Diyalog Gazetesi
2016-01-12 09:38:34

Güven artırıcı önlemler nerede?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 12 Ocak 2016, 09:38

“Diyalog çözüme karşı mı?” diye soranlara yanıtımız gayet nettir:
“Kesinlikle hayır!..”
Yani kalıcı bir çözüme karşı değiliz...
Tam tersi kalıcı bir çözüm için elimizden gelen desteği vermeye hazırız...
Ancak; kalıcı bir çözüm için yapılması gerekenler hala yapılmıyorsa; uyarmak ve teşvik etmek de görevimizdir...
Kalıcı bir çözüm için; öncelikle iki toplum arasındaki ilişkilerin düzelmesi gerekiyor...
Kıbrıs Türk tarafı yıllar öncesinden tarih kitaplarında reform niteliğinde değişiklikler yaptı...
Rumları düşman gösteren ifadeler ders kitaplarından kaldırıldı...
Ama Rum okullarında hala Türk düşmanlığını körükleyen dersler okutuluyor...
Matematik kitaplarında bile; Rum çocuklarına düşmanlığın aşılandığını bir kez daha vurgulamakta fayda vardır...
Peki bu şartlarda yetiştirilen Rum gençleri ile Türk gençleri çözüm sonrasında nasıl anlaşacak, nasıl işbirliği yapacak, nasıl barış içinde yaşayacak?..
Amaç; iki toplumu yeni mecaralara sürüklemek değilse; yapılması gereken ilk iş, Rum eğitim sisteminin düzeltilmesidir...
Liderler bu amaçla ‘Eğitim Komitesi’ kurulması yönünde karar almışlardı...
Nerede bu komite?..
Ne zaman kurulacak?..
Henüz ortada hiçbir şey görünmüyor...
Kıbrıslı Türklerin de eğitim gördüğü İngiliz Okulu’nda yaşananlar, Türk düşmanlığına dayalı siyasetin bir sonucu değil midir?..
İki toplum gençleri arasında işbirliğini artırmak isteyen Müdür yardımcısı, Kıbrıslı Rum olduğu halde görevden alınıyorsa, hepimizin ürkmesi ve kendine gelmesi gerekmiyor mu?..
Bu tür hareketleri eleştirmek ve Rum tarafını uyarmak, çözüm karşıtlığı mı oluyor?..
Yaşanan bir başka acı gerçek daha var...
Geçtiğimiz yıl içerisinde bazı Kıbrıslı Türk öğrenciler, Rum okullarına götürülmüştü...
Bu uygulamanın kısa sürede son bulması, Türk çocuklarına karşı gösterilen tepkilerin bir sonucu değil midir?..
 Rum öğrencilerin ve velilerin, hatta öğretmenlerin ayağa kalkarak, bu olumlu girişimi bertaraf etmelerini nasıl yorumlamalıyız?..

Telefon meselesi 
Bir başka Güven Yaratıcı Önlem, iki tarafın GSM şirketleri arasında işbirliği yapılmasıydı...
Rum tarafı bunu ‘yasalara aykırı olduğu’ gerekçesiyle reddetti...
Amaç, yarım asır sonra ülkenin birleşmesi ise, yasaların değiştirilmesi bir saat içinde bile mümkündür...
Amaç; çözüm ister gibi yapıp, süreci uzatmak ise; o zaman yasalar değiştirilmez ve işbirliği yapılmaz...
Rum tarafı, bir saatte yapabileceği değişikliği yapmadığı için GSM şirketleri işbirliğini gerçekleştiremedi...
Adanın kuzeyinden, güneye geçenler telefonda konuşamıyor...
Aynı şekilde güneyden, kuzeye geçenler de konuşamıyor...
Liderler bunu dahi başaramıyorsa; toprak, mülkiyet ve garantiler konusunda nasıl anlaşacaklar?..
Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas, Atina’ya giden Eide’ye “İşe yaramaz garantiler iptal edilecek. Bu görüşü pazarlık konusu yapmam” diyor...
AKEL lideri bile garantilerin ‘Kırmızı çizgi’ olduğunu belirtiyor...
Bunun karşılığında bizlere AB ve BM garantisi öneriyorlar...
Yaşanan geçmiş tecrübeler ışığında AB ve BM garantisine nasıl güveneceğiz?..
Onlara şunu söylüyoruz...
Bizlere 20 yıl veriniz...
“İnşallah; iki toplum arasındaki ilişkiler gelişir, düşmanlıklar, tatsız olaylar yaşanmaz, o zaman garantiler konusunu yeniden ele alırız...”
Buna çok sert tepki veriyorlar...
“Kesinlikle olmaz” diyorlar...
AB üyesi bir ülkede AB üyesi olmayan bir devletin garantörlüğü devam edemezmiş...
Öyleyse; garantör olan ülke de size şu cevabı verir:
“Bu hakkımı kimseye devretmem...”
Gidişat bu yöndedir...
Halkımızın yüzde 85’ten fazlası, Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldıracak bir çözüm şekline “hayır” diyor...
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve müzakere heyeti de bu gerçeği biliyor...
Öyleyse; referanduma götürülecek bir planda Türkiye’nin garantörlüğü yer almazsa, Cumhurbaşkanı bunu imzalamaz...
İmzalamayınca o plan referanduma sunulmaz...
Yapılması gereken, Annan Planı çerçevesinde bir yeni planı ikinci kez referanduma götürmektir...
Garantörlük devam ederse, Kıbrıs Türk tarafından yine “evet” çıkar...
Rumlar ikinci kez “hayır” derse, bölünmüşlük kalıcı hale gelir...
O zaman iki iyi komşu olmaya çalışırız...
Şimdiki gibi karşılıklı geçişler ve alış-verişler devam eder...
Bizlerden iyi para kazanıyorlar...
Bu da ekonomilerini düzeltmek için onlara komşunun katkısı olur... 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.