Diyalog Gazetesi
2015-10-22 09:13:03

Gerçekleri görebilmek

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 22 Ekim 2015, 09:13

Slovakya’nın, Kıbrıs Büyükelçiliği; Türk ve Rum siyasi partilerini yakınlaştırma ve çözüm konusunda uzlaştırma amacıyla yıllardan beri yoğun çaba harcıyor...
Ne var ki; bir türlü bunu başaramıyor...
Aslında, partiler arasındaki toplantıların başlangıç yılı 1989’dur...
O zaman, Çek ve Slovak devletleri ayrılmış değildi...
Tek devlet vardı...
Yani Çekoslovakya...
Dönemin Büyükelçisi, bir toplantı organize etmiş ve iki taraftan siyasi parti liderlerini Prag’a davet etmişti...
Toplantıyı izleyen tek Türk gazetecisiydim...
Anımsadığım kadarıyla KKTC’den merhum Özker Özgür (CTP lideri), Mustafa Akıncı (TKP lideri) ve merhum İsmet Kotak ( Demokratik Halk Partisi lideri) vardı...
Rum kesiminden ise söz konusu toplantıya dönemin DİSİ Başkanı merhum Glafkos Klerides, AKEL lideri Dimitris Hristofyas, DIKO adına Tassos Papadopulos, EDEK lideri Dr.Vassos Lissarides ve Liberal Demokrat Parti Başkanı Nikos Rolandis katılmıştı...
Toplantının daha ilk gününde bir bayrak krizi yaşanmıştı...
Bunu bir kez daha sizlere aktarmak istiyorum...
Annan Planı referandumunda ‘OHİ’ kampanyasının başını çeken Tassos Papadopulos, Prag’daki toplantının ilk gününde masaya Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı koymuştu...
Kıbrıslı Türk siyasiler, özellikle de İsmet Kotak buna anında tepki göstermişti...
Doruk anlaşmaları çerçevesinde Kıbrıs sorununa ‘İki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözüm’ bulmak için masaya oturdukları anda, masaya bayrak koyarak kendi isteklerini empoze etme girişimi, Çekoslovak Büyükelçisi’nin de gayretleriyle sona ermişti...



Dünkü skandal
Kıbrıslı Rumların değişmeyen siyasetinde ‘iki yüzlülük’ vardır...
Bir taraftan müzakere masasında ‘uzlaşı için çalışıldığını’ gösterirken, diğer yandan Kıbrıslı Türkleri, 1963’te kendilerinin yıktığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalama siyaseti uyguluyorlar...
Üstelik bu kez Bakanlar Kurulu’nda 3 Türk olmayacak şekilde...
Maronit ve Ermeniler gibi tamamen azınlık statüsünda olacağımız bir siyaset izliyorlar...
Prag toplantısından bugüne tam 26 yıl geçti...
Ama Rum siyaseti değişmedi...
Çözümsüzlüğün temelinde bu iki yüzlü siyasetleri vardır...
Slovak Büyükelçisi’nin himayesinde gerçekleşen dünkü toplantıda CTP’yi temsil eden Muhittin Tolga Özsağlam’ın masayı terk etmesi bunun en somut kanıtıdır...
Öncelikle bu arkadaşımızı dik duruşundan dolayı kutlamak gerekiyor...
Hem kendisini, hem de CTP lideri Mehmet Ali Talat’ı herkes kutlamalı...
Bunca yıl ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyon’ görüşüldüğü halde, Rum siyasi parti yetkililerinin dünkü toplantıda, bu tezi reddetmeleri bardağı taşıran son damla oldu...
Ne var ki; ortaya çıkan sonuç bizleri şaşırtmamalı...
Bu ülkede çözümün olması ve iki toplumun eşit şartlarda, mutluluk içinde ve güvence altında yaşaması için hepimiz yoğun gayretler gösterdik...
Ama karşımızdakileri buna ikna edemedik...



Gazeteciler buluşması
Sırası gelmişken bir örnek daha vermek istiyorum...
Yıllar önce Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti ile Rum Gazeteciler Birliği arasında ‘ortak toplantılar’ yapılmıştı...
O dönem bizdeki cemiyetin genel sekreterliğini yapıyordum... 
Bir defasında, Rum meslektaşlarımız ‘Ortak deklerasyon’ yayınlamamızı istedi...
Buna gerek yoktu ama kabul ettik...
Önce bir taslak metin hazırlandı...
Bu metin içerisinde ‘Taksim’e veya Türkiye ile bütünleşmeye’ karşı olduğumuzun belirtilmesini istediler...
Buna karşılık olarak biz de “Hem Taksim’e, hem de ENOSİS’e karşı olduğumuzu yazalım” dedik...
Bir süre tartıştıktan sonra bunu kabul ettiler ve taslak metni; resmi yazıya dökülmesi için Ledra Palace Otel’de görevli Birleşmiş Milletler Barış Gücü yetkililerine verdiler...
Bekleme sırasında Anglias konyaklar, şaraplar ve biralar servis edildi...
İçin ve kafayı bulun arkadaşlar!!!
Gerçekten bazı arkadaşların kafayı bulduğu sırada Ortak Deklerasyon metni yazılı bir şekilde önümüze geldi...
 Hayretler içinde okumaya başladık...
Taksim’in reddedildiğine ilişkin madde bırakılmış, ama ENOSIS çıkarılmıştı...
Meğer, Rum Gazeteciler Birliği’nin başkan yardımcısı, herkesi Anglias ile mutlu ederken, BM sekreteryasına giderek, bir düzeltme yapıldığını söylemiş...
Bizden habersiz düzeltme!!!
Buna anında itiraz ettik ve deklerasyonu imzalamayacağımızı söyledik...
Sonunda yüzler asıldı ve deklerasyon yeniden daktilo edildi...



Nokta, virgüle dikkat
İşte o nedenle Rumlarla müzakere yapmak çok zor...
Önce kabul ettiklerini, bir süre sonra inkâr edebiliyorlar...
Çünkü ana hedefleri, bizlerle paylaşmak ve eşit düzeyde yaşamak değildir...
Ana hedefin ne olduğunu herkes biliyor...
Yunanistan’la birlikte bu hedefe yürümek için, güzel bir adayı bizimle paylaşmadılar...
Hem bizlere acı çektirdiler, hem de kendileri acı çekti...
Onlarla müzakere masasına oturanların ‘dört gözlü ve dört kulaklı’ olması gerekiyor...
Değil ‘kullanılan ifadelere’ noktaya, virgüle kadar dikkat edilmeli...
Ve her an kalenize bir gol girecekmiş gibi sağlam durmalı, kaleyi güçlendirecek önlemler almalı...
Faul yaptıkları anda ise sahayı terk etmeli...
CTP temsilcisinin dün yaptığı gibi...
Hem masayı terk etmeli, hem de bu iki yüzlü siyaseti en etkili bir şekilde dünya kamuoyuna duyurmalı...
Özellikle; AB’nin gözüne sokmalı...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.