 18 Ekim 2015, 09:31

Türkiye, Kıbrıs’ın 3 garantör ülkesinden biridir...
Kıbrıslı Türklerin Anavatanıdır...
Rum saldırılarının başladığı 1963 yılından itibaren buradaki insanların maaşlarını, hatta uzun yıllar gıda ihtiyaçlarını Türkiye karşıladı...
Yüzlerce gencimize üniversite eğitimi sağladı...
Hastalarımıza şifa dağıttı...
Türkiye; 20 Temmuz 1974’te adaya askeri harekat düzenlemeye mecbur bırakıldı...
Yoksa; buraya çıkarma yapmaz, uzun yıllar ambargo altında yaşamaya mahkum olmazdı...
Türkiye; bundan 41 yıl önce Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini korumak için adaya askeri çıkarma yaptı...
Çıkarma öncesinde yaşanan katliamların bir daha tekrarlanmayacağı, kalıcı bir anlaşma için Rumlara sürekli zeytin dalı uzattı...
Ama olmadı...
Denktaş’ı beğenmediler, Talat geldi...
Onunla da anlaşamadılar...
Eroğlu gelince “asla uzlaşamayız” dediler...
Bu kez Akıncı geldi...
İlk günlerde Akıncı’ya inanılmaz övgüler yağdırdılar...
Sonrasında Akıncı konuşmaya başlayınca, 180 derecelik bir dönüş oldu...
“Ankara, Akıncı’yı yönlendiriyor” demeye başladılar...
Halbuki; Akıncı’yı kimse yönlendirmiyor...
Akıncı sadece Ankara ile işbirliği yapıyor...
Tıpku Güney Lefkoşa’nın, Atina ile işbirliği yaptığı gibi...


Stratejik anlaşmalar
Akıncı, geçmişte Türk tarafının kabul etmediği bazı konularda Rumlara ilk defa olumlu karşılık verdi...
Onlar bu olumlu yaklaşıma aynı şekilde karşılık vermedi...
Güven Yaratıcı Önlemleri dahi hayata geçirmediler...
Gündemlerinde sadece daha çok sınır kapısının açılması var...
GSM ortaklığı, elektrik şebekelerinin birleştirilmesi ve tek sigorta gibi önlemlere ‘sudan bahenelerle’ yaklaşmadılar...
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun, KOP’un emri altına girmesini dahi kabul etmediler...
Hepsinden önemlisi, tüm Kıbrıs’ın malı olan doğal gaz konusunda Yunanistan, Mısır ve İsrail ile ‘stratejik anlaşmalar’ imzaladılar...
Doğal gaz ile başlayan bu flörtü, ortak savunma anlaşmasına kadar götürdüler...
Onlar; tüm bu yaptıklarını ‘Yasal devletin’ bir hakkı olarak görürken, Kıbrıslı Türklere yönelik haksız ambargolar devam ettirildi...
AB Komiseri Cretu’nun adayı ziyaretinde, çok kısa süreli Arasta gezisinde bile Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’ya, Rumların belediye başkanına eşit bir muamele gösterilmedi...
Her alanda etkili olan Rum propagandasının etkisinden kurtulamayan Avrupa Birliği, bu şekilde büyük bir ayıp daha işlemiş oldu...



Tek destek Türkiye’den 
Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım...
Ve bir an için “acaba Türkiye olmasaydı biz ne yapardık, nasıl yaşardık, bu ülkede ne tür zorluklarla karşılaşırdık” diye düşünelim...
Bizlere en fazla ihtiyaçlı oldukları bir dönemde, Futbol Federasyonumuzun ‘yama olma’ başvurusunu dahi reddeden bir zihniyet var karşımızda...
Onları doğru yola getirebilecek olan bizler değiliz...
Kuzeyde Dikilitaş’ın etrafındaki siyaset ile onları bizimle ‘eşit ortaklığa’ zorlayamayız...
Onlara doğruyu göstermesi gereken AB’dir, ABD ve BM’dir...
Bizim doğru yolumuz ise Türkiye’nin sağladığı yardımlarla her açıdan daha güçlü hale gelmektir...
İşte Anamur Suyu’nun adaya gelişinin temelinde bu düşünce vardır...
Anadolu halkı bunca yıldır ekmeğini bizimle paylaştı...
Şimdi suyunu paylaşıyor...
Bir süre sonra elektrik gelecek...
Ve güçlü bir Türkiye’nin koruması altında güçlü bir KKTC olacak...
KKTC’nin sağ çizgideki siyasileri de, soldakiler de dün Anavatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer yetkililerin etrafında kenetlenerek hepimizi duygulandıran ‘birlik’ mesajı verdiler...
Herkesin o fotoğrafa iyi bakmasında fayda vardır...
Ana mutlu, yavru mutlu...
Gerisi yalandır...

Yorumlar (1)

okur 10 Yıl Önce

sn akar rumları anlıyorumda bizim içimizdeki arsızlar neden sürekli türkiyeden gelen suyada yatırımada yetkililerede hakaret yapıyor bunları kınayan bir yazıda yazın özellikle sendikalar şenel elcil ve saz arkadaşları hakkında.ayıptır artık.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.