Diyalog Gazetesi
2015-06-26 10:07:11

Halkı soğutma gayretleri

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 26 Haziran 2015, 10:07

Kuzey Kıbrıs’ta ilginç gelişmeler yaşanıyor...
Şimdiki hükümetin 21 aylık görev süresi içinde ‘Vatandaşlık yasası’ birkaç kez meclise sunulup, geri çekildi...
Müzakerelerin başlaması sonrasında ise yeniden düzenleme yapılarak ilgili komiteye havale edildi...
Burada yapılmak istenen nedir?..
Vatandaşlık başvurularını ‘bir şekilde’ bertaraf etmek...
Yeni vatandaş yapmamak...
Hakkı olanlara bu hakkı vermemek...
Bunun ardından ne yapıldı?..
Çalışma izinlilere şoförlük yasağı getirildi...
Kıbrıs’ı yeterince tanımayan, kuralları bilmeyen insanların şoförlükten men edilmesi başka birşey...
Çalışma izinlilerin şoförlük yapmasını tamamen engellemek başka birşeydir...
Vatandaşlık yasa tasarısının Meclis’e sunulmasının ardından geçirilen bu yasa ile başta Rum tarafına ve AB’ye şu mesaj veriliyor:
“İşte biz TC kökenlilere karşı gerekli önlemleri alıyoruz...”
Aferin...
Bu şekilde devam edin...




Tüm kesimler huzursuz
Bir yandan Rumların ‘yerleşik’ diye tanımladığı TC kökenlilere karşı önlem alınırken, diğer yandan vatandaşlara her alanda sıkıntılar yaşatılıyor...
Kime selam verseniz, herkes işinden memnun olmadığını söylüyor...
Esnaf dertli...
Çiftçi, köylü, hayvancı, narenciyeci, patatesci dertli...
Özellikle son günlerde çiftçilerden yükselen sese kulak vermek gerekiyor...
Bu insanlar, geçtiğimiz yılın doğrudan gelir desteği ile mazot paralarını hala alamadılar...
Ürettikleri arpayı bugün oldu Toprak Ürünleri Kurumu’na satamadılar...
Devletin bu konuda fiyatları dahi açıklamamış olması düşündürücü değil midir?..
Amaçlanan nedir?..
Borç içinde yüzen ve piyasaya çek süren bu insanlar, ellerindeki ürünü yok pahasına tüccara kaptırırken, her geçen gün biraz daha batıyorlar...
Birileri onlara sessiz mesaj veriyor:
  “Vazgeç, üretme...”
Peki bu insanlar üretmedikleri zaman, nasıl geçinecekler?..
Ne iş yapacaklar?..
Ailelerine kim bakacak?..
Üretmeyen bir toplumun geleceği ne olacak?..

Umudunu kesme devletinden
Yine bu insanlara şu mesaj veriliyor:
“Bu devlete güvenme, umudunu bağlama, her ne pahasına olursa olsun çözüme ‘evet’ de... Başka bir çaren yok...”
Mesaj budur...
Her ne pahasına olursa olsun bir çözüme mahkum edilmemizin ne anlama geldiğini herkesin düşünmesi gerekiyor...
Hele azınlığa düşürülmemiz ve Türkiye’nin garantörlüğünden mahrum bırakılmamız halinde, esas tehlikenin o zaman başlayacağını unutmamalıyız...
Kalıcı ve güvenli bir çözüm için, çiftçinin, köylünün, hayvancının, sanayici ve esnafın kendi devletinde mutlu olması, çalışması ve alın terinin karşılığını alması gerekiyor...
İnsanların sıkıntıya düşürülerek, herhangi bir çözüme ikna edilmesi tehlikelerin en büyüğüdür...
Buna arka çıkanlar, gün gelir kendi hayatlarını dahi kurtaramazlar...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.