Özgürgün’ün ‘Hodri Meydan’ çekmesinden sonra KKTC’de siyasetin nasıl kilitlendiğini üzülerek izliyoruz...
İkili koalisyon için HP’nin veya CTP’nin UBP ile evlilik yapması şart oldu...
Ancak Özersay; bırakın evliliği, dünürcülük için dahi kapıları kapatmış, üstüne bir de kilit vurmuş vaziyette...
Erhürman “Kahveye gelsin ama, evlilik için cevabımız peşinen olumsuzdur” diyor...
Peki geriye ne kaldı?..
Dört partinin koalisyonu...
CTP-HP-DP ve TDP...
Bunlardan bir tanesi, yani DP sağ çizgide...
Kıbrıs konusunda diğerlerinden çok farklı düşünceleri var...
Bir diğer parti HP ise orta çizgide görülüyor...
Tabanında milliyetçi kesimden çok insan var...
Hatta bunlar birer birer istifa ediyor...
Öyleyse bu 4’lü nasıl hükümet kuracak?..
Hükümet kurulursa nasıl çalışacak?..
Ömrü ne kadar olacak?..
Bunlar yanıt arayan soruların sadece bir kısmıdır...
Ne var ki; 4’lü koalisyon olmaması halinde ikinci seçenek UBP-DP ve YDP’li oluşumdur...
Böylesi bir durumda milletvekili sayısı toplamda 26’ya ulaştığı için mecliste komitelerin çalışmayacağı, ayrıca sadece bir milletvekilinin istifa etmesi durumunda dahi hükümetin düşeceği belirtiliyor...
Öyleyse ne yapmalı?..
Seçeneklerden biri 6 partinin aynı anda ‘Hodri Meydan’ çekmesidir...
Ülke buna hazır mı?..
Kesinlikle değil...
Ancak 6 aylığına veya bir yıllığına ‘ulusal bir hükümet’ kurulur ve Başkanlık Sistemi’ne geçiş yapılarak seçime gidilirse o zaman halk sandıkları boykot etmez...
Günü gelince gider ve görevini yerine getirir...
Fakat; büyük paralar harcayarak ve kapı kapı dolaşarak milletvekili seçilenler de buna sıcak bakmıyor...
Özellikle de 4’lü koalisyon çalışması yapan parti liderlerinin gündeminde yeni bir seçim yok...
TDP yıllar sonra ilk defa iktidara gelme şansı elde etti...
Cemal Hoca bu şansı elinin tersiyle iterek, Başbakan Yardımcılığı ve Tarım Bakanlığı görevini başkalarına kaptırır mı?..
Olmaz, olamaz...
Peki ne yapmalı?..
Özgürgün’ün dün görevi kabul etmemesi ve bir haftadan beri görüşmekte olan 4 partiye “Buyrun siz kurun” demesi gerekirdi...
HP ve CTP’nin peşinen kapıyı kapattığını bildiği halde görevi niye kabul etti?..
‘Hodri Meydan’ çektiği zaman hükümet ortağı Denktaş’ın bundan haberi yoktu...
Denktaş 20 gün süreyle Başbakan ile konuşamamaktan yakınıyordu...
Yani içinde ağır bir yara var...
Gönlü CTP ve TDP ile koalisyondan yana olmasa da, içindeki yara UBP ile birleşmeye engel oluyor...
Öyleyse daha da zaman yitirmeden, 4’lü koalisyona şans vermek için CTP lideri hükümeti kurma çalışmalarını başlatmalıdır...
Ondan sonrası Allah kerim!..
Zaten tüm konularda işimiz Allah’a kalmadı mı?..
Ali Abacılar 7 Yıl Önce
Kıbrıs da benlik duygusu!devlet çatısı altında ağır tonajlı frenleri patlamış bir kamyon gibi: Ben diyenler ben diyenlerce!Biz diyenler de biz diyenler ce yönetildiği vakit artık karşılaşılan mevcut durum şikayetlenmeye yer bırakmayan kaçınılmaz bir son dur . Partiler üzerinde oturtuldukları o'tepelerini güzelleştirilmesini de becerebilmeliler 'ki gerçek makam insanlık makamını herdaim güncel tutabilsinler ve güzel tepelerini güzel görebilen insanlar ca'da anlaşılmış olsunlar. Elbet anlaşılmak anlaşmayı'da beraberinde getirecektir. Günün sonu geldiğinde!biribirlerine insanlık tepesinden bakmak, insanlar için bir sonuç olarak yeşerecek!yansımalarıda beraberinde getirecektir. insanlar bir birbirlerine göz hizasından bakacak,eşit paylaşım a tebessüm edecek,helal lokma!yani başkalarının canlarını yakmaksızın nefes almak 'la kendi kendilerini! onurlandırmış olacak ki işte bu!;insan'ı onurlandırmış insanlık da nefes aldırıldığı için insan toplumu o'birlikde yaşama sanatçılar ı olarak tebessüm etmesini bildikleri için tebessüm edecek lerdir. Soru şu!Kıbrıs da siyaset tepelerini kullanan sorumluluk üslenmiş kişiler!gerçek 'den insanların yüzü gülsün istiyorlar mı?