Diyalog Gazetesi
2015-12-09 08:47:44

Gelecek nesiller için eylemde

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 09 Aralık 2015, 08:47

Türkiye’deki seçimlerden önce Ankara’nın göbeğinde meydana gelen terör olayında yüzden fazla insan hayatını kaybetti...
Daha sonra Paris’teki saldırılarda 128 kişinin öldüğü, bir o kadar da yaralının bulunduğu açıklandı...
Bizler, Ankara’daki kanlı saldırıyı çok kısa sürede unuturken, Fransızlar hala ölenlerin yasını tutuyor...
Ülkede hala olağanüstü hal uygulaması devam ediyor...
Dini ayinlerin, anma törenlerinin ardı arkası kesilmiyor...
Bu ciddi farklılık bizlere ‘insanlık adına’ bazı mesajlar vermiyor mu?..
Bizler Avrupa Birliği’ne üye olmak için çırpınıyoruz...
İşimize geldiğinde insan hakları şampiyonu kesiliyoruz, gelmediğinde yüzden fazla can kaybını bile önemsemiyoruz...
İşin gerçeği; insanı önemseme, yaşama değer verme, insan haklarına sayı gösterme konusunda çok gerilerdeyiz...
Kuşkusuz; insana önem verme sadece terör saldırıları sonrasındaki önlemlerle değerlendirilemez...
İnsana önem vermek, iyi bir eğitim ve sağlık politikası yaratmak, çevreyi temiz tutmak, yeşil alanlar yaratmak, kanalizasyon sorunlarını ortadan kaldırmak, elektrik santrallerine filtre takmak, doğayı yok edenleri durdurmak, dere yataklarının önünü açmak, suçlara karşı caydırıcı önlemler almak, trafikte yaşanan sorunları ortadan kaldırmak demektir...
Hem Türkiye’de, hem de KKTC’de bu saydıklarımızla ilgili ciddi sıkıntılar vardır...
Hiçbir konuda önlem yok
Kuzey Kıbrıs’ın insanları açısından en büyük tehlikelerden biri kanser hastalıklarıdır...
Bu konuda Dünya Beşincisi olduğumuzu açıklamışlardı...
Peki, hepimizi ürkütmesi gereken gerçekler karşısında bizler ne yaptık?..
Ne tür önlemler aldık?..
Birileri çıkıp da “biz şunu yaptık, şunu düzelttik” diyebilir mi?..
Teknecik ve Kalecik santralleri gibi araçlardan korkunç zehir yayılıyor...
Musluklarımızdan akan sular hala kullanılamaz kalitede...
Ve bizler paslanmış, erimiş, çürümüş, pis borulardan akan sularla sebze ve meyvelerimizi, ağzımızı, vücudumuzu, çamaşırlarımızı yıkıyoruz...
Elektriğin, hem pahalı olması, hem de sık sık kesilmesi nedeniyle odun sobalarına dönüş yapılması karşısında herhangi bir önlem alamıyoruz...
Yollar, sokaklar, ovalar, dereler, sahiller pislik içinde yüzüyor...
Hayvan kesimlerinin büyük bir çoğunluğu denetimsiz yapılıyor...
Hormon kullanımı serbest...
Gittikçe artan sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımına karşı en ufak bir önlem alınamıyor...
Yiyeceklerimizin hemen hepsi sağlıksız...
Övündüğümüz bir hellim vardı, onu da yenmez hale getirdik...
Böylesi bir durumda kanser patlaması olmaz mı?..
 
Sonunda isyan ettirdik
Yaklaşık 23 yıldan beri kanser hastalıklarına karşı mücadele veren, hastaların elinden tutmaya çalışan bir derneğimiz vardır...
Başındaki insan Raziye Kocaismail...
Gecesini, gündüzüne katarak insanlara hizmet etmeye çalışıyor...
Gönüllü bir asker gibi bıkmadan, usanmadan çalışıyor, zorluklara karşı mücadele veriyor...
Sonunda onu da isyan noktasına getirdik...
Tek başına Meclis önünde eylem yapmak zorunda kaldı...
Meclis’in içindekiler, yatırımlara olanak tanımayan KKTC bütçesini görüşürken, Raziye Hanım Meclis dışında ‘Gelecek nesiller için buradayım’ yazılı bir pankart ile dikkat çekmeye çalıştı...
Meclis’ten, kanserle ilgili bir politikanın belirlenmesini istiyordu...
Eğer kalıcı bir politika belirlenmez ve kansere karşı çok ciddi önlemler alınmazsa, gelecek nesillerin tehlike altında olduğuna dikkat çekiyordu...
Böylesi bir eylem karşısında özellikle de halkın temsilcisi olan milletvekillerinin topluca Raziye Hanım’ın yanına gitmesi ve kendisine güvence vermesi gerekirdi...
Hatta bunca zaman yaşatılan sıkıntılardan dolayı özür dilemeliydiler...
Bugün kanser hastalıklarında şampiyon olmuşsak, bunun birinci sorumlusu devlettir...
Devletin gerekli önlemleri almaması nedeniyle yeni doğmuş bebeklerden başlayarak herkes kanser riskiyle karşı karşıyadır...
Sözde bir de Çevre Bakanlığımız var...
Sıkıya girdiği zamanlarda araç ve personel eksikliğinden söz eden bu bakanlığın, insanlık adına yapabileceği hiçbir şey yok mudur?..
Eğer yoksa, bakanlık ve bakan niye oradadır?..
Var ise niye gerekenler yapılmıyor?..
Pislik içinde yüzen bu ülkede hepimiz risk altındayız...
Her fısatta ‘Avrupalı olmaktan’ söz ederken, önce kaybettiğimiz insanlığı kazanmalıyız...

Yorumlar (1)

vatandaş 9 Yıl Önce

devlet yediğimiz hormonlu tavuklardan tutun ilçalı sebze ve meyvelerden tutunda diğer gıdalrda denetim yapsın bakalım kanser oranı düşüyormu düşmüyormu

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.