Ülkemizde kanser hastalıklarının hızlı bir şekilde arttığını herkes biliyor...
Bu konuda çok güvenilir rakamlar olmasa da, sadece Kanser Derneği’nin 8 bin dolayında üyesi vardır...
Bunun dışında kanserle mücadele eden ve derneğe üye olmayan yüzlerce insandan söz edebiliriz...
Nüfusa göre; kanser hastalıklarında dünya beşincisi olduğumuz bizzat Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan kamuoyu araştırması sonrasında ortaya çıkmıştı...
Peki, bu sonuçlar karşısında biz ne yaptık?..
Devletin ilgili birimleri ne tür önlemler aldı?..
Üzülerek görüyoruz ki; tatmin edici herhangi bir önlem yoktur...
Hatta bazı yetkililer önlem almak yerine, hayali rakamlarla karşımıza çıkıyor ve bizlerin uyarıcı yayınlarını eleştiriyor...
Yazık ve günah değil mi?..
Bizler kamu görevi yapıyoruz...
Halkın sağlığını, devletin varlığını, vatandaşların sorunlarına çözüm bulunmasını elbette savunacağız...
Elbette bazı tespitlerimizi ortaya koyarak önlem alınmasını isteyeceğiz...
Diyalog Medya Grubu olarak her Pazartesi bir değişik bölgeye gidiyoruz...
Bu gece de Beyarmudu’nda olacağız...
Düzenlediğimiz toplantılara katılan hayvan üreticileri ve çiftçilerin neler söylediklerini yetkililerin duyması gerekiyor...
Bunları hem Diyalog TV’de, hem de Diyalog Gazetesi’nde yayınlıyoruz...
Özellikle hayvan üreticileri, ciddi sağlık sorunlarıyla boğuşuyor...
Üreticilerin tamamına yakını “hastalıklarla nasıl mücadele edeceğimizi bilmiyoruz” diyor...
Veteriner Dairesi’nin kendilerine yeterince yardımcı olamamasından yakınıyor...
Hayvanlar yolda kalıyor
Hayvan üreticileri, hem milli servetin yok olmasından, hem de hastalanan hayvanları halka satamamaktan yakınıyor...
Birçok üretici “hastalıklı olduğunu bile bile ben bu hayvanları insanlara yediremem” diyor...
Peki bu gelişme karşısında elimiz, kolumuz bağlı mı oturacağız?..
Bizim hedefimiz şimdiki veya eski Tarım Bakanları değildir...
Kişisel bir hareketimiz söz konusu olamaz...
Ancak yaşanan büyük felaket karşısında tüm yetkililerin bir araya gelerek, çözümler üretmesini istiyoruz...
Bizim dışımızda Afrika Gazetesi’nin dünkü manşetine bakmakta fayda vardır...
“Halka 2 yıl Brusellalı süt içirdiler” başlıklı haberde, Tremeşe köyü sakinlerinden hayvan üreticisi Ahmet Kavaz’ın hayvanlarından Brusella testi için alınan örneklerde hastalık saptandığı, ancak bu gerçeğin iki yıl sonra ortaya çıktığı belirtiliyor...
Bu korkunç ifşaat karşısında birilerinin ses vermesi gerekmiyor mu?..
Veteriner Dairesi, gerekli tahlilleri neden geciktiriyor?..
Eleman eksikliği mi var?..
Yoksa, teknik sıkıntı mı yaşanıyor?..
İlgililerin bu tür iddialar karşısında kamuoyuna ivedilikle aydınlatıcı açıklamalar yapması gerekiyor...
Sebzelerde son durum
Hayvanlarda yaşanan sıkıntıların yanı sıra, sebzelerle ilgili çok ciddi iddialar vardır...
Kullanılan tarımsal ilaçlar ve hormonlar konusunda üreticilerin bir kısmı bilinçsiz olduğu gibi, bir kısmı ise işin sadece ticari kısmını düşünüyor...
Domates ve salatalıktan vazgeçtik...
Ama bu mevsimde gollandiro alıyorsunuz, kokusu çıkmıyor...
Kereviz alıyorsunuz, gövdesi inek başı kadar büyük...
Kendiliğinden mi oluyor bu büyüme?..
Neden bahçemizde ektiğimizde inek başı kadar büyümüyor?..
Hormon kullanmadığımız için değil mi?..
Mide ve barsak kanseri neden patlama noktasına geldi?..
Sebzeler ve meyvelerdeki ilaçlar kadar, kullanılan suların hiç mi etkisi yoktur?..
Halkımızı kim koruyacak?..
Kansere karşı kim önlem alacak?..
İktidarı, muhalefeti...
Sendikaları, birlik, dernek ve cemiyetleri ile...
Toplumun tüm kesimleri bu kanser belası karşısında artık ayağa kalkmalıdır...
Sağlıklı üretim...
Denetim...
Ve bilinçli tüketim için tek yumruk olunmalıdır...