Diyalog Gazetesi
2014-11-28 08:34:38

Gerçekten yazıklar olsun

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 28 Kasım 2014, 08:34

Bellapais, Kıbrıs’ın en güzel yeridir...
Dünyanın en çok satan kitaplarında ‘nefes kesen’ yerlerden biri olarak yer alır...
Gotik mimarinin örneklerinden biri olan bu tarihi eserin yapımı Roma döneminde başlamışssa da, 
büyük bir kısmı Lüzinyan Kralı III. Hugh tarafından 1267 ve 1284 yılları arasında inşa edildi...
İnşaatın bitiş tarihini dikkate alırsak, tam 730 yıllık bir eserden söz ediyoruz...
Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethinden sonra Ortodoks Kilisesi'ne verilen bu tarihi eser, 1974 yılından beri de bizim kontrolümüz altındadır...
Uzun yıllar gerekli bakım ve onarımını yapmadığımız Bellapais Manastırı, bugüne kadar, köy çevresindeki çarpık yapılaşmalar karşısında gözyaşı döküyordu...
Ama şimdi bırakın gözyaşı dökmeyi, göğsüne bıçak saplanmış vaziyette ölümün eşiğindedir...
Birileri müthiş fikirler geliştirerek “haydi buraya bir arıtma tesisi kuralım” demiş...
Tam da manastırın ön kısmına...
Olacak şey değil...
Duyarlı bölge sakinleri, Manastırın kalbine hançer saplayanları etkisizleştirmek için çırpınıyor, ama sesini kimseye duyuramıyor...
KKTC’yi yönetenler, vatandaşların tepkilerini dikkate almıyor, eski eserlerin korunmasını isteyenlere ‘geri zekalı insan’ gözüyle bakıyor...
Rumlar devrede
Konudan haberdar olan Kıbrıs Rum Yönetimi ve kilise ise, bu çılgınlığı durdurabilmek için Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği nezdinde girişimler başlattı...
Böylesi bir konuda olayın ‘Türkü-Rumu’ yoktur...
Burada söz konusu olan bir tarihtir...
İnsanlıktır...
Dolayısıyla hepimiz ayağa kalkmalı ve yetkilileri durdurmalıyız...
Geçtiğimiz yıllarda Bellapais’in kalbine birçok hançer saplandı...
Dereyi doldurarak, üzerine yasa dışı inşaat başlatanlara, hem belediye, hem de dönemin polis yetkilileri ses çıkarmadı...
Bırakın ses çıkarmayı ve bu tür yasa dışılıkları önlemeyi, onlara fikir verenler oldu...
“Mesai sonrasında yapacağını yap, seni kimse durduramaz” dediler...
Dağdan inen suyu denize taşıyan adanın en büyük derelerinden birinin doldurulması ve buraya apartman tipinde bir binanın dikilmesi sadece tarihe ve bu güzel bölgeye yönelik bir ihanet değildir...
Aynı zamanda Girne’nin sular altında kalmasına yol açabilecek büyük bir tehlikedir...
Uzun süreli bir yağmurdan sonra dağdan gelen suların nereye gideceğini bizlere anlatabilecek herhangi bir yetkili varsa buyursun anlatsın...
Bir yandan Bellapais’in içinde çarpık yapılaşmanın acısı yaşanırken, diğer yanda tarihi Manastır’ın kalbine hançer saplanması kabul edilebilecek bir durum değildir...
Buna engel olunmalıdır
Birleşmiş Milletler’in, Avrupa Birliği’nin veya bir başka uluslararası kuruluşun bu çılgınlık karşısında Türkiye’yi uyarmasını beklemeden, kendi içimizde gerekli adımları atmamız gerekiyor...
Cumhurbaşkanlığına aday olanlar öncelikle bu bölgeyi ziyaret ederek, yetkilileri göreve çağırabilirler...
Bunu onlardan bekliyoruz...
Tüm güçler devreye girerse, Manastır kurtulabilir...
Aksi halde tarih bizi fena yargılar...

Yorumlar (1)

Tuncer Huseyin Bagiskan 10 Yıl Önce

reşat akar'a aynen katılıyorum; "gerçekten yaziklar olsun"...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.