Türkiye’de halk dün sandık başına giderek, ilk defa Cumhurbaşkanlığı seçimi için oy kullandı...
Kuzey Kıbrıs’ta ise gelecek yıl Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için şimdiden yoğun hazırlık yapılıyor...
Sanki 235 milyon seçmenin katılımıyla ABD Başkanı’nı seçeceğiz...
Toplamda 200 binin altında seçmen sayısının olduğu bir ülkede, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bir yıl öncesinden hazırlık yapılması ve bu konunun gündeme yereleşmesi gerçekten bizleri uzaktan izleyenleri kahkahaya boğuyordur...
Zaten seçimsiz bir yıl geçmiyor...
Lütfen son 5 yılda nelerin yaşandığına bir göz atınız...
2009 yılında genel seçimler oldu...
2010’da Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler...
Bir yıl içinde 2 kez hükümet değişti...
Sonrasında UBP’de kurultay yarışı başladı...
İktidar partisindeki bu yarış nedeniyle devletin tüm hizmetleri durdu, hükümet üyeleri sadece bu konuya odaklandı...
2013’te yeniden genel seçim...
2013’te Lefkoşa belediyesi için ara seçim...
2014 Yerel seçimler...
İş yapmaya zaman kalmadı
İster yerel, ister genel, isterse Cumhurbaşkanlığı seçimleri olsun...
Tümü iktidardaki partiler için büyük önem taşıyor...
Koltuğu kaybetmemek için devletin tüm olanakları sonuna kadar kullanılır...
Suç işleyenlerin dosyaları rafa kaldırılır...
İnanılmaz kıyımlar yaşanır...
Küçük bir köyün insanları ikiye, üçe, hatta dörde bölünür...
Kardeşler, komşular, yeğenler arasında kırgınlıklar, küslükler başlar...
Kahvelerin ayrıldığı köyler olur...
Gerçekten akıl almaz bir durum...
Okuma-yazma oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğu iddia edilen küçücük bir ülkede bunların yaşanması ‘komedi tiyatrolarına’ konu olacak kadar gülünçtür...
Kuşkusuz; bu komedinin, ülke ekonomisine, insanların geleceğine ve KKTC’yi her yönden ayakta tutmaya çalışan Türkiye’nin bütçesine büyük zararları vardır...
Üretmeyen, satmayan, hazır tüketici konumunda olduğumuzu unutarak, benzeri görülmemiş bir siyaset anlayışı ile ülke yönetmeye çalışıyoruz...
Gelecek yıl ne olacak?
Şimdiden 2015’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini tartışmaya başladık...
UBP ve DP tarafından desteklenen Sayın Eroğlu yeniden aday olacak...
Büyük bir olasılıkla CTP, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı yeniden aday gösterecek...
Mustafa Akıncı, TDP’nin desteğini alarak ‘bağımsız aday’ çıkacak...
Müzakereci Kudret Özersay ‘nabız’ yokluyor...
İrsen Küçük adaylığının ‘ihtimal dışı olmadığını’ açıkladı...
Arif Salih Kırdağ “son kez adayım” dedi...
Buraya kadar ‘kesinleşmemiş’ 6 aday var...
Gelecek yılın Nisan ayına kadar sayı daha da artabilir...
İşin ilginç yanı, hiç kimse, hiçbir parti, mevcut sistemin yürümediğini, ülkeye hiçbir şey kazandırmadığını tartışmıyor...
Siyasilerin büyük bir çoğunluğu Kıbrıs sorununun çözümüne destek verdiğini söylerken, güneydeki sistemle uyumlu bir değişimi konuşmaktan kaçınıyor...
Bu kadar tutucu, bu kadar inatçı, bu kadar gerçeklerden uzak bir siyaset anlayışı olur mu?..
Bizim ülkede maalesef olur...
Neden?..
Hiç kimse ‘taş atmıyor’ ki kolu yorulsun...
Batak büyüdükçe, üstünü örten olduğu sürece, bu düzen değişmez...
Nasıl olsa Türkiye tüm bu olanların bedelini ödüyor...
Bizimkiler de ‘demokrasi oyuncuğuna’ devam ediyor...
Helal olsun!!!