Son 42 yılı rahat ve huzur içinde geçiren Kıbrıslı Türkler ‘Dünyalı olabilmek için’ çözüm istiyor!..
Yaklaşık 65-70 bin kişinin yerinden göçmen olması pahasına, ortaya çıkan çözüm planlarına destek veriyor...
Kuşkusuz; bunu yaparken, karşı tarafın duygularını da öğrenmesi gerekiyor...
Öğrenebiliyor mu?..
Büyük ölçüde ‘hayır’...
ELAM adlı terör örgütü ahmaklık yaparak çok sayıda Kıbrıslı Türk’ün aracına saldırmasaydı, karşı taraftaki duyuların bizden farksız olduğu konusunda hepimiz aldanacaktık...
Ama ELAM ahmaklık yaptı...
Hem de öyle bir ahmaklık yaptı ki; KKTC solunun en keskinlerinden biri olan; sırf adayı bütünleştirsin diye Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyan Zehra Cengiz ile genç kızına dahi topuzlarla saldırdı...
ELAM’ı destekleyen kilise, koruyan Rum siyasi liderliği, Rum polisi ve Rum yargısı da ahmaklık yapanlara her zaman destek çıktı...
Eğer saldırı bir Türk’e yapılıyorsa, bunun ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nde suç kabul edilmediğini bizlere defalarca göstermiş oldular...
Yine de göremeyenlerimiz var...
Onlara da saygı duymak lazım...
Adamın kalbinde Mariya varsa, söküp atamazsın...
Kadının kalbinde Yorgacis varsa onu da söküp atamazsın...
Gülü seviyorsa, dikenine de katlanacak...
Ama toplu intiharı önlemek elimizdedir...
Ve şu ana kadar gördüklerimiz, çözüm olması halinde toplu intiharımızdan başka bir şeyi anlatmıyor...
Papapetru’ya neler yaptılar
ELAM’ın veya diğer örgütlerin hedefinde sadece Türkler yoktur...
Türklere yakınlık duyan ve bunu belli eden az sayıdaki Kıbrıslı Rum da terörün başlıca hedefidir...
Somut bir örnek verelim...
Mihalis Papapetru Güney Kıbrıs’ın ünlü avukatlarındandır...
İki dönem milletvekilliği ve Glafkos Klerides’in Cumhurbaşkanlığı döneminde 4 yıl süreyle Hükümet Sözcüsü olarak görev yaptı...
Eski Cumhurbaşkanlarından Yorgo Vasiliu’nun kurduğu Birleşik Demokratlar Partisi’nin (EDİ) Genel Başkanlığı görevinde bulundu...
Sınır kapılarının açılması sonrasında sık sık kuzeye geçerek, Kıbrıslı Türklerle ilişkisini geliştirdi...
Kıbrıslı Türklerin ne kadar dost, iyi niyetli, saf ve dürüst olduğunu gördü...
Annan Planı’na büyük destek verdi...
Rum tarafından “hayır” çıkması sonrasında en fazla üzülen siyasilerden biri oldu...
Ne var ki; Papapetru’nun, Kıbrıslı Türklerle dostluğu güneyde hoş karşılanmadı...
Referandum döneminde lüks Mercedes’i kundaklandı ve kullanılamaz hale geldi...
Varlıklı olduğu için bu kez daha lüksünü aldı...
Bu arada çözüm yanlısı girişimlerini kişisel olarak sürdürdü...
Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçildiği gün, kuzeydeki kutlamalara katıldı...
Belli ki Rum istihbarat görevlileri de kutlamaları yakından izledi...
Güneye döndükten sonra ikinci Mercedes’i de ateşe verilerek kullanılamaz hale geldi...
Bu arada evine silahlı saldırı düzenlendi...
Türklerle dostluk mu istiyorsun?..
Al sana kurşun dediler...
Suçlular nerede?..
Garip olan şu ki; ne kundaklamalardan sonra, ne de silahlı saldırı sonrasında hiç kimse yakalanmadı...
Bunu yapanlar daha da cesaretlendirildi ve geçtiğimiz hafta içinde Papapetru’nun üçüncü Mercedes’i kundaklandı...
Lefkoşa’nın Rum kesimindeki hipodromun park yerinde üzerine yanıcı madde dökülerek yakılan lüks araç kül oldu...
Yine hiç kimse tutuklanmadı...
Benzeri bir olay bizim tarafta olsaydı ‘devrimci örgütler’ etrafı dağıtır, meclisi basardı...
Hatta Türkiye Büyükelçiliğine yürüyerek, protestolar yağdırır, siyah çelenkler bırakırdı...
Güneyde bu üçüncü kundaklamayı gazete ve televizyonların büyük bir kısmı görmezden geldi...
Haberini bile yapmadılar...
Sizce neden?..
Nefesinizi tutun ve bir an için düşünmeye başlayın...
Cevabını mutlaka bulacaksınız...
Necdet kırgın 9 Yıl Önce
Tesbitleriniz mükemmel Allah Kıbrıs türkünü korusun
Niyazi islek 9 Yıl Önce
bu kadarinida anlamayanlara ne demeli? Baris hemen baris diyen kendini cok buyuk unlu kisi olarak gorenlerin de bu yaziyi iyi okuyup iyi degerlendirmeletini ve bundan sonraki yazilarinda bilmedende olsa neye ve kime hizmet ettiklerini iyi hesaplamalarini bekleriz Sayin Resat Akar Kalemine diline saglik