KKTC Merkez Bankası Başkanı Sayın Rıfat Günay bayram öncesi basını bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Bu çalışmada Sayın Günay, KKTC de mevduatların %80’inin ve kredilerin % 75’inin döviz cinsinden olduğunu ifade etti. Aynı zamanda Sayın Günay, KKTC Kalkınma Bankasını ise “siyasetin finansmanı oldu” diye tanımladı. Çünkü Kalkınma Bankası, KKTC'deki Bankaların mevduatlarının %2’si kadarına tekabül eden tahvil alma zorunluluğundan gelen ciddi bir kaynağa dayanmaktadır. 2022 itibarı ile bu kaynak, 1 milyar 650 milyon TL’dir. Bu ciddi kaynak ile Kalkınma Bankası reel ekonomide yatırım ve üretimi desteklemek durumundadır. Özellikle genç girişimcileri. Ama Sayın Günay’ın verdiği bilgiye göre bu kredilerin %58 donuk hale girdi. Tahsili içinde ciddi çaba yok. Bu nedenle Sayın Günay, “Kalkınma Bankası siyasetin finansmanına döndü” ifadesini kullandı.
Siyasi endişe ve kaygıdan uzak bu gerçekleri dile getirmenin temeli, KKTC Merkez Bankasının özerk ve bağımsız olmasıdır. Bir diğer bağımsız organımız yargıdır. Bu nedenle Merkez Bankası Raporları ve yargı organımızın her adli yılın açılışında Yüksek Mahkemenin sunduğu rapor ve değerlendirmeler toplumda önemli ses getirmektedir. Çünkü tespit ve değerlendirmeleri objektif esaslara dayanmaktadır. İşte siyasetin görevi burada başlamaktadır. Merkez Bankasının dile getirdiği mevduatların ve kredilerin ezici çoğunluğunun döviz bazına dönüşmesi gerçeğine dönük, insanı ve ekonomiyi bunun altında ezdirmemenin çaresini bulmak.
Aynı zamanda Kıb -Tek, kamu bankaları ve KT.Kooperatif Merkez Bankası gibi kurumları siyasi tasallut altından çıkartıp, Merkez Bankası ve yargı organı gibi özerk ve bağımsız kurumlara döndürmek. Bunun ne kadar hayati olduğu son yaşadığımız enerji sorunu ve Kıb- Tek krizinden bellidir. Çünkü bu son krizin de gerisinde yatan, Kıb-Tek’in akıl ve ekonomik ve gerçeklerden uzak siyasetin finansmanı için kullanılmasıdır. Zira yakıt ve diğer girdilerde oluşan artışa karşın siyasi erk, Kıb-Tek’i baskılayarak zam yapmamasını sağladı. Sırf seçimlerde, “bakın biz, dünyadaki artışa karşın elektrikte ve akaryakıta zam yapmadık” popülizmi ile oy almak için. Bu baskılamayı yapanlar, Kıb -Tek’e mali destek de sağlamadılar. Bu popülizmi ise onu borçlandırarak sürdürdüler. Yani popülist politikalarını Kıb- Tek’in bu finansmanı ile gerçekleştirdiler. Sonuç, halka yansıyan ve yansımaya devam eden ağır zamlar, yakıt alamamak ve ciddi banka borçları.
İşte bu nedenle Kıb- Tek’in özerkliği artık hayatidir. Bu konu gündemde yok. Ancak hükümet, Meclise Enerji Üst Kurulu oluşumu ile ilgili yasa tasarısı sundu. Değerlendirilmesi gerekir. Ama tasarı hala, kontrol bende olacak siyasi “şeytanlığını” da taşıyor. Çünkü KTMMOB, Barolar Birliği gibi kuruluşlardan gelip görev alacak olanların, siyasi erkin tercihine göre sonlanması gayreti sırıtıyor.
Artık siyasetin, kamu kaynakları ile kendisini finanse etmesi değil, fikir, düşünce, programla kendini ifade etmesi ve gönül zenginliğinin, akıl buluşması ile var olması gerektiğini sağlamak gerekir.
Kıb- Tek, Kalkınma Bankası, Kamu Bankaları özerk olmalı. Daire müdürlükleri de üçlü kararname kapsamı dışına alınmalıdır.
Kıb-Tek, Merkez Bankası ve yargı
Paylaş
Turkish power 2 Yıl Önce
Tebrikler doğru tesbitler
Türkish power 2 Yıl Önce
TC maaş alan kullanan ancak sterlinle kredi çeken ev araba alan sonra da TC deki dovizzedeler gibi ağlayıp müthiş çıkış yolu olarak Euro'ya geçmeyi hayal eden komik bir zihniyet KKTC ye hayaller ütopyalar adası demek lazim