Diyalog Gazetesi
2016-08-02 08:55:28

Halkımız neden mutsuz?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 02 Ağustos 2016, 08:55

Kıbrıslı Rumlar bundan 42 yıl önce büyük bir felaket yaşadı...
Yaklaşık 200 bin kişi, evini, işini, servetini kaybetti...
Bizdeki gibi, yüzlerce kayıp verdi...
Kuzeyde yaşayanlar, güneye göç etmek zorunda kaldı...
Onlar için bundan daha büyük bir felaketin olamayacağı düşünülüyordu...
Fakat; üç yıl önce 1974’ten de beter bir felaketle yüzleştiler...
Bankalardaki mevduatların büyük bir kısmını kaybettiler...
Zenginler fakirleşti...
Orta dereceli insanlar açlık ve sefalet sınıfına girdi...
Halen 25 bin dolayında insana yiyecek yardımı yapılıyor...
Her üç kişiden biri iş bulamıyor...
Yüzlerce mağazaya kilit vuruldu...
Binlerce insan bankalara olan borçlarını ödeyemez duruma geldi...
Yakın bir gelecekte borçlu olanlar, oturdukları evlerini dahi kaybeder duruma gelecek...
Buna karşın, bu insanların yüzde 80’i ‘hayatından memnun olduğunu’ söylüyor...

Moral verici etkenler

İşsiz, parasız insanlar hayatlarından memnun olabilirler mi?..
Demek ki olabiliyor...
Çünkü; işsiz adama, sosyal yardım kuruluşlarından yiyecek, giyecek ulaştırılıyor...
İşsiz adam, yürüyüş yapabileceği, oturup kitap okuyabileceği yeşil parklar bulabiliyor...
Musluktan akan suyu içebiliyor...
Elektrik, telefon ve suya bizden daha az para ödüyor...
Sağlık sorununu çözen devlet, ilacını da bedava veriyor...
Yediği ekmekten, içtiği sudan emin olabiliyor...
Ayrıca, işsizlik sorununu çözünceye kadar devletten bedava psikolojik destek alabiliyor...

Türkler neden mutsuz?
 
Şimdi esas soruya gelelim...
Güneydekine benzer bir ekonomik kriz yaşamayan Kıbrıslı Türklerin yüzde 53’ü neden mutsuz?..
İşte meselenin can alıcı noktası budur...
Bir defa kuzeyde sistemsizlik vardır...
İnsanların hayatı, siyasilerin ağzından çıkacak bir lafa göre değişebiliyor...
Uzun vadeli plan ve programlar yaparak, halka gelecek için güvenceler verebilen bir siyasi yapı yok...
Hayvancılık, tarım, sanayi, turizm ve diğer konularda hedefin ne olduğunu, nelerin yapılması gerektiğini kimse bilmiyor...
İnsanlar yediklerinden ve içtiklerinden emin değil...
Evlerin içine kadar giren siyaset, neredeyse karı-kocanın dahi arasını açmış durumda...
Kamu hizmetine tayinlerde ve terfilerde adalet yok... 
Hastalanan insanlar devlet hastanelerine güven duymuyor...
Çocuklarını götürebileceği bir parkı yok...
Hastalandığı zaman kimse ona psikolojik destek yardımında bulunmuyor...
İşte o nedenledir ki; nüfusun yarıdan fazlası mutsuz olduğunu söylüyor...
Özellikle de ‘yönetme’ sorumluluğunu üstlenenler, bu gerçekler karşısında harekete geçmelidir...
Toplum mutsuz ise, o ülke başarıyı yakalayamaz...

Yorumlar (1)

İLERİS YEMENİCİOĞLU 9 Yıl Önce

Tekrar başkanlık sistemine gecelerek seçilecek başkanın hangi partiden olduğuna bakmaksızın konusunda en iyi olanı görevlendireceği bir düzen getirilerek Başkanın herhangi bir partiye mahkum olmasından kurtulması sağlanmalıdır.Dığer yandan,Başkanı ve icraatlarını tamamıyla bağımsız olarak takip edip denetleyebilecek ,gerekli görduğünde makamına çağırıp sorgulayabileceği ve yargılayabileceği ve/veya istifaya zorlayabileceği çok güclü Anayasal kurumlar olişturulmalıdır.Görüleceği gibi küçük ölçekli toplumlarda ,şimdiki gibi çok partili parlamenter sistem, küçük toplumlar için rantabıl olmadığı gibi maliyeti yüksek ,zaman içinde kurumları olduğu gibi kişileri de dejenere eden hantal bir yapı oluşturmaktadır.En önemlisi ,zaman içinde menfaat guruplaşmaları olmakta ;Bunlar arasındaki ötekileşme o raddeye varmaktadır ki , diğer gurubu cezalandırmak adına;Gördüğümüz gibi iş kendi devletinden insanları vazgeçebilecek bir son noktaya kadar bile getirebilmektedir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.