Kuzey Kıbrıs’ta 28 tane belediye vardır...
Birçoğu, yıllardan beri çalışanların Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı yatırımlarını yapamıyor...
Halktan toplanan vergileri Maliye’ye yatıramıyor...
Eskimiş, çürümüş su borularını değiştiremiyor...
Yeşil alanlar yaratamıyor veya var olanların bakımını doğru dürüst yapamıyor...
Günün 24 saatinde hizmet vermesi gereken belediyeler; memur zihniyetiyle çalıştırıldığı için, özellikle hafta sonları her taraf çöplerle örtülüyor...
Kanalizasyona bağlanmayan konutlar için yasal önlem alamıyor...
Kullanılamaz hale gelen yolları yenileyemediği gibi, tehlike arz edenlere yama dahi yapamıyor...
Sağlık denetimi, zararlılarla mücadele Allah’a emanet...
Arada bir yabancı ülkelerden heyetler getirip ‘Festival’ adı altında panayırlar düzenlemekle belediyecilik yapılamaz...
Köylerde ve kentlerde işsiz kalanları istihdam ederek, işsizlik sorununa çözüm bulunamaz...
Makam koltuğunu koruyabilmek için, böylesi yöntemlerle siyasetçilik yapmak kabul edilemez...
Böylesi icraatlar Avrupa’da en ağır suçlardan biri olarak kabul edilir...
Siz 2 bin kişilik bir köy için 100’ü memur olmak üzere 120 kişi istihdam edemezsiniz...
Bunu yapmakla hem belediyeyi, hem çalışanları, hem de devleti zarara uğrattığınız gerekçesiyle ağır ceza mahkemesinde yargılanmanız gerekir...
Hiç kimsenin, devleti ve milleti çökertme hakkı yoktur...
Konuşmakla olmaz
İşin içine girince, yeni bakanlarımız da “bu şekilde gitmez” demeye başladılar...
Tespit doğru...
Bunun itiraf edilmesi bile umut verici bir gelişmedir...
Ama sadece Yenierenköy Belediyesi’nde değil, tümünde sorun vardır...
Lefkoşa Belediyesi maaş ödeyebiliyor ama ödenemeyecek miktarlarda borçları vardır...
Kaldırımları işgal eden araçları kaldırabilecek makineleri yoktur...
Çevre temizliği, yeşillendirme yapamıyor...
Bırakın kaldırım ve yol yapımlarını, trafik ikaz işaretlerini boyatamıyor...
Diğer bölgelerdeki durumlar da farklı değildir...
En iyi durumda olduğunu iddia edenlerin de veremedikleri hizmetler vardır...
Öyleyse bir yerlerden başlamak gerek...
Toplamda 28 olan belediye sayısını hemen şimdi 5’e düşüreceksiniz...
Bina içinde oturmaktan dolayı sürekli kilo alan ve maaş stresiyle krize giren personeli özel eğitimden geçirerek, ihtiyaçlı bölümlere aktaracak ve hizmet verebilir hale getireceksiniz...
Yeni personel alımlarını yasaklayacaksınız...
Eskiden olduğu gibi ‘fazla maaş, fazladan ödenek’ dağıtamayacağınızı anlatacak ve normal düzene döneceksiniz...
Sizi zorlayan sendikacılara şunu söyleyeceksiniz:
“Amcanın fabrikasında çalışanlar 13 maaş mı alıyor ki; belediyeden 13, hatta 15 maaş istiyorsun?..”
Yoktur kardeşim...
Grev mi yapacaksın...
Ben de tedbirimi alacağım...
Hiç kimse devletten güçlü olamaz...
Hiç kimse birilerine fazladan dağıtacak diye, başkalarının ekmeğini çalamaz...
Ne demek 15’inci maaş?..
Bu parayı nereden bulacaksınız?..
Kimin kesesinden oynuyorsunuz?..
Olacak şey mi Allah aşkına...
Çare üretmeli
Kendi özel şirketi olmadığı için, olumsuzluklar karşısında canı yanmayan, rahatsız olmayan yöneticilerimiz vardır...
Onların bu kabul edilemez tavırları yüzünden hemen her alanda büyük sıkıntılar yaşıyoruz...
Siz inşaat yapan veya eskimiş eşyaları atmak isteyenlere ‘çöp kasası’ mecburiyeti getiremez misiniz?..
Avrupa’da bu işi özel şirketler yapıyor...
Üç değişik boyda çöp kasaları vardır...
İhtiyacınıza göre kiralıyor, çöplerinizi bunların içine bırakıyorsunuz...
Onlar da gelip, çöp kasasını alıp götürüyorlar...
Kasaların üzerini örtme şartı vardır...
Yolda sağa, sola dökerek taşımacılık yapmak, ehliyetin iptali demektir...
Benzeri bir uygulamayı KKTC’de yapamaz mısınız?..
Yapamazsanız niye oralardasınız?..
Niye aday olup, halkı kandırıyorsunuz?..
Yıkılmaya yüz tutmuş binaları kimse görmüyor...
Bazılarında hala ikamet edenler vardır...
Bunları tahliye etmek ve gereğini yapmak için yasa mı istiyorsunuz?..
Yasa gerekiyorsa çıkarın o yasayı...
Gerekmiyorsa kullanın yetkinizi...
Neden yapmıyorsunuz?..
Hangi konuyu gündeme getirseniz hemen bir mazeret üretiyorlar...
Kimisi yasa eksikliğinden, kimisi personel veya araç-gereç yetersizliğinden bahsediyor...
Bunların tümü geçersiz mazeretler...
Ülkeyi çöplüğe dönüştüren, yaşanmaz hale getiren, insanları perişan eden, hastalıklara yol açan bu geçersiz mazeretleri daha fazla dinleyecek halimiz kalmadı...
Ya hemen düzelteceksiniz...
Ya da hep birlikte gideceksiniz...