Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok yoğun programı arasında Başbakan Hüseyin Özgürgün ile İstanbul’da kısa süreli bir görüşme yaptı...
Kıbrıs müzakereleriyle ilgili olarak iki hayati konuda düşüncelerini söyledi...
Türk tarafında kalacak toprak oranının yüzde 30’un altında olmayacağını, garantörlükten taviz verilmeyeceğini belirtti...
Bu mesajın İsviçre’de müzakere yapan liderlere yardımcı olmasını diliyoruz...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kadar kısa süreli görüşme sırasında Başbakan Özgürgün’e KKTC hükümetinin durumunu da sordu...
Hükümetten memnun olduğunu söylemekle birlikte, koalisyonun devam edip, etmeyeceğini sorması oldukça anlamlıdır...
Özgürgün, bu soru karşısında rahat bir hükümet olmadıklarını belirterek, halkın beklentilerinden, Türkiye’den destek beklentisinden söz etti...
Halkın beklentileri elbette vardır...
Ama bunların büyük bir kısmı, KKTC’nin kendi olanaklarıyla yapabileceği işlerdir...
Pislikten geçilmeyen yol ve sokaklarımızı Ankara’nın temizlemesini bekleyemeyiz herhalde...
Son iki günden beri sokaklarda olan hayvancıların sorunlarını sadece Ankara’dan para tahsil ederek mi çözeceğiz?..
İstihdam amaçlı yaratılan ve ciddi yolsuzluk olaylarıyla anılan Toprak Ürünleri Kurumu’nu Ankara’dan gönderilecek memurların yönetmesini mi istiyoruz?..
“Biz yönetiriz” diyorsak, bunca zaman neden yönetemedik?..
Yolsuzluk dosyalarını neden ileri götüremedik?..
Partizanca uygulamalar yüzünden batırılan TÜK’ü yaşatma inadını sürdürürken, hayvancının yem bulamaz duruma gelmesi ve Rum tarafından arpa satın alınması Ankara’nın yarattığı bir sorun olamaz...
Gerçekleri konuşmalıyız
Artık gerçekleri konuşmalı ve küçük ülkemizi düzlüğe çıkaracak adımlar atmalıyız...
Halkımızı rahatsız eden konuların çözümü için daha çok finansman isteniyorsa, gerekli projelerin sunulması halinde Ankara’nın ikna edilmesi zor değildir...
Ne var ki; 8 bin kanser hastasına ikinci Onkolog tayini yapamayan hükümetlerimiz, diğer yandan partisel veya kişisel çıkarlar gözetilerek, gerekli, gereksiz yerlere para harcayabiliyor...
Kamu harcamalarında ciddi kısıtlamaları gündemine almıyor...
Memur sayısını azaltmak yerine, ihtiyaç duyulmayan birimlere hala istihdam yapılıyor...
Özel sektörde çalışır vaziyetteki insanları işincen koparıp, devlete kaydırma alışkanlığı bugün oldu devam ediyor...
Öyleyse KKTC’nin sıkıntıları nasıl giderilecek?..
KKTC devleti kendi ayakları üzerinde nasıl durabilecek?..
Türkiye’nin; parasını 7 yıl önce yatırdığı Girne-Lapta çift şerit yol yapımı neden yarım kaldı?..
Bu yol neden tamamlanmıyor?..
Yeni gelen bakan topu bir öncekine atıyor...
Bir taraftan “gündemimize aldık” deniliyor, diğer yandan ilgili bakan yatırımları kendi bölgesine kaydırıyor...
Yatırımcıların uyarıları kesinlikle dikkate alınmıyor...
Böylesi bir anlayışla bu küçük ülkenin sorunlarını çözemeyiz...
Bir arpa yol alamayız...
Ankara bunları biliyor
Burada yazdıklarımızın tümünü Ankara’dakiler de biliyor...
Yanlış anlaşılmasın diye bunca zaman ‘kötü icraatlara’ müdahale edilmedi...
Troyka’nın, Kıbrıslı Rumlara yaptıklarını Ankara, Kıbrıslı Türklere yapmadı...
Yine de bizdeki hükümetlerin başarısızlık faturaları hep Ankara’ya havale edildi...
Ama bilelim ki; bu yapı daha fazla sürdürülebilir değildir...
Yem bulmakta sıkıntı çeken, teslim ettiği sütün parasını zamanında alamayan hayvancı uykusuz, perişan halde eyleme devam ediyorsa, bunun nedeni kötü siyasettir...
Hesapsız, kitapsız kararların sonucunda herkes mutsuzdur...
Sayın Erdoğan’ın “koalisyon ne durumda?” diye sormasının altındaki mesajı anlamak zor değildir...
2017 her açıdan ‘heyecanlı bir yıl’ olacak...
2017 her açıdan ‘heyecanlı bir yıl’ olacak...