Diyalog Gazetesi
2015-09-15 08:50:05

Gerçekleri doğru okumak

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 15 Eylül 2015, 08:50

Bugün ilk dersimiz Matematik...
Kamuoyu araştırmasında Rumlara şöyle bir soru soruluyor:
“Müzakereler bir planla sonuçlanırsa referandumda oyunuz ne olur?..”
Yüzde 16: Kesinlikle evet
Yüzde 14: Muhtemelen evet
Yüzde 16: Kesinlikle hayır
Yüzde 10: Muhtemelen hayır...
Bu durumda Evet’lerin toplamı yüzde 30, Hayır’ların ise yüzde 26 olmaz mı?..
Gelelim ‘hem evet, hem hayır’ diyenlere...
Bunların yüzde 40 olduğu belirtiliyıor...
Yani çoğunluk kararsız...
“Evet” diyebileceği gibi “Hayır” oyu da kullanabileceğini söylüyor...
Şimdi bu sonuçlara bakarak, Rumların artık çözüm istediğini nasıl iddia edebilirsiniz?..
Müzakerelerin başarıyla sonuçlanacağına inananların oranı yüzde 74 olabilir...
Ancak iş referanduma gelince, şu an itibarıyla Rumların sadece yüzde 30’u “evet” diyor...
Hal böyle iken, KKTC’de devlet ajansının ve ajansı izleyen medyanın büyük bir bölümünün, güneydeki kamuoyu araştırmasının sonuçlarını ‘Rumların çözüm istediği’ şeklinde yayınlaması ilginçtir...


Kriitik bir süreçteyiz
Diyalog bunu yapmıyor...
Bundan sonra da yapmayacak...
Haberleri en doğru bir şekilde aktarmak suretiyle halkımızın doğru teşhis koymasına yardımcı olacak...
Diyalog; sözkonusu araştırma sonuçları içinde yer alan mülkiyet konusundaki düşünceleri ön plana çıkarmak suretiyle, müzakere sürecinin en önemli iki başlığından biri konusunda halkımızı aydınlatmış oldu...
Ortaya çıkan sonuçlar ‘Rum halkının ezici bir çoğunluğunun kuzeydeki mülkünü istemeyeceği’ yönündeki iddiaları yalanlıyor...
Rum halkının sadece yüzde 18’i tazminatı kabul ediyor...
Takas’ı kabul edenlerin sayısı ise yüzde 12’de kalıyor...
Gerisi ‘yazlık olsa bile’ mülkünü kullanacağını veya kiraya vereceğini söylüyor...
Bu ülkede 52 veya 53 yıl sonra çözüm olacaksa, Kıbrıslı Türkleri yeniden azınlığa düşürmeyecek, haklarını yok etmeyecek bir çözüm olmalıdır...
Bunca yıldan sonra insanların yeniden göçmen durumuna düşürülmesini kimse istemiyor...
Ne var ki; sadece toprak düzenlemesi çerçevesinde 50 bin civarında insanımızın yerinden oynayacağını kabullenmek ve şimdiden ‘çare’ler üretmek kaçınılmazdır...


Garantiler hafife alınamaz
Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tüm başlıklarda uzlaşmanın sağlandığını ve garantiler konusuna geçildiğini düşünelim...
Bu konuda iki liderin yanı sıra Anavatan’lar konuşacak...
Yunanistan, başından beri garantilerin ‘çağdışı’ olduğunu iddia ederek, iptaini istiyor...
Türkiye ise yumuşak sesle olsa bile garantilerin devam edeceğini belirtiyor...
Ancak; böylesi hayati bir konuda öncelik mutlak surette Kıbrıslı Türklere verilmelidir...
Çünkü ‘her 4 Yunan vatandaşına bir Türk vatandaşı’ diyerek, sonsuza dek azınlıkta olacağımız bir adada geleceğimizi Türkiye’den başka hiç kimseye emanet edemeyiz...
Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün dışında hiçbir garanti bizleri tatmin edemez...
Türkiye’nin, böylesi hayati bir konuda elindeki gücü terk etmesi de istenemez...
Sorunun çözümü konusunda her konuda uzlaşı sağlansa bile “eee ne yapalım, garantileri de AB’ye bağlayalım” düşüncesinde olanlar var ise; halkımızın buna çok güçlü bir sesle “hayır” diyebileceği gerçeğini anımsatmakta fayda vardır...
İşte bu gerçekler ışığında ve müzakerelerin en kritik aşamasında Türkiye Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar’ın bugünkü KKTC ziyareti ve ziyaret sırasında vereceği mesajlar çok önemlidir...
Merakla bekliyoruz...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.